Esas No: 2012/4972
Karar No: 2012/9382
Karar Tarihi: 10.07.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/4972 Esas 2012/9382 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 23.11.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 29.06.2011 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 10.07.2012 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, 8 parsel sayılı taşınmazın maliklerinin tapu sicilinde ... biçiminde yazılan kimlik bilgilerinin ...” olarak düzeltilmesini istemişlerdir.
Mahkemece, kesin hüküm gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir.
Davacı ..., ..” olarak düzeltilmesini istemiştir. Dava konusu 8 parsel sayılı taşınmazın sicili 11.09.1934 tarihli ve 92 numaralı tapu kaydı revizyon alınarak oluşturulmuştur. Davacı ...’un nüfus kaydından 01.07.1945 tarihinde doğduğu anlaşılmaktadır. Görülüyor ki, davacı dayanak tapu kaydının tesisinden sonraki bir tarihte doğmuştur. Bunun
yanında, nüfus kayıtlarından davacı ...’un 20.10.1924 tarihinde doğan ... adında bir kardeşinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının bu isteminin mülkiyet nakline neden olacağı açıktır. Dolayısıyla, davacı ...’un isteminin mülkiyet nakline neden olacağı gerekçesi ile reddine karar verilmesi gerekirken kesin hüküm nedeni ile reddine karar verilmesi doğru değil ise de hüküm sonucu itibariyle doğru bulunduğundan bu yöne yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacılar ..., ..., ... ve ...’ın temyiz itirazlarına gelince;
Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin isim, soyisim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu tür davalarda kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
Tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesine ilişkin davalardaki amaç, tapu kayıt malikinin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin nüfus kaydı ile uyumlu hale getirilmesidir. Böylelikle, kamuya açık bilgilerin düzenli hale getirilmesi sağlanarak kamu düzeni yaratılmaktadır.
Somut olayda, davacılar 8 parsel sayılı taşınmazdaki murislerinin kimlik bilgilerinin nüfus bilgileri ile uyumlu hale getirilmesini istemişlerdir. Mahkemece, 8 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydındaki maliklerin ... oğlu ... biçiminde yazılan kimlik bilgilerinin ...” olarak düzeltilmesi istemiyle açılıp mülkiyet aktarımına neden olacağı gerekçesi ile reddine karar verilen ve Dairemizin temyiz denetiminden geçerek kesinleşen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/692E. 2010/459K. sayılı kararı kesin hüküm kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemli davalar kamu düzenini ilgilendirdiğinden niteliği itibariyle tapu kayıtlarının düzgün biçimde tutulmasının amaçlanması nedeni ile bu tür davalarda kesin hüküm olgusu uygulanamaz. Bu nedenle, kesin hüküm gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Dava konusu taşınmazın sicili 11.09.1934 tarihli ve 92 numaralı tapu kaydı revizyon alınarak oluşturulmuştur. Tapulama tutanağının “edinme sebebi” sütunu ve revizyon alınan tapu kaydında, ...
biçiminde düzeltilmiştir. Nüfus kayıt örneklerinden, “... ve ... oğlu 1896 doğumlu, 1968 ölü .....” biçimindeki kaydın da “... kızı ...” olarak düzeltilmesi isteminin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Açıklanan bu saptamalar bir yana bırakılarak davanın yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacılar ..., ..., ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 900TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacı ...’dan alınarak davalıya verilmesine, 10.07.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.