(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2010/3831 E. , 2010/8001 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
KARAR TARİHİ :15.12.2009
ÜÇÜNCÜ ŞAHIS :
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava bir adet taşınmazında ortaklığın giderilmesine ilişkindir. Davacı vekili dava dilekçesinde, tarafların 1708 parsel sayılı taşınmazda paydaş olduklarını, ortaklığın satış suretiyle giderilmesini istemiştir. Davalı vekili de davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, aynen taksiminin mümkün olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Olayımıza gelince; dava konusu taşınmazın imar planı içerisinde kalan arsa nitelikli yer olduğu, aynen taksiminin mümkün olmadığı ivaz yoluyla da ortaklığının giderilemeyeceği taşınmazdaki ortaklığın satış suretiyle giderilebileceği 21.4.2009 tarihli bilirkişiler raporunda bildirilmiş, mahkeme 19.10.2009 tarihli fen bilirkişisinden aldığı ek rapora dayanarak, taksimin mümkün olduğu ve taksim istenmediğinden davanın reddine karar vermiştir. Yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Harita mühendisi uzman bilirkişi aracılığıyla yeniden inceleme yapılıp, alınacak rapor değerlendirilerek davanın çift taraflı dava olduğu da gözönüne alınarak karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değilidr.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.