Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/3054 Esas 2010/7744 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3054
Karar No: 2010/7744
Karar Tarihi: 22.06.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/3054 Esas 2010/7744 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalılar, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan tahliye istemli icra takibine yönelik kısmi itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkin bir davada mahkemenin kararına itiraz etmiştir. Mahkeme davanın kabul edilmesine ve itirazın kaldırılmasına karar vermiş, ancak adi kefil olan davalı hakkında doğrudan icra takibi yapılamaması gerektiğinden davalının temyiz itirazı kabul edilerek kararın bu kısmı bozulmuştur. Borçlar Kanunu'nun 486. maddesi gereğince adi kefil hakkında doğrudan icra takibi yapılabilmesi için borçlunun iflas etmesi veya borçlu aleyhine Türkiye'de takip yapılmasının imkansız hale gelmesi gerektiği belirtilmiştir.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2010/3054 E.  ,  2010/7744 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :...İcra Mahkemesi
    KARAR TARİHİ :15.09.2009
    DAVACI(ALACAKLI) :...
    DAVALI(BORÇLU) :... - ...
    ÜÇÜNCÜ ŞAHIS :

    İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan tahliye istemli icra takibine yönelik kısmi itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulü ile itirazın kaldırılmasına, kiralananın tahliyesine dair verilen karar davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir
    1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davalılar vekilinin, davalı ..."nın kefilliğine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    Davacı ile davalılardan ... arasında 01.05.2003 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi yapılmış olup, davalı ... adi kefil olarak sözleşmeyi imzalamıştır. Kefaletin bu niteliğine göre doğrudan adi kefil hakkında icra takibi yapılamaz. Adi kefil hakkında takip yapılabilmesi için Borçlar Kanununun 486.maddesi hükmü uyarınca, kefalet akdinden sonra borçlunun iflas etmesi veya hakkında takip yapılıp alacaklının hatası olmaksızın karşılıksız kalması veya borçlu aleyhine Türkiye’de takip yapılmasının imkansız hale gelmesi gerekir. Davada, bu koşullar gerçekleşmediğine göre sözü edilen madde hükmü gereğince kefil olan davalı hakkında doğrudan icra takibi yapılması ve buna dayanarak dava açılması doğru değildir. Bu nedenle Mahkemece kefil hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından kararın bu yönden bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda, (1) No’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... hakkındaki kararın, ONANMASINA, yukarıda, (2) No’lu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın bu davalıya ilişkin kısmının BOZULMASINA, onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 22.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Hemen Ara