Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/2-1390 Esas 2013/100 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2012/2-1390
Karar No: 2013/100

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/2-1390 Esas 2013/100 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2012/2-1390 E.  ,  2013/100 K.
  • CEZANIN ERTELENMESİ
  • CEZANIN ERTELENMEME GEREKÇESİ
  • TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 51

"İçtihat Metni"

Hırsızlık suçundan sanık Sofu Mehmet "in 5237 sayılı TCK’nun 142/2-d ve 51/7, 765 sayılı TCK"nın 59/2 maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve sabıkasındaki erteli ilamların aynen infazına ilişkin, Kırıkkale 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 13.12.2005 gün ve 398-792 sayılı hükmün, sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 25.10.2010 gün ve 21015-16391 sayı ile;

“...1- Sanığın, yakınanın park halindeki aracın kapı ve bagaj kilidini zorlayıp kırarak açtığı ve düz kontak yapmak suretiyle çaldığının anlaşılması karşısında, eyleminin 5237 sayılı TCK"nun 142/1-b maddesine uyan suçu oluşturduğunun gözetilmemesi,

2- 5237 sayılı Yasa ile uygulama yapıldığı halde, 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddesine aykırı olarak 5237 sayılı Yasanın 62. maddesi yerine 765 sayılı Yasanın 59/2. maddesi gereğince uygulama yapılması,

3- Sanığın, Kırıkkale 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 2001/64-631 Esas ve Karar sayılı erteli cezasının 1.580.258.260 TL. adli para cezası olup, 5237 sayılı TCK"nda adli para cezasının ertelenmesine yer verilmemesi nedeniyle, ertelenmiş adli para cezasının aynen infazına yasal olanak bulunmadığının gözetilmemesi" isabetsizliklerinden bozulmasına karar verilmiştir.

Yerel mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 29.03.2011 gün ve 541-173 sayı ile; sanığın 5237 sayılı TCK"nun 142/1-b, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba karar verilmiştir.

Hükmün sanık müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 2. Ceza Dairesince 30.05.2012 gün ve 12532-15527 sayı ile;

“Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı 3 aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olan sanık hakkında belirlenen cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken, 5237 sayılı TCK"nun 51/1. maddesinin (b) bendinde belirtildiği gibi "suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşup oluşmadığının" irdelenmesi gerekirken, "sanığın geçmişteki kişiliği, suç işleme eğilimi dikkate alınarak ilerde bir daha suç işlemekten çekineceği yönünde mahkemeye olumlu yönde kanat gelmediği" biçimindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 20.08.2012 gün ve 190592 sayı ile;

“...Suça konu araca verdiği zararı gidermeyen sanığın yargılama aşamasında pişmanlık anlamına gelebilecek hiçbir davranışının bulunmadığı gibi adli sicil kaydında ertelemeye engel teşkil etmese dahi çok sayıda hükümlülüğü bulunmaktadır. Adli sicil kaydındaki hükümlülüklere konu edilen eylemlerin tamamının suç tarihinden önce işlenmesine karşın, daha önce ertelenen bazı hükümlülüklerin, deneme süresi sona ermeden yeni suçlar işlenerek bir anlamda ertelemenin sanık üzerinde ıslah edici bir etkiye sahip olmadığı adete ispatlanmıştır. Son derece iyi niyetli davranarak zararının giderilmemesine rağmen şikayetinden vazgeçen mağdurun zararının karşılandığına dair herhangi bir iddianın ile sürülmediği gibi, sanığın zararı gidermek için en küçük bir çaba dahi göstermediği dosya içeriğinden anlaşılmıştır.

Yerel mahkeme tarafından hükmün ertelenmemesine karar verilirken gösterilen gerekçede sanığın geçmişi değerlendirilmiş ise de, aynı zamanda suç işleme eğiliminden de söz edilerek geleceği de değerlendirilmiştir.

Bu nedenle Yargıtay Yüksek 2. Ceza Dairesinin görüşüne iştirak edilmesi mümkün değildir.  Her ne kadar TCK"nun 51. maddesinde suçun işlenmesinden sonraki davranışların değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiş ise de, geçmişe bakmadan, geleceği tahmin etmek  zaten mümkün değildir. Cumhuriyet Başsavcılığımızca iştirak edilmemekle birlikte bir an için Yargıtay Yüksek 2. Ceza Dairesinin görüşünün doğru olduğunun kabul edilmesi halinde gösterilen davranışlardan daha ziyade yasal sözcüklerin tekrarına daha çok önem vermek gerekir ki, bunun hakkaniyet ilkesiyle bağdaştığı söylenemez...

Yargıtay Yüksek 2. Ceza Dairesinin, yerel mahkeme tarafından 5237 sayılı TCK.nun 51. maddesinin uygulanmaması sırasında gösterilen gerekçeyi denetleme yetkisinin bulunduğu konusunda herhangi bir duraksamanın mevcut olmamasına karşın, itiraza konu uyuşmazlıkta sanığın suç işleme eğilimi dikkate alınarak bir daha suç işlemeyeceği konusunda kanaate varılmadığından bahisle cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilirken gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli olduğu gibi dosya içeriğine uygun olduğu da tartışmayı gerektirmeyecek kadar açıktır” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurarak, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.

  Özel Dairece 31.10.2012 gün ve 23580-44577 sayı ile; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının yerinde görülmediğine karar verilerek Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

TÜRK MİLLETİ ADINA

CEZA GENEL KURULU KARARI

İnceleme sanık Sofu Mehmet hakkında kurulan hükümle sınırlı olarak  yapılmış olup, sanığın hırsızlık suçundan cezalandırılmasına karar verilen ve suçun sübutuna ilişkin bir uyuşmazlık bulunmayan olayda, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanık hakkında hükmolunan cezanın ertelenmemesi hususunda gösterilen gerekçenin yasal ve yeterli olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

İncelenen dosya içeriğinden;

Sanığın adli sicil kaydında; 18.01.2001 tarihinde işlemiş olduğu hırsızlık suçundan Kırıkkale 1. Asliye Ceza Mahkemesince 04.10.2001 gün ve 64-631 sayı ile verilen, hapis cezasından çevrilmiş, erteli 1580 Lira ağır para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmü, 17.02.2003 tarihinde işlemiş olduğu hırsızlık suçundan Kırıkkale 1. Sulh Ceza Mahkemesince 15.03.2003 gün ve 172-273 sayı ile verilen hapis cezasından çevrilmiş, erteli 184.912.000 Lira ağır para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmü, 17.02.2003 tarihinde işlemiş olduğu hırsızlık suçundan Kırıkkale 1. Asliye Ceza Mahkemesince 01.12.2006 gün ve 212-553 sayı ile verilen hapis cezasından çevrilmiş 363 Lira adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmü, 21.02.2003 tarihinde işlemiş olduğu hırsızlık suçundan Kırıkkale 1. Asliye Ceza Mahkemesince 15.07.2003 gün ve 153-445 sayı ile verilen hapis cezasından çevrilmiş, erteli 1.155.700.000 Lira ağır para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmü, 05.01.2003 tarihinde işlemiş olduğu hırsızlık suçundan Kırıkkale 2. Asliye Ceza Mahkemesince 16.01.2007 gün ve 608-1 sayı ile verilen hapis cezasından çevrilmiş 144 Lira adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmü ve 14.02.2003 tarihinde işlemiş olduğu hırsızlık suçundan Kırıkkale 1. Asliye Ceza Mahkemesince 29.09.2005 gün ve 467-744 sayı ile verilen hapis cezasından çevrilmiş 2700 Lira adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükümlerinin bulunduğu,

Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde; “Sanığın geçmişteki kişiliği, suç işleme eğilimi dikkate alınarak, ileride bir daha suç işlemekten çekineceği yönünde, mahkememizde olumlu yönde kanaat gelmediğinden, verilen cezasının 5237 sayılı TCK"nun 51/1. maddesi gereğince ertelenmesine takdiren yer olmadığına” karar verildiği,

 Anlaşılmaktadır.

5237 sayılı TCK"nun "Hapis cezasının ertelenmesi" başlıklı 51. maddesinin birinci fıkrası;

“İşlediği suçtan dolayı iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilen kişinin cezası ertelenebilir, bu sürenin üst sınırı, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olan kişiler bakımından üç yıldır, ancak erteleme kararının verilebilmesi için kişinin;

a) Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,

b) Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması, gerekir...”şeklinde düzenlenmiştir.

Buna göre, iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm edilenlerin cezasının ertelenebileceği, fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş olanlar bakımından bu sürenin üst sınırının üç yıl olduğu belirtilmiş, ancak erteleme kararının verilebilmesi;

 1- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olması,

2- Suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması,

Şartlarına bağlanmıştır.

Bu şartların birlikte gerçekleşmesi gerekmekle birlikte, daha önceden kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûmiyetin bulunması halinde kişinin suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması şartının ayrıca değerlendirilmesine gerek olmayacaktır. Birinci şartın gerçekleştiği hallerde ise, cezanın ertelenmesine karar verilebilmesi için kişinin suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin oluşması gerekmektedir. Anılan kanun maddesi uyarınca, yalnızca hapis cezalarının ertelenmesi mümkün olup, hapis cezasından çevrilen veya doğrudan verilen adli para cezalarının ertelenmesine imkan bulunmamaktadır.

Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;

Yerel mahkemece, daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmemiş olan sanık hakkında hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezasının ertelenmemesine ilişkin olarak; “Sanığın geçmişteki kişiliği, suç işleme eğilimi dikkate alınarak, ileride bir daha suç işlemekten çekineceği yönünde olumlu yönde kanaat gelmediği” şeklinde gösterilen gerekçede, pişmanlık olgusuna açıkça yer verilmemiş olmakla birlikte, sanığın yargılama sürecinde pişmanlığını gösteren söz ve davranışının bulunmadığı göz önüne alındığında, adli sicil kaydına göre üç tanesi erteli olmak üzere altı adet hırsızlık suçundan sabıka kaydı bulunan ve ısrarlı bir şekilde suç işlemeye devam ettiği anlaşılan sanığı bu süreçte bizzat gözlemleyen ve bir daha suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaate ulaşmayan yerel mahkemenin hapis cezasının ertelenmemesi yönünde gösterdiği gerekçenin "pişmanlık" ibaresini de kapsayacak biçimde yasal, yeterli ve dosya içeriğiyle de uyumlu olduğu kabul edilmelidir.

  Bu itibarla; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire bozma kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmelidir.

Çoğunluk görüşüne katılmayan altı Genel Kurul Üyesi; "sanık hakkında hükmolunan cezanın ertelenmemesine ilişkin gerekçenin yasal ve yeterli olmadığından bahisle itirazın reddine karar verilmesi gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

SONUÇ:

Açıklanan nedenlerle;

1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,

2- Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 30.05.2012 gün ve 12532-15527 sayılı bozma kararının KALDIRILMASINA,

3- Kırıkkale 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.03.2011 gün ve 541-173 sayılı hükmünün  ONANMASINA,

4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 26.03.2013 günü yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.

Hemen Ara