6. Hukuk Dairesi 2010/2751 E. , 2010/7883 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
KARAR TARİHİ :25.9.2009
ÜÇÜNCÜ ŞAHIS :
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalılardan Rıfat Saim Dülge tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi ve kira alacağının tahsiline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalının 13.9.2004 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile yıllık 6000 TL kira bedeli ile kiracı olduğunu, davalının 2006 ve 2007 yıllarına ait kira paralarını ödemediğini ileri sürerek davalının kiralanandan tahliyesini ve 2006 yılı kirası olan 6000.-TL nin tahsilini istemiştir. Davalı, davacı ile 1.1.2007 başlangıç tarihli ve 27 yıl süreli kira sözleşmesi imzaladıklarını ve 2006 yılı kira parasını ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Borçlar Kanununun 260.maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için istenen kira parasının muaccel (istenebilir) olması ve bu kira bedelinin verilen otuz (30) günlük sürede ödenmemiş bulunması ve ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir. Kira parası götürülüp ödenmesi gereken borçlardan olduğundan kiralayana götürülüp elden ödenmesi veya gideri kiracıya ait olmak koşuluyla konutta ödemeli olarak PTT kanalıyla gönderilmesi gerekir. Bundan ayrı, sözleşmede özel bir ödeme koşulu kabul edilmişse bu husus da göz önünde tutulmalıdır. Açıklanan şekilde yapılmayan ödemeler yasal ödeme olarak kabul edilemez. Ancak teamül haline gelmiş bir ödeme şekli varsa bu şekilde yapılan ödeme de geçerlidir.
Davada dayanılan ve hükme esas alınan davacının murisi ile davalı arısında imzalanan 13.9.2004 başlangıç 10.12.2033 bitim tarihli, kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede kiraların her yıl 1-31 Ekim tarihleri arası ödeneceği, özel hükümler ikinci maddesinde ise "Kira parası belirlenen ay içinde ödenmezse kira ödeme süresi bir ay uzayacak şayet kira parası ek sürede de ödenmezse kiracılar hiçbir hak iddia etmeden tahliye ederek mal sahibine bırakacaklardır " şartı kararlaştırılmıştır. Tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırdıkları bu şartlar geçerli olup tarafları bağlar. Ancak davacı tarafından yukarıdaki esaslar doğrultusunda muaccel hale gelen kira bedellerinin ödenmesi için Borçlar Kanunun 260.maddesi gereğince davalıya keşide edilen yasal içerikli, usulüne uygun ihtarnamenin varlığı iddia ve ispat edilmiş değildir. Sözleşmenin 2. Maddesine dayanılarak tahliye kararı verilemez. Bu durumda temerrüt olgusu gerçekleşmediğinden tahliye talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
Kira alacağına gelince yukarda bahsi geçen kira sözleşmesinden sonra 1.1.2007 başlangıç tarihli ve yirmi yedi yıl süreli kira sözleşmesi taraflar aralarında uyuşmazlık konusu değildir. Ayrıca davalının tevdi mahalline yatırılan 2007 yılı kira parasını "2007 yılı kirasına mahsuben aldığı" şerhi ile tahsil ettiği davacının kabulündedir. Bu durumda davacının daha önceki yıllar kirasını isteme hakkı saklı tutulmadan 2007 yılı kira parasını tahsil etmesi ve 1.1.2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesi imzalaması nedeni ile 2007 yılından önceki döneme ait kiraların ödendiğinin kabulü gerekir. Bu sebeplerle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru değildir
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.