Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/4672 Esas 2010/8049 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/4672
Karar No: 2010/8049
Karar Tarihi: 28.6.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/4672 Esas 2010/8049 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Alman vatandaşı olan davacı ve Türk vatandaşı olan davalı, evlilik birliği içerisinde edindikleri ortak taşınmazların kullanımı konusunda anlaşamadıkları için ortaklığın giderilmesi davası açmıştır. Mahkeme, taşınmazların satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar vermiştir. Ancak davalı, davacının Türkiye'de ikamet etmediği için teminat göstermeden dinlenemeyeceğini savunmuştur. Mahkeme, davacının karşılıklılık esasına göre teminattan muaf olup olmadığını araştırmadan hüküm tesis ettiği için kararın bozulması gerektiği sonucuna varmıştır.
Kanun Maddeleri:
- HUMK. 97. madde: Türk mahkemelerinde dava açan yabancı gerçek veya tüzel kişiler yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zararını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. Ancak, karşılıklılık esasına göre muaf tutulabilirler.
6. Hukuk Dairesi         2010/4672 E.  ,  2010/8049 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    KARAR TARİHİ :4.2.2010
    ÜÇÜNCÜ ŞAHIS :

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, iki adet taşınmazın ortaklığın giderilmesine ilişkindir. Mahkemece satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin Alman Vatandaşı olduğunu, davalının ise 5203 sayılı kanunla vatandaşlıktan izinle çıkan Türk Vatandaşlık belgesine sahip olduğunu, müvekkkil ile davalının boşandıklarını, evlilik birliği içerisinde edinilen dava konusu taşınmazların kullanımı konusunda anlaşamadıklarından taşınmazdaki ortaklığın aynen taksim suretiyle, aynen taksim mümkün olmadığı takdirde satış suretiyle ortaklığın giderilmesini istemiştir. Davalı ise ilk itiraz olarak davacının Alman Vatandaşı olduğunu Türk Mahkemesinde açacağı davalar için HUMK. 97. maddesi gereği teminat yatırması gerektiğini teminat gösterilmeden davacının dinlenemeyeceğini teminat gösterilmesi halinde taşınmazların aynen taksim suretiyle aynen taksimi mümkün olmadığı takdirde satış suretiyle ortaklığın giderilmesini savunmuştur.
    Dava konusu edilen ve satışına karar verilen 4441 ve 4442 numaralı taşınmazların davacı ve davalı adına ½ oranında kayıtlı olduğu, davacı paydaş ...’in Alman vatandaşı olup Türkiye"de ikamet etmediği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Türkiye’de ikamet etmeyen davacının HUMK.97. maddesine göre teminat göstermesi zorunludur. Teminatın konusu davanın açılması nedeniyle davalının uğramış olduğu muhtemel zararları ile davanın rededilmesi durumunda lehine takdir edilecek avukatlık ücreti ve diğer yargılama giderlerinin tahsil olanağının güç olacağı varsayımına dayanmaktadır. Türk mahkemesinde dava açan yabancı gerçek veya tüzel kişiler yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zararını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır. Ancak davacı karşılıklılık (mütekabiliyet) esasına göre muaf tutulabilir.
    Bu durumda davacı yabancının karşılıklılık esasına göre teminattan muaf olup olmadığı araştırıldıktan sonra ve şayet muafiyetten yararlanamıyorsa kendisine mahkeme masraflarından sayılan harç dahil olmak üzere gerekli miktar tespit edilerek teminatın döviz olarak merkez bankasına bloke ettirildikten sonra davanın esasına girilmesi gerekirken bu husus göz ardı edilerek hüküm tesis edilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara