Esas No: 2012/8173
Karar No: 2012/9102
Karar Tarihi: 03.07.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/8173 Esas 2012/9102 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.12.2010 gününde verilen dilekçe ile mera komisyon kararının iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mera komisyonu çalışmaları sırasında Hazine adına 102 ada 19 parsel numarası ile "ham toprak" niteliği ile kayıtlı taşınmazın mera kaynakları arasına alınmasına dair komisyon kararının iptali istemi ile açılmıştır.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerçekten 14600 m2 yüzölçümündeki 102 ada 19 parsel sayılı taşınmaz "ham toprak" niteliği ile davacı Hazine adına kayıtlıdır. Taşınmazın... Köyü, ... mevkiinde bulunduğu kayıt örneğinde yazılıdır. 4342 sayılı Mera Kanununun 5. maddesinde mera kaynaklarının neler olabileceği sıralanmış, bunların arasında Hazinenin mülkiyetinde bulunan arazilerden etüd sonucu mera, yaylak ve kışlak olarak yararlanılabileceği anlaşılan yerler de gösterilmiştir. Kısaca, Hazinenin özel mülkiyetindeki bir taşınmazdan mera olarak yararlanılması mümkünse bu tür bir yer teknik ekipler ve komisyon tarafından mera kaynakları arasına alınabilir. Ne var ki, anılan yasanın 9. maddesi hükmüne göre bu tür bir taşınmazın belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde bulunduğu saptanırsa mera olarak sınırlandırılabilmesi için tespit ve tahdit çalışmalarından önce Maliye Bakanlığından izin alınması gerekir.
Eldeki uyuşmazlıkta mahkemece, 102 ada 19 sayılı parselin belediye veya mücavir alanı sınırları içerisinde kalıp kalmadığı, kalmakta ise Maliye Bakanlığından izin alınıp alınmadığı sorulup saptanmamıştır. Öncelikle bu hususun aydınlığa kavuşturulması gerekir.
Mahkemece bu yönler bir yana bırakılarak bazı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 03.07.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.