Esas No: 2012/8165
Karar No: 2012/9129
Karar Tarihi: 03.07.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/8165 Esas 2012/9129 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 01.10.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 04.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve pay tescili istemine ilişkindir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazların elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu ve elbirliği ortaklığı çözülmeden satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Bu durum, satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya 3194 sayılı İmar Kanununun 18/son maddesi hükmüne aykırı şekilde taşınmaz satışı vaat edilmesi ya da vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerlidir.
Somut olayda, davacı davalıların 304 ( imar uygulaması ile 1482 ada 4, 1563 ada 2, 1565 ada 1, 167 ada 1, 1570 ada 13 ve 1571 ada 1) parsel sayılı taşınmazlarda murisleri ... oğlu ...’dan intikal edecek payı noterde 30.03.1981 tarihinde düzenlenen satış vaadi sözleşmesi ile satmayı vaat ettiklerini ileri sürerek tapu iptali ve pay tescili istemiştir.
Gerçekten dava konusu taşınmazlar halen elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olduğu ve henüz iştirakin çözülmediği anlaşılmış ise de, davacı elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi istemiyle ... Sulh Hukuk Mahkemesine 2011/789 Esas sayılı davanın açıldığını ve neticesinin beklenmesi gerektiğini savunmuş, temyiz dilekçesi ile birlikte de elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrildiğine ilişkin ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/789 Esas, 2012/483 Karar sayılı ilamını ibraz etmiştir. Usul ekonomisi açısından mahkemece elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi istemiyle açılan davanın neticesi beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davanın reddi doğru değildir.
Öte yandan, yukarıda açıklandığı gibi elbirliği mülkiyetine konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, ortaklığa dahil başka bir kişiye satış vaadinde bulunması halinde iştirak çözülmese dahi satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı vardır. Davacı tarafça temyiz dilekçesi ile birlikte dosyaya ibraz olunan ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/789 Esas, 2012/483 Karar sayılı ilamının incelenmesinden vaat alacaklısı davacı ile vaat borçlusu davalıların iştirake dahil olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece 2011/789 esas sayılı dava dosyası incelenerek davacı ve davalıların iştirake dahil olup olmadıkları, başka bir deyişle ... oğlu ...’ın mirasçısı olup olmadıkları incelenmeden satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunmadığından söz edilerek davanın reddi de doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 03.07.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.