Esas No: 2012/5322
Karar No: 2012/8190
Karar Tarihi: 18.10.2012
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2012/5322 Esas 2012/8190 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... İCRA MAHKEMESİ
Ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara uğratmak kastiyle ticarî işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödememesi suçundan, sanık ..."ın İİK’nun 333/a, TCK"nun 52/2. maddeleri gereğince altı ay hapis ve 10.000,00TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde sanık müdafii tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Müşteki vekili tarafından sanığa isnat edilen suç İİK’nun 333/a maddesinde, “Ticaret şirketlerinde hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olanların alacaklıları zarara uğratmak kastiyle ticarî işletmenin borçlarını kısmen veya tamamen ödemeyerek alacaklıları zarara soktukları takdirde, bu işlem ve eylemlerin başka bir suç oluşturmaması hâlinde, alacaklının şikâyeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır." şeklinde düzenlendiği dikkate alındığında, atılı suçun oluşabilmesi için, sanığın bu eyleminin başka bir suç oluşturmaması gerekmektedir. Müşteki vekilinin şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü hususların ispatlanması halinde sanığın eyleminin İİK"nun 331. maddesinde müeyyideye bağlanan alacaklılarını zarara uğratmak kastiyle mevcudunu eksiltme suçuna uyabileceği anlaşılmakla, mahkemece sanığın beraati yerine yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verilmesi,
Kabule göre de,
1- Müşteki vekili 10.10.2007 tarihli duruşmada borçlu şirketi hukuken temsile yetkili ... hakkındaki şikayetlerinden vazgeçmesine ve diğer sanıklar ... ve ... yönünden şikayetlerinin devam ettiğinin bildirmesi karşısında, atılı suçun haklarında şikayetten vazgeçilen sanıklar ile iştirak halinde işlenip işlenmediği ve buna göre de vazgeçmenin TCK"nun 73. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca diğer sanıklara da sirayet edip etmeyeceğinin tartışılmaması,
2- Hapis cezası asgari hadden tayin edilmesine rağmen, aynı gerekçeyle gün para cezasının asgari hadden ayrılarak tayin edilmesi,
3- Sanık hakkında verilen cezanın paraya çevrilemeyeceğine ve cezanın tecil edilemeyeğine ilişkin İİK"nun 352/b maddesi 31.05.2005 gün ve 5358 sayılı yasanın 23. maddesiyle mülga edilmesi nedeniyle, verilen cezaların tecilinin ve hürriyeti bağlayıcı cezaların para cezasına ve tedbirlere çevrilmesinin olanaklı olduğu gözetilmeden, CMK gereği mümkün olmadığı gerekçesiyle teciline ve paraya çevrilemeyeceğine karar verilmesi,
4- Temyiz sebebi ile öğrenilen mahkemenin 2009/87 Esas, 2011/108 sayılı kararı ile mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında müştekileri ve icra takip dosyaları farklı dosyalardan dolayı yapılan şikayet nedeni ile açılan dava dosyasının bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında TCK"nun 43. maddesinin ikinci fıkrası aracılığıyla birinci fıkrasının uygulanmasının gerekip gerekmediği hususlarının tartışılması için bu dosyanın anılan dosya ile birleştirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
İsabetsiz olup, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün istem gibi BOZULMASINA, 18.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.