Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/4094 Esas 2010/8058 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/4094
Karar No: 2010/8058
Karar Tarihi: 29.6.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/4094 Esas 2010/8058 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, önalım davasına konu olan payların iptali ve davacı adına tescili konusunda karar vermiştir. Mahkeme, davanın kısmen kabulü ile 145 parsel Numaralı taşınmazdaki pay hakkındaki davanın fiili taksim nedeniyle reddine, 177 Numaralı parsel hakkındaki davanın kabulüne davalı adına kayıtlı iptali ile davacı adına tesciline hükmetmiştir. Davalı ve davacı vekilleri kararı ayrı ayrı temyiz etmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde müvekkilinin paydaşı olduğu taşınmazlarda diğer paydaşın taşınmazlardaki payını davalıya sattığını ve önalım hakkının kullanılmasını engellemek için muvazaalı olarak dönüm bedelini yükselttiğini, bu nedenle davalı adına kayıtlı payların iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir. Davalı vekili ise davanın eksik harçla açıldığını, taşınmazların fiili taksime tabi olduğunu ve davacının kullanım alanının belirlendiğini savunmuştur. Mahkeme, davacının pay hakkı önalım hakkını kullanmasını uygun bulmuş ve bedelde muvazaa iddiasının araştırılmasını talep etmiştir. Ancak bu konuda yeterli araştırmanın yapılmaması nedeniyle karar bozulmuştur. Kanun maddesi olarak T.M.K’nun 2. maddesi, dürüstlük kuralı ve 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı belirtilmiştir.
6. Hukuk Dairesi         2010/4094 E.  ,  2010/8058 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    KARAR TARİHİ :25.12.2008
    ÜÇÜNCÜ ŞAHIS :

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davalı-davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davacı vekili Av.... ve davalı vekili Av.... geldiler. Hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Uyuşmazlık önalım hakkına konu edilen payların iptali ile davacı adına tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 145 parsel No’lu taşınmazdaki pay hakkındaki davanın fiili taksim nedeniyle reddine, 177 No’lu parsel hakkında açılan davanın kabulüne davalı adına kayıtlı iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili ve davacı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
    1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince ;
    Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin paydaşı olduğu 145 ve 177 parsel No’lu taşınmazlarda diğer paydaş...’nin taşınmazlardaki payını davalıya sattığını, payların dönümü 700.-TL’den satılmasına karşın tapuda önalım hakkının kullanılmasını engellemek için muvazaalı olarak dönümünün 1.250.-TL’den gösterildiğini, davacının pay satışlarından 26.12.2002 tarihinde keşide edilen ihtarname ile haberdar olduğunu, önalım hakkını kullanmak istediğini, bedelde muvazaa iddiasının araştırılmasından sonra önalım bedelini depo edeceğini belirterek, davalı adına kayıtlı payların iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın müvekkilini mağdur etmeye yönelik olarak ve eksik harçla açıldığını, tapuda gerçek değerlerin gösterildiğini, bedelde muvazaa yapılmadığını, diğer yandan taşınmazların bulunduğu köyün fiili taksime tabi olup taşınmazların..., ..., ... ve... arasında taksim edildiğini, adı geçen her mirasçının köyde belirlenen kısımda ziraat yaptığını, bu konuda mirasçılar arasında taksim tutanağı da düzenlendiğini, davacının bizzat köyün bir bölümünde ev yaptığını, sondaj vurduğunu, bağ ve özel yol yaptığını, davalının kullanacağı yerin de belirlendiğini ve teslim edildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken, bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış sebebiyle önalım hakkını kullanması T.M.K’nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz.Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17 /1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi, mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi hallerde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Olayımıza gelince; davacının paydaşı olduğu 145 ve 177 No’lu parsellerde bulunan ve dava konusu edilen 8 / 224’şar pay taşınmazların paydaşlarından... tarafından 23.12.2002 tarihinde toplam 68.750.-TL bedelle davalıya satılmıştır. Davacının önalım hakkını kullanarak açtığı davaya karşı davalı yan taşınmazların fiilen taksim edildiğini, bu durumda önalım hakkının kullanılamayacağını savunmuştur. Yerinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıkların beyanından dava konusu payların ilişkin bulunduğu taşınmazların ve dava dışı başka taşınmazların başlangıçta ......’ye ait iken ölümünden sonra çocukları..., ..., ... ve... arasında taksim edildiği, davacının... ..., satıcı paydaş...’nin ise... mirasçıları olarak kendilerine kalan taşınmazları kullandıkları, ... mirasçılarının kendilerine düşen taşınmazları aralarında taksim etmelerine rağmen... ... mirasçılarının böyle bir bölüşmeye gitmedikleri anlaşılmaktadır Dosya kapsamı itibariyle taşınmazların bulunduğu... ( ... ) Köyü... ailesinin tasarrufunda olup kök miras bırakandan gelen taşınmazlar mirasçıları arasında gruplar halinde taksim edilerek kullanılagelmiştir. Bir başka deyişle her bir taşınmazın kendi içinde paydaşları arasında bölüşülmesi söz konusu değildir. Yine fiili taksime taşınmazların tüm paydaşları da katılmamıştır. Bu durumda taşınmazların fiilen taksim edildiğinden söz edilemeyeceğinden davacının 145 No’lu parseldeki pay yönünden önalım hakkını kullanmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Mahkemece davacının bedelde muvazaa iddiası üzerinde de durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarda ( 2 ) No’lu bentte yazılı nedenlerle BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için kendini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir edilen 750.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 29.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara