Paydaşlığın Giderilmesi - Vekalet Ücreti - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/986 Esas 2009/4336 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/986
Karar No: 2009/4336
Karar Tarihi: 11.05.2009

Paydaşlığın Giderilmesi - Vekalet Ücreti - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/986 Esas 2009/4336 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, borçlu paydaş A..K'dan alacaklı olduğunu, bu nedenle paydaşlığın giderilmesi için taşınmazın satılması gerektiğini iddia etmiştir. Mahkeme bu talebi kabul etmiş, taşınmaz satılarak ortaklığın giderilmesine karar vermiştir. Ancak bina niteliğinde muhtesatın bulunması nedeniyle, satış sonrası muhtesat sahiplerine de pay verilmesi gerektiği, ayrıca vekalet ücreti ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: 2004 S. İcra ve İflas Kanunu Madde 121.

 

 

6. Hukuk Dairesi 2009/986 E., 2009/4336 K.

6. Hukuk Dairesi 2009/986 E., 2009/4336 K.

  • PAYDAŞLIĞIN GİDERİLMESİ
  • VEKALET ÜCRETİ

 

  • 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 121 ]

"İçtihat Metni"

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davacı ve davalılardan A....... K........ tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

DAva, bir adet taşınmazın ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkeme, taşınmazın satılarak ortaklığın giderilmesine karar vermiş, hüküm, davacı vekili tarafından vekalet ücretine hasren ve davalı A.......... K....... tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, müvekkilinin, borçlu paydaş A......... K.........’tan alacaklı olduğunu, alacağından dolayı borçlu paydaş hakkında icra takibi başlatıp, İİK 121. maddesi hükmü uyarınca icra mahkemesinden aldıkları yetki belgesi gereğince, miras bırakan C....... K.......’a ait Ümraniye ilçesi 330 ada 3 No’lu parselin satış suretiyle paydaşlığının giderilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Paydaşlığın satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara dağıtılır.

Bütünleyici parçanın arzın paydaşlarına değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.

Olayımıza gelince; dava konusu edilen ve satışına karar verilen 3 No’lu parsel mahallinde mahkemece uzman bilirkişiler ile keşif yapılmış ve taşınmaz üzerinde “

“zemin+2 normal katlı ve zemin+3 normal katlı”

” bina niteliğinde muhtesatın bulunduğu tesbit edilmiştir. Davalıların tamamı duruşmalara katılmamıştır. Bu durumda muhtesatlar konusunda taraflar arasında ittifakın var olduğu kabul edilemez, bununla birlikte hükmü temyiz edenin sıfatına göre bilirkişi raporunda B harfi ile gösterilen zemin+3 normal katlı bina niteliğindeki muhtesatın A......., A........ ve S....... K........’a ait olduğu hususunda taraflar arsında ittifak sağlandığının kabulü gerekir. Mahkemece, bu muhtesat yönünden yukarıda belirtilen esaslar dairesinde oran kurulup, satış bedelinden bu oran dahilinde muhtesat sahiplerine verilmesine karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde oran kurulmadan muhtesat bedeli belirlenmek suretiyle bu bedelin muhtesat sahiplerine verilmesine karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca, yargılamada kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre vekalet ücreti verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemiş olması da hatalı görülmüştür.

Hüküm, bu nedenlerle bozulmalıdır

.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ve davalı A....... K.......’un temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.05.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 

Hemen Ara