Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/7593 Esas 2012/9062 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/7593
Karar No: 2012/9062
Karar Tarihi: 02.07.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/7593 Esas 2012/9062 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/7593 E.  ,  2012/9062 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.03.2008 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, Türk Medeni Kanununun 747 maddesi gereğince geçit hakkı ve Türk Medeni Kanununun 744. maddesi uyarınca mecra irtifak hakkı kurulması istemine ilişkindir.
    Davacılar, paydaşı oldukları 49 parsel sayılı taşınmazın yola bağlantısı bulunmadığından geçit hakkı ayrıca taşınmazı sulayabilmek için de davalılara ait taşınmazların sınırında bulunan arktan mecra hakkı kurulmasını istemişlerdir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile davalılar ... ve ...’nın maliki olduğu 48 parsel sayılı taşınmazdan geçit ve mecra hakkı kurulmuştur.
    Hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 01.11.2007 tarihli ve 2007/12085-13092 sayılı ilamı ile geçit ile mecra hakkının işlevlerinin birbirinden tamamen farklı olup, ikisinin aynı güzergahtan kurulmasında bir zorunluluk bulunmadığı, geçit hakkının davacı ..."in de payının bulunduğu 52 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçirilebileceği, bu nedenle 52 ve 51 parsel sayılı taşınmaz maliklerinin davaya dahil edilmesi gerektiği, akabinde deliller toplandıktan sonra geçit hakkının bu yerden kurulması, mecra (su geçit hakkı) için ise 1
    metre genişliğinde krokide D harfi ile işaretli ... ve ...’nın maliki olduğu 48 parsel sayılı taşınmaz aleyhine infazı kabil yeniden bir hüküm kurulması, kabule göre de hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmadan hüküm kurulmasının doğru görülmediğine işaretle hüküm bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan keşif neticesinde ise bozmadan önceki keşifte değerlendirilmeyen yeni bir durumun bilirkişilerce ortaya konulduğu krokide 63 ve 64 parsel sayılı taşınmazların üzerinde mahkeme kararı ile tesis edilmiş bir mecra hakkı olduğunun görüldüğü ve tespit edilen bu su arkına ulaşabilmek için 50 parsel sayılı taşınmaz aleyhine tesis edilen mecra hakkının diğer alternatiflere nazaran daha uygun olacağı gerekçesiyle davacı ...’in davasının kabulüne, paylı maliki olduğu 49 no’lu parsel lehine, 50 parsel aleyhine mecra hakkı tesisine, davacıların geçit haklarından feragatleri nedeniyle davanın geçit hakkı yönünden reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılardan ... vekili temyiz etmiştir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre Dairemizin anılan bozma ilamında; 28.04.2006 tarihli bilirkişi raporuna istinaden 48 parsel sayılı taşınmaz üzerinden sulama suyu (mecra) hakkı tesisine karar verilmesi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuş ise de bozmadan sonra yapılan yargılama sırasında alınan 07.03.2011 tarihli zirai ve fen bilirkişi raporlarında 63 parsel sayılı taşınmazın güneyinde bulunan arkın daha önceki keşiflerde ortaya konmadığı, bu seçenekten mecra hakkı kurulmasının daha olanaklı olduğu gerekçesiyle bozma ilamında belirtilen seçenek yerine bilirkişi raporunda önerilen 50 parsel sayılı seçenekten mecra hakkı kurulmuş ise de Dairemiz bozma ilamı maddi hataya dayalı olup davalı yararına usuli kazanılmış hak doğurmayacağından bu seçenekten mecra hakkı kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2-Türk Medeni Kanununun 744. maddesine dayalı mecra hakkı kurulması davalarında davanın niteliği gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ve vekili olsa bile yararına avukatlık ücreti verilmemesi gerekirken bu yönün gözardı edilerek kurulan hükmün bozulması gerekir ise de bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün HUMK"nun 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1). bentte yazılı nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2). bentte yazılı nedenlerle; hüküm fıkrasının 6. bendinin tamamen, 8. bendinin ise "473,30 TL " rakam ve ibaresinden sonra gelen "yargılamada hakkaniyet ve haklılık durumları dikkate alındığında (%27) kabul oranı) 127,80 TL sinin davalı ..."tan tahsili ile davacılara verilmesine, bakiye miktarın ise davacı ... ve feragat eden diğer davacılar ... ve ... üzerinde bırakılmasına" ibaresinin çıkartılarak, yerine “yargılama giderlerinin davanın mahiyeti gereği davacılar üzerinde bırakılmasına” tümcesinin yazılmasına, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve DEĞİŞTİRİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 02.07.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara