Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/4146 Esas 2015/5466 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/4146
Karar No: 2015/5466
Karar Tarihi: 25.11.2015

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/4146 Esas 2015/5466 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, hissedarı ve yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğu şirkete ait çeki yetkisi olmadığı halde keşide ettiği, daha sonra ise borcun ödenmediği gerekçesiyle \"resmi belgede sahtecilik\" suçlamasıyla yargılanmıştır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu 30.03.1992 gün ve 80-98 sayılı kararında belgede sahtecilik suçlarına rızanın hukuka uygunluk nedeni sayılamayacağı ancak failin sahtekarlıkta bulunmak kastına etki yaptığı belirtmiştir. Kararda, sanığın ticari faaliyetleri ve çekin kullanım amacının da araştırılması gerektiği vurgulanarak ayrıntılı bir şekilde incelenmezse eksik araştırma sonucu hüküm kurmanın yasaya aykırı olduğu belirtilmiştir. Kararın değerlendirilmesi sonucunda, 5320 sayılı Yasa gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5320 sayılı Kanun
- 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi
21. Ceza Dairesi         2015/4146 E.  ,  2015/5466 K.

    "İçtihat Metni"

    Tebliğname No : 11 - 2012/160899
    MAHKEMESİ : Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi
    TARİHİ : 29/02/2012
    NUMARASI : 2011/101 (E) ve 2012/74 (K)
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 30.03.1992 gün ve 80-98 sayılı kararında ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere; belgede sahtecilik suçlarında mağdurun rızası hukuka uygunluk nedeni sayılamazsa da failin, belgede sahtekarlıkta bulunmak kastına etki yaptığı, belgede sahtecilik suçlarında kastın ise, zarar vermek bilinç ve iradesi olduğu cihetle; sanığın, hissedarı ve YK başkan yardımcısı olduğu şirkete ait suça konu çeki yetkili olmadığı halde keşide ederek katılana verdiğinin iddia ve kabul olunması, sanığın savunmasında, hissedarı olduğu şirkete müdür olarak atanacağının kararlaştırıldığını, buna dayanarak suça konu çeki keşide ettiğini, muhasebe aracılığı ile katılana gönderildiğini, daha sonra müdür olarak atanmaması üzerine çekin değiştirilmesini istediğini, ancak karşı tarafın kabul etmediğini ifade etmesi, aralarında ticari ilişki bulunan her iki şirketin faaliyet konusunun tekstil olması ve suça konu çekin iplik alımında kullanılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi bakımından, öncelikle suç tarihi itibariyle hesap sahibi olan şirket yetkilisi O.. Z.. ifadesine başvurularak suça konu çekin sanık tarafından keşide edilmesi hususunda bilgisinin olup olmadığı, aynı zamanda çek sahibi şirketin defter ve belgeleri incelenmek suretiyle çekin şirket faaliyeti kapsamında kullanılıp kulanılmadığı, sanığın bu şekilde şirket adına daha önce çek/senet imzalayıp imzalamadığı, müştekinin çeki hangi ticari ilişkiye istinaden aldığı, daha önce bu şekilde keşide edilen çek/senetler varsa ödeme yapılıp yapılmadığı ve suça konu çeke istinaden yapılan icra takibinin akıbeti araştırılarak borca ve imzaya itiraz edilip edilmediği ve sanığın "resmi belgede sahtecilik" kastı ile hareket edip etmediği belirlendikten sonra sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 25.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Hemen Ara