Esas No: 2019/2477
Karar No: 2020/258
Bir suçu gizlemek - delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla öldürme - yağma - ihmali davranışla çocuğu kasten öldürmeye teşebbüs - Yargıtay 1. Ceza Dairesi 2019/2477 Esas 2020/258 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, yağma, ihmali davranışla çocuğu kasten öldürmeye teşebbüs
HÜKÜM : 1-..."ı bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, suçundan, TCK"nin 82/1-h, 53/1-2-3 ve 58. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası,
2-Katılan ..."ı ihmali davranışla kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, TCK"nin 82/1-e, 83/3, 35/1-2, 53/1-2-3 ve 58. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası,
3-..."a yönelik yağma suçundan, TCK"nin 148/1, 53/1-2-3 ve 58. maddeleri uyarınca 6 yıl hapis cezasına ilişkin, Antalya 7. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 28/03/2017 tarih, 2015/230 esas ve 2017/102 karar sayılı hükmünün istinaf incelemesinde, suçtan zarar gören sıfatıyla müşteki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının davadan haberdar edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi nedeniyle bozulması üzerine, yapılan yargılama sonucu;
1-..."ı bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla öldürme, suçundan, TCK"nin 82/1-h, 53/1-2-3 ve 58. maddeleri uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası,
2-Katılan ..."ı ihmali davranışla kasten öldürmeye teşebbüs suçundan, TCK"nin 82/1-e, 83/3, 35/1-2, 53/1-2-3 ve 58. maddeleri uyarınca 10 yıl hapis cezası,
3-..."a yönelik yağma suçundan, TCK"nin 148/1, 53/1-2-3 ve 58. maddeleri uyarınca 6 yıl hapis cezasına ilişkin, Antalya 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 26/04/2018 tarih, 2017/351 esas ve 2018/172 karar sayılı hükmüne karşı, istinaf başvurularının esastan reddine.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Sanık ... hakkında maktul ...’ı nitelikli kasten öldürme ve yağma, mağdur ...’i ihmali davranışla öldürmeye teşebbüs suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemede; Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi 11/10/2018 gün ve 2018/2972 E. 2018/2893 K. sayılı kararının, Cumhuriyet savcısının sanık hakkında mağdur ...’i nitelikli öldürmeye teşebbüs suçundan cezanın üst sınırdan verilmesi gerektiğine ve teşebbüsün derecesine; sanık müdafii tarafından eksik inceleme ve değerlendirmeye, sübuta yönelik sebeplerle temyiz edildiği görülmekle bu sebeplerle sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesinde, temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
1- Mahkemenin kabul ve takdirine göre, sanık ... hakkında maktul ...’ı nitelikli kasten öldürme ve yağma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri açısından sanık müdafiinin temyiz itirazlarının ESASTAN REDDİNE,
2- Sanık ... hakkında mağdur ...’i ihmali davranışla öldürmeye teşebbüs suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanığın bir TV kanalındaki ilanlar aracılığı ile tanıştığı maktul ... ile telefonla görüşmeye ve mesajlaşmaya başladığı, sanığın maktul ... oğlunu 08/02/2009 tarihinde arabasına bindirip bir ya da iki gün belirlenemeyen bir yerde rızaları ile alıkoyduktan sonra ... Köyü sınırları içerisinde kalan ormanlık alana maktul ... mağduru götürerek burada mağdurun gözü önünde maktul ile cinsel ilişkiye girdiği, daha sonra maktulü darp ederek ve belirlenemeyen bir inhibisyon (zorlamalı ölüm) yöntemi uygulayarak maktulün ölümüne sebebiyet verdiği, maktulün üzerinde bulunan yaklaşık 6.000TL para ile 5 adet altın bileziği de gasp ettiği, yaşı küçük mağduru ormanlık alanın yerleşim yerlerinden uzak olmasına ve mevsimin kış olmasına, mağdurun bırakıldığı yer ve iklim koşulları dikkate alındığında tamamen savunmasız durumda kalacak olmasına rağmen olay yerinde bırakarak ayrıldığı, mağdurun bırakıldığı ormanda tek başına kaldıktan sonra donmak üzere iken tesadüfen olay yerine gelen avcılar tarafından görülerek hemen hastaneye götürülüp tedavisinin yaptırıldığı olayda,
Sanığın eyleminin ihmali davranışla kasten yaralama suçunu oluşturacağı ve eylemine uyan TCK"nin 86/1-3b, 87/1-d ve 88. maddeleri uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin olayda yasal unsurları oluşmadığından uygulama ihtimali bulunmayan ihmali davranışla öldürmeye teşebbüs suçundan yazılı şekilde hüküm kurulmak suretiyle fazla ceza tayini,
Yasaya aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün 5271 sayılı CMK’nin 302/2. maddesi uyarınca tebliğnamedeki düşünceye kısmen aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 304/2-a maddesi uyarınca dosyanın Antalya 7. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03/02/2020 gününde Üyeler ... ve ...’ın sanığın mağdur ...’e karşı eyleminin ihmali davranışla öldürmeye teşebbüs olması gerektiğine yönelen karşı oyu ve oy çokluğu, diğer yönlerden ise oy birliğiyle karar verildi.
KARŞI OY:
Tüm dosya kapsamına göre sanığın, bir TV kanalındaki ilanlar aracılığı ile tanıştığı maktul ile telefonla görüşmeye başladığı daha sonra 08.02.2009 günü buluşup maktul ... 3 yaşındaki oğlunu arabasına bindirip bir ya da iki gün bilinmeyen bir yerde alıkoyduktan sonra ... köyü sınırları içinde kalan ormanlık alana götürerek burada mağdur çocuğun gözü önünde maktul ile cinsel ilişkiye girdiği daha sonra maktulü darp etmeye başladığı ve inhibisyon yöntemi uygulayarak maktulü öldürdükten sonra üzerinde bulunan 6000TL para ile 5 adet bileziğini aldığı, yaşı küçük mağduru ise olay yerinde bırakarak oradan kaçtığı sübut bulunmuştur.
Sanığın mağdura yönelik eylemi ile ilgili sayın çoğunluk TCK"nin 86/1,3, 87/1-d ve 88. maddeleri kapsamında kaldığı nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararının bozulmasına hükmetmiş ise de bu görüşe katılmıyoruz. Şöyle ki;
Sanığın, maktul ile birlikte mağduru da suçun işlendiği yere götürdüğü, suç yerinin yerleşim yerlerinden uzak olduğu, mevsimin kış olduğu, mağdurun yaşı itibariyle böyle bir yerde kendisini koruyacak veya hayatını idame ettiremeyeceğinin sanık tarafından bilindiği, mağdurun annesinin koruma ve gözetimi altında bulunduğu, ancak sanığın maktul anneyi öldürerek bu olanağı da ortadan kaldırdığı, mağdurun burada tek başına bırakılması halinde ölüm sonucunun mutlaka meydana geleceğinin sanık tarafından bilindiği halde sanığın bu sonucun meydana gelmemesi için hiçbir şey yapmadığı aksine bütün koşulların sanık tarafından bilinçli olarak oluşturulduğu, nitekim mağdurun ölmek üzere iken orada dolaşan avcılar tarafından kurtarıldığı ve hayati tehlike geçirdiği anlaşılmaktadır.
Ölümü meydana getirecek elverişli davranışların sanık tarafından doğrudan doğruya icra edilmemekle birlikte sanığın, mağdurun öleceğini bilmesine rağmen bu sonucu engellemek için yükümlü olduğu davranışların hiçbirini yapmayarak ihmali davranışla meydana gelen neticeye sebebiyet verdiği noktasında bir tereddüt bulunmamaktadır. Burada tartışılması gereken eylemin TCK"nin 83. mü yoksa 88. maddesi kapsamında kaldığıdır. Ölüm meydana gelmesi halinde suçun TCK"nin 83. maddesi kapsamında kalacağı aşikardır. Ancak ölüm meydana gelmediği durumlarda 83. maddenin uygulanması mümkün müdür? Bizce mümkündür. Çünkü bir ihmal suretiyle icra suçu olan bu suça teşebbüs mümkündür. Buna göre failin ihmal suretiyle bir kimseyi öldürmek kastıyla, yükümlü olduğu icrai davranışı neticenin oluşumu bakımından elverişli olacak tarzda ihmalinden sonra, failin elinde olmayan etkenlerden ötürü netice gerçekleşmezse fail, ihmal suretiyle kasten öldürmeye teşebbüsten ceza almalıdır. Somut olayda sanığın öldürme kastıyla hareket ettiği kastının yaralama olmadığı ve yükümlü olduğu davranışları ihmal ederek mağdurun hayati bakımından tehlikeli bir durumun ortaya çıkmasına sebebiyet verdiği ancak sanığın elinde olmayan nedenlerden dolayı kastedilen sonucun meydana gelmediği anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin uygulamasının yerinde olduğu bu nedenle kararın onanması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.