Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/7933 Esas 2012/9124 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/7933
Karar No: 2012/9124
Karar Tarihi: 03.07.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/7933 Esas 2012/9124 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı Hazine, 2489 sayılı parsele davalı adına tesis edilen taşınmazların tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescil istemiştir. Davalılar, dava konusu taşınmazı iyiniyetli olarak satın aldıklarını savunarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkeme, yapılan araştırmalar neticesinde davanın reddine karar vermiştir. Hükmü, davacı Hazine vekili ile davalı ... vekili temyiz etmiştir. Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları reddedilirken, davalı ...’in temyiz itirazları kabul edilmiş ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir. 4342 sayılı mera kanunun geçici 3. Maddesinde yazılı koşulların davalı yararına gerçekleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri: 1019 sayılı mera kanunu, 4342 sayılı mera kanunu geçici 3. Maddesi, 492 sayılı harçlar yasası 13/j maddesi.
14. Hukuk Dairesi         2012/7933 E.  ,  2012/9124 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.04.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 06.02.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı Hazine, 1019 sayılı mera parselinin ifrazı ile oluşan 2489 sayılı parselin mera olduğunu, öncesi mera olan bir yerin özel mülkiyete konu teşkil etmeyeceğini, 2489 sayılı parsele ilişkin imar düzenlemesi sonucu davalı adına tesis edilen 267 ada 17 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, dava konusu taşınmazı iyiniyetli olarak satın aldıklarını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece davanın reddine dair verilen karar Dairemizce, özetle “…İdari yargı kararı üzerine belediyece yapılması gereken geriye dönüş cetvelleri işlemlerinin geldiği aşamayı tespit etmek, kesinleşti ise geriye dönüş cetvellerini ve çekişme konusu taşınmazın tapu kaydını getirtmek kayıt malikinde değişiklik olduysa ve Hazinenin mera iddiasını gerçek hasım huzurunda inceleyip sonuçlandırmak olmalıdır…” gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ve yapılan araştırmalar neticesinde 4342 sayılı mera kanunun geçici 3. Maddesinde yazılı koşulların davalı yararına gerçekleştiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı Hazine vekili ile davalı ... vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılmış olmasına göre davacı Hazine vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2- Davalı ...’in temyiz itirazlarına gelince; konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen davalarda davanın sonucuna göre taraflar yararına hükmedilecek vekâlet ücretinin nispi olarak hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur.
    Taşınmazlarla ilgili davalarda vekâlet ücretine esas olan değer ya dava dilekçesinde gösterilen değer veya mahkemece keşifte belirlenen ve buna göre eksik harcı tamamlanan miktardır.
    Her iki tarafın da harca tabi olması durumunda yukarıda belirtilen ilkelere göre vekâlet ücretinin hesaplanacağı tartışmasızdır. Ancak özellikle gerek 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/j maddesine göre harçtan muaf olan Hazinenin, gerekse özel yasalarına göre yine yargı harcından muaf tutulan kuruluşların dava açılırken harç yatırmaları gerekmediği gibi bunun sonucu olarak mahkemece keşfen belirlenen değere göre de harç tamamlamalarından söz edilemez. Diğer yandan, karşı tarafa da yasadan kaynaklanmayan böyle bir sorumluluk yükleyerek davanın devamı sırasında harcı tamamlattırmak da mümkün değildir. Bu özel durum dikkate alındığında vekalet ücretinin hesabına esas alınacak dava değerinin mahkemece keşfen belirlenen değer olduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki dava konusu taşınmazın değerinin saptanması mahkemenin kendiliğinden gözeteceği bir husustur. Öyle ise, davacısının harçtan muaf olduğu davalarda yapılacak iş, dava dilekçesindeki değerden az veya çok olsun mahkemece re"sen belirlenen gerçek değer üzerinden dava sonucuna göre vekalet ücretine hükmetmektir.
    Somut olaya gelince; davacı Hazine 492 Sayılı Harçlar Yasasının 13/j maddesine göre harçtan muaf olup keşfen belirlenen değere göre nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekir iken dava dilekçesindeki değer üzerinden vekâlet ücretinin hesaplanması doğru değildir.
    Öte yandan davalı ..., payını yargılamalar sırasında 14.04.2009 tarihinde davalı ...’e devrettiği ve taşınmazın tamamı ...’e ait olduğundan ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken onun aleyhine açılan davanın da reddine karar verilmesi de doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. Bentte açıklanan nedenlerle davacı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2. Bentte açıklanan nedenlerle davalı ...’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 03.07.2012 tarihinde oy birliği ile karar verildi

    Hemen Ara