Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/8180 Esas 2012/9151 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/8180
Karar No: 2012/9151
Karar Tarihi: 03.07.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/8180 Esas 2012/9151 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/8180 E.  ,  2012/9151 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı tarafından, davalılar aleyhine 03.07.2009 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı, maliki olduğu 614 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısı bulunmadığını ileri sürerek, davalıların taşınmazlarından geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
    Davalı ..., davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ..., davaya diyeceğinin olmadığını beyan etmiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile davalılara ait 652 ve 580 parsel sayılı taşınmazlardan geçit kurulmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir.
    Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
    Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
    Somut olayda, davacıya ait 614 parsel sayılı taşınmazın genel yola bağlantısı bulunmadığından mutlak geçit ihtiyacı içerisinde bulunduğu açıktır. Hükme esas alınan 23.10.2011 tarihli fen bilirkişi raporunda 1. seçenek olarak belirlenen 652 ve 580 parsel sayılı taşınmazların kırmızı boyalı olarak işaretlenip (A), (B) ve (D) ile gösterilen bölümlerinden geçit kurulmuştur
    Geçit hakkı mülkiyet hakkını sınırlandıran bir irtifak hakkı olduğundan, yukarıda açıklandığı gibi geçit hakkı kurulurken davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara göre belirlenmeli ve fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesi gözden kaçırılmamalıdır. Geçit güzergâhının büyük bir kısmının davalıya ait 580 parsel sayılı taşınmazdan geçmesi davacının menfaatine daha uygun ise de, fedakârlığın denkleştirilmesi ilkesine aykırıdır. Eldeki davada, davacının 614 parsel sayılı taşınmazın güneyinde bulunan 651 sayılı parselin de maliki olduğu dosya içindeki tapu kayıtlarından anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davacıya ait 651 parsel sayılı taşınmazdan ve devamla 652 ve 580 sayılı parsellerin güney sınırını takip etmek suretiyle genel yola ulaşacak güzergah fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesine daha uygun olacağından teknik bilirkişiler aracılığı ile açıklanan bu seçenek incelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
    Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde iadesine, 03.07.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara