Elbirliği Mülkiyeti - Önalım Hakkı - Taraf Teşkili - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2008/13496 Esas 2009/2379 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/13496
Karar No: 2009/2379
Karar Tarihi: 23.03.2009

Elbirliği Mülkiyeti - Önalım Hakkı - Taraf Teşkili - Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2008/13496 Esas 2009/2379 Karar Sayılı İlamı

 

 

6. Hukuk Dairesi 2008/13496 E., 2009/2379 K.

6. Hukuk Dairesi 2008/13496 E., 2009/2379 K.

  • ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ
  • ÖNALIM HAKKI
  • TARAF TEŞKİLİ

 

  • 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 640 ]
  • 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 733 ]
  • 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 734 ]

"İçtihat Metni"

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan onalım davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği görüşülüp düşünüldü.

Uyuşmazlık, onalım hakkına konu edilen payların iptali ile davacı adına tesciline ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin 36, 37 ve 43 nolu parsellerde tapu paydaşı Emişin mirasçısı olduğunu, davalının dava konusu taşınmazlarda müvekkilinden habersiz pay satın aldığını, davacının onalım hakkını kullanmak istediğini belirterek, davalı adına kayıtlı payların iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin söz konusu paylan tapuda satış görünse de babasından hibe olarak aldığını, bu durumda onalım hakkının kullanılamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

Onalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise, tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu hallerde 11.10.1982 gün ve 3/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekaletname verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa, Türk Medeni Kanunu"nun 640. maddesi hükmü uyarınca miras bırakan terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa, davacının sıfatı biter, davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir.

Olayımıza gelince; davacının davada dayandığı pay kendi adına kayıtlı bağımsız bir pay olmayıp, miras bırakanı Emiş adına kayıtlıdır. Dosyada bulunan mirasçılık belgesinden adı geçen tapu paydaşının 29.06.1996 tarihinde öldüğü, geriye mirasçı olarak davacı ile birlikte kardeşleri Mustafa, Fatmaana, Osman, Abdurrahman, Hatice ve Zeynep ile yeğenleri Alaaddin, Serdar, Emine, Hacı Hüseyin ve İbrahimT bıraktığı, davacının diğer ortakların onayı olmadan bu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda elbirliği mülkiyetine konu paya dayanılarak açılan bu davaya diğer ortakların muvafakatinin sağlanması, bu mümkün olmadığı takdirde davacıya miras ortaklığına temsilci atanması için süre verilmesi, davanın tayin edilecek temsilci aracılığıyla yürütülüp sonuçlan-dırması gerekirken, bu husus gözardı edilerek İşin esası hakkında yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK"nın 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA) ve bozma sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 23.03.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 

 

 

Hemen Ara