16. Hukuk Dairesi 2012/5113 E. , 2012/8111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Kullanım kadastrosu sırasında 13243 ada 37 parsel sayılı 13821,17 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ... oğlu 1948 doğumlu ..."ın kullanımında olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... taşınmazın beyanlar hanesindeki zilyetlik şerhinin iptali ve adına zilyetlik şerhi verilmesi istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, kullanım kadastrosuna karşı askı ilan süresinden sonra dava açılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmaz, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve ..."ın kullanımında olduğu şerhi verilerek tarla niteliği ile Hazine adına tespit edilmiş ve askı ilanı süresi içinde dava açılmadığından tespit 28.07.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı tarafça, kesinleşen tespit sonucu oluşan tapu kaydındaki zilyetlik şerhinin iptali istemi ile 29.03.2011 tarihinde dava açılmıştır. Mahkemece, davanın niteliği itibarı ile ancak askı ilan süresi içerisinde açılabileceği, buna göre genel mahkemede açılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş ise de, 5831 sayılı Yasa ile 3402 sayılı Kadastro Kanunu"na eklenen ek 4. madde içeriğinde, bu şekilde yapılan tespitler hakkında 3402 sayılı Yasa"nın 12/3. maddesinin uygulanamayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davanın 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen yasal sürede açıldığının kabulüne, öncelikle yasal hasım olan Hazine davaya dahil edilip taraf teşkilinin tamamlanması, ondan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri toplanıp, davacının yasada belirtilen şekilde bir kullanımının olup olmadığının tespiti ile oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 16.10.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.