Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/6514 Esas 2012/8219 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/6514
Karar No: 2012/8219
Karar Tarihi: 18.10.2012

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/6514 Esas 2012/8219 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan yargılanmış ve beraat etmiştir. Ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bozma istemiyle dosya yeniden Daire'ye gönderilmiştir. Bu durumda, Yargıtay Ceza Genel Kurulu, ticareti terk eden tüzel kişilerin de söz konusu suçtan cezalandırılması gerektiği yönünde karar vermiştir. Somut olayda, şirketin ticareti terk ettiğinin tespit edilmesi gerektiği kararı verilmiş ve yetkilisi sanığın beraatine karar verilmesi isabetsiz bulunmuştur. İİK'nun 44. maddesi gereği, ticareti terk eden tacirlerin cezalandırılması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: İcra İflas Yasası'nın 44. ve 337/a maddeleri, Türk Ticaret Yasası'nın 18. maddesi, 6352 Sayılı Yasa'nın 99 ve 101. maddeleri.
16. Hukuk Dairesi         2012/6514 E.  ,  2012/8219 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... 10. İCRA MAHKEMESİ

    Ticareti terk hükümlerine muhalefet etmek suçundan sanık ..."ın beraatine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya daireye gönderilmiş, Dairemizin mahkeme hükmünün onanmasına ilişkin 17.10.2011 tarihli kararına Yargıtay C.Başsavcılığının 07.12.2011 tarihli itirazı üzerine Ceza Genel Kurulunun 10.07.2012 tarih ve 2011/688 Esas 2012/499 Karar sayılı kararı ile 6352 sayılı Yasanın 99 ve 101. maddeleri uyarınca öncelikle Dairemizce değerlendirilmesi için dosya yeniden gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Somut olayda, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında; İİK"nun 44. maddesinde “ticareti terk eden tacir” ifadesi kullanılmış olup bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün bulunmadığı, bu sebeple limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin de, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İİK"nun 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi cezalandırılmalarına da bir engel bulunmadığı; diğer yandan, İİK"nun 44. maddesinde yapılan değişikliğin “ticareti terk eden kötü niyetli borçluların” bu davranışlarının önlenmesi amacıyla yapıldığının da gerekçede açıkça ifade edildiği, Yüksek Özel Dairenin kararında tüzel kişi tacirler hakkında 44. maddesinin 2. fıkrasının uygulama kabiliyetinin olmadığı belirtilmiş ise de, aynı maddenin 1. fıkrasının gözönüne alınmadığına değinilmiş ve bozma kararı verilmesi gerekirken onama kararı verilmesinin isabetsizliği ileri sürülerek hükmün bozulması talep edilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının aynı konudaki itirazına ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14/02/2012 tarih ve 2012/16.HD - 505, 509 ve 513 Esas sayılı dosyalarında özetle; ticareti terk eden borçlunun 6762 sayılı Türk Ticaret Yasası anlamında tacir olmasının gerektiği, 6762 sayılı Kanunun 18. maddesinde ticaret şirketlerinin de tacir olduğunun belirtilmesi nedeniyle ticaret şirketlerinin ve bu anlamda limited şirketin anılan Kanunun 18. maddesi uyarınca tacir olduğunda kuşku bulunmadığı, İİY"nın 44. maddesinde "ticareti terk eden tacir" ifadesi kullanılmış olup, bu ifadenin yalnızca gerçek kişi tacirleri kapsadığına ilişkin herhangi bir kısıtlayıcı hükmün konulmadığı, o halde tacir sayılan limited şirketlerin temsil ve idareye yetkili müdürlerinin, şirketin ticareti terk etmeleri halinde İcra İflas Yasasının 44. maddesindeki yükümlülükleri yerine getirmeyeceklerine ilişkin bir istisna getirilmediğine göre, tıpkı gerçek kişi tacirler gibi aynı Yasanın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmalarına da bir engel bulunmadığı, diğer yandan İİY"nın 44. maddesinde yapılan değişikliğin “ticareti terk eden kötü niyetli borçluların” bu davranışlarının önlenmesi amacıyla yapıldığının da gerekçede açıkça ifade edildiği, ticari şirketi temsil ve idareden sorumlu müdür ve yetkililerinin bu suçu işleyemeyeceklerinin kabulü halinde, ticareti terk suçunu işleyen gerçek kişi tacirlerin İİY"nın 337/a maddesi uyarınca cezalandırılmaları gerekecek, ancak aynı fiili işleyen ve İİY"nın 345. maddesi uyarınca bu fiilden sorumlu tutulması gereken ticaret şirketi müdür ve yetkililerinin ise cezai sorumluluktan muaf tutulmaları anlamına gelecektir ki bunun yasal bir dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle oyçokluğuyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne karar verilmiştir.
    Dairemizce, Yargıtay C. Başsavcılığının itirazı yerinde görüldüğünden kabulü ile Dairemizin 17.10.2011 tarih ve 2011/338 Esas, 5866 sayılı kararımızın kaldırılmasına karar verilerek yapılan inceleme sonunda;
    Ticaret şirket yetkilisi olan sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu on beş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesinin gerekmesi nedeniyle, somut olayda Kadıköy/... Vergi Dairesi Müdürlüğünün 24/05/2010 tarih ve 21610 sayılı yazına göre, borçlu şirketin 30.09.2009 tarihinde re"sen terk ettirildiğinin bildirilmesi, ticaret sicilinde kayıtlı adresinde zabıta marifetiyle yapılan araştırma sonunda da, şirketin bir yıl önce adresini terk ettiğinin tespit edilmesine göre, borçlu şirketin ticareti terk ettiğinin kabulünün gerekmesi karşısında, yetkilisi sanığın mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 18.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara