Esas No: 2012/8026
Karar No: 2012/9020
Karar Tarihi: 02.07.2012
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/8026 Esas 2012/9020 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.04.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 23.02.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu iptali tescil, ikinci kademede ise taşınmazın rayiç değerinin tahsili istemleriyle açılmıştır.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava kabul edilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiş, karar Dairemizin 13.06.2011 tarihli ilamıyla ve ilamda yazılı nedenlerle bozulmuştur.
Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda tazminata yönelik talebin kısmen kabulü ile; 350,00 TL"nin ödendiği 15.03.2004 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davadaki ikinci kademedeki istek “taşınmazın rayiç değerinin tahsili” talebine ilişkindir. Davacı, Köy Yerleşme Alanı Uygulama Yönetmeliğinin 12.maddesinde öngörülen şartları taşımamaktadır. Bu nedenle davacı mülkiyet nakli isteminde bulunamaz ise de ikinci kademedeki taşınmazın rayiç değerinin tahsili talebinin içinde “çoğun içinde az da vardır” kuralı gereği yaptığı
ödemelerin iadesi isteminin de bulunduğunun kabulü gerekir. Gerçekten, geçersiz olan tahsis işlemi sebebiyle davacının yaptığı ödemeler, davalı bakımından sebepsiz zenginleşme oluşturur.
BK"nun 101.maddesi hükmü gereğince muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Davacı bu madde hükmüne göre davalıyı temerrüde düşürmediğinden, dava tarihinden daha evvelki bir tarihten itibaren faiz yürütülmesi yerinde değildir.
Mahkemece yapılması gereken iş, davacı tarafından davalıya yapılan ödemenin dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsiline karar vermek olmalıdır.
Değinilen yönler bir yana bırakılarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2.) bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 02.07.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.