6. Hukuk Dairesi 2010/1394 E. , 2010/7672 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
KARAR TARİHİ :15.10.2009
ÜÇÜNCÜ ŞAHIS :
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, önalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacılar adına tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş bulunmasına, takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına ve dava konusu payın ilişkin bulunduğu taşınmazın paydaşları tarafından fiilen taksim edilerek kullanılması nedeniyle davanın reddine karar verilmesine göre temyiz eden davacılar...,...,...,...,...,... ve ... vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince ;
Davacılar vekili, dava dilekçesinde, 8 No’lu parselin paydaşlarından ...’in taşınmazdaki payını 25.7.2008 tarihinde 9.200 TL bedelle davalıya sattığını, davacıların önalım hakkını kullanmak istediklerini belirterek, davalı adına kayıtlı payın iptali ile davacılar adına tescilini talep etmiştir. Davalı, davanın süresinde açılmadığını, dava dilekçesinde önalım hakkının hangi davacının kullandığının ve ne şekilde hak sahibi olduğunun açıklanmadığını, payın gerçek değerinin 60.000 Euro olduğunu, ayrıca satışa konu ev ve arsaların kullanım alanının bölümlere ayrılmış şekilde taksim edildiğini, taksim edilen taşınmazda önalım hakkının kullanılamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla da kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır. Türk Medeni Kanunu’nun 733 / 3. maddesi hükmüyle yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirme yükümlülüğü getirilmiştir.
Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Olayımıza gelince; dava konusu edilen payın ilişkin bulunduğu 8 No’lu parselde 1/ 4 pay, taşınmazın paydaşlarından ... tarafından 25.7.2008 tarihinde 9.200 TL bedelle davalıya satılmıştır. Davacılar yasal üç aylık hak düşürücü süre içinde 22.8.2008 tarihinde açtıkları dava ile önalım hakkının tanınmasını istemiştir.Bununla birlikte dosyaya celp edilen tedavüllü tapu kayıtlarından davacılardan ...’in taşınmazdaki payını 11.10.1990 tarihinde 5.000 TL bedelle ..., ..., ... ve ...’e sattığı, dava konusu payın 25.7.2008 tarihinde davalıya satılması ve bu pay satışına yönelik olarak 22.8.2008 tarihinde önalım davası açılmasından sonra taşınmazda ...’in payını 13.8.2009 tarihinde satın aldığı anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle satış ve dava tarihlerinde davacı ...’in payı bulunmamaktadır. Önalım hakkı yukarda açıklandığı üzere taşınmazda pay satışı halinde diğer paydaşlara tanınan yasal bir hak olduğundan ve satış ve dava tarihinde davacı ...’in taşınmazda paydaşlığı söz konusu olmadığından bu davacı hakkındaki davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde taşınmazın fiilen taksim edilerek kullanıldığından söz edilerek ret edilmesi doğru değil ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasına gerek görülmediğinden hükmün açıklanan gerekçe ile HMUK’nun 438 / son maddesi gereğince düzeltilerek ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlerden alınmasına 22.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.