Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/6073 Esas 2010/7679 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/6073
Karar No: 2010/7679
Karar Tarihi: 22.06.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/6073 Esas 2010/7679 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı, taşınmazda bulunan payını satarken önalım hakkını kullanmak isteyen davacıya bildirimde bulunmadığını iddia etmiş ve davanın süresinde açılmadığını savunmuştur. Ancak mahkeme, önalım hakkının doğduğunu ve dava açılması gerektiğini belirterek davacının talebini kabul etmişti. Temyiz incelemesinde, paylı mülkiyetin sona ermesi nedeniyle önalım hakkından söz edilemeyeceği ve davacının talebinin reddedilmesi gerektiği kararına varıldı.
Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu’nun 733/3. maddesi, HUMK.nun 428. maddesi.
6. Hukuk Dairesi         2010/6073 E.  ,  2010/7679 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    KARAR TARİHİ :19.03.2009
    ÜÇÜNCÜ ŞAHIS :

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Uyuşmazlık, önalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacı adına tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkilinin paydaşı olduğu 1 No’lu parselin paydaşlarından İlhan Künarlıoğlu’nun payını Eylül 2006 ayı başlarında davalıya sattığını 14.9.2006 tarihinde öğrendiğini, önalım hakkını kullanmak istediğini belirterek, davalı adına kayıtlı payın iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın süresinde açılmadığını, taşınmazın fiilen taksim edilerek kullanılması nedeniyle önalım hakkının kullanılamayacağını, önalım hakkının tapuya şerh edilmediğini, daha önce taşınmazdaki pay satışlarına yönelik olarak önalım hakkını kullanmayan davacının kötü niyetle dava açtığını, payın aslında tapuda gösterilenden çok daha yüksek bedelle satın alındığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla da kullanılabilir hale gelir.
    Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. Türk Medeni Kanunu’nun 733/ 3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
    Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
    Olayımıza gelince; dava konusu edilen payın ilişkin bulunduğu ... No’lu parselde 4173/158464 pay, taşınmazın paydaşlarından İlhan Künarlıoğlu tarafından 5.9.2006 tarihinde 1.000 TL bedelle davalıya satılmıştır. Davacı yasal üç aylık hak düşürücü süre içinde 19.9.2006 tarihinde açtığı dava ile önalım hakkının tanınmasını istemiştir. Yasal önalım hakkı paylı mülkiyet hakkından doğan ve mülkiyet hakkı ile iç içe bulunan bir haktır. Paydaşın önalım davasını açtıktan sonra kendi payını herhangi bir nedenle yitirmesi ya da taşınmazın paylı mülkiyete konu olma durumunun sona ermesi halinde önalım hakkı da sona erer. Önalım hakkına konu edilen payın ilişkin bulunduğu ... No’lu parselde imar uygulaması çalışmasının sonuçlanması ile davalının taşınmazdaki payı Sümer Mahallesi 627 ada 9 parsel No’lu 437 m2 arsa vasfıyla davalı adına tescil edilmiş ve davalı bu şekilde 9 parsel No’lu taşınmazın tam maliki haline gelmiştir. Görüldüğü üzere yeni oluşan taşınmazda davacının payı bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki paylı mülkiyet ilişkisi sona ermiştir. Bu durumda önalım hakkından söz edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara