Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/2817 Esas 2010/7423 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2817
Karar No: 2010/7423
Karar Tarihi: 17.6.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/2817 Esas 2010/7423 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Başka şahıslarla bir taşınmazın ortaklığına ilişkin bir dava sonucunda, davalı tarafın temyiz başvurusu sonucunda verilen bir karardır. Mahkeme, taşınmazın aynen bölünerek paylaştırılması için gerekli olan bilgilerin araştırılması gerektiğine karar vermiştir. Bunlar, taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre bölüşmenin mümkün olup olmadığıdır. Aynen bölünme mümkün olduğu takdirde, bölünen parçaların değerleri birbirine denk düşmediği takdirde, eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma yoksa, taşınmazın bir kısmı paylı bırakılamaz. Ayrıca, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından belirlenen mutlak tarım arazilerinin ifraz edilemeyeceği belirtilmiştir. 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun değiştirilmiş 8. maddesi gereği, tarım arazileri belirli büyüklüklerin altında ifraz edilemez veya küçük parsellere ayrılamaz. Bu arazilerin il veya ilçe müdürlüklerine başvurularak durumun incelenmesi gerekmektedir. Mağduriyet yaşanmaması adına, taşınmazın aynen bölünerek paylaştırılması için gerekli olan tüm bilgilerin incelenmesi önerilmektedir.
6. Hukuk Dairesi         2010/2817 E.  ,  2010/7423 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
    KARAR TARİHİ :2.10.2009
    ÜÇÜNCÜ ŞAHIS :

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ortaklığın giderilmesi davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Uyuşmazlık bir parça taşınmazın ortaklığının giderilmesine ilişkin olup, mahkemece satılarak ortaklığının giderilmesine karar vermiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
    Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
    Aynen bölünerek paylaştırmanın mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para ( ivaz ) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez. 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nun 5578 Sayılı Kanun ile değişik 8. maddesi hükmü uyarınca tarım arazileri, doğal özellikleri ve ülke tarımındaki önemine göre nitelikleri Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından belirlenen mutlak tarım arazileri-özel ürün arazileri-dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri olarak sınıflandırıldığı, yine yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklüğünün bölge ve yörelerin toplumsal, ekonomik, ekolojik ve teknik özellikleri gözetilerek Bakanlık tarafından belirleneceği ve belirlenen küçüklüğe erişmiş tarımsal arazilerin miras hukuku bakımından “bölünemez eşya” niteliğini kazanacağı ve tarımsal
    arazinin bu niteliğinin tapu kütüğüne “şerh” verileceği, Belirlenen parsel büyüklüğünün; Mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde iki hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarım yapılan arazilerde 0,3 hektar ve marjinal tarım arazilerinde iki Hektardan küçük olamayacağı, tarım arazilerinin bu büyüklüklerin altında ifraz edilemeyeceği, bölünemeyeceği veya küçük parsellere ayrılamayacağı, bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne şekilde gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin (paylı veya elbirliği ) mevcut olması durumunda, bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların üçüncü şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği, bu araziler hakkında 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun özgülemeye ilişkin hükümlerinin kıyasen uygulanacağı öngörülmüştür.
    Bu durumda, öncelikle aynen bölünmesi istenen taşınmazın Bakanlıkça belirlenen tarımsal niteliğinin ve yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklüğünün Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı İl veya İlçe Müdürlüğü’nden sorulup zirai yönden aynen bölünmesinin mümkün olup olmadığı konusunda görüş alındıktan sonra, uygun görüş bildirilmesi halinde teknik bilirkişiye ifraz ( taksim ) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeni’nden karar alınmak suretiyle belediyeden, belediye dışında ise İl İdare Kurulu’ndan İmar Yasası ve Yönetmeliği’ne göre bölüşmenin ( taksimin ) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinden kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
    Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
    Olayımıza gelince; dava konusu ortaklığın giderilmesi istenen ... parsel sayılı taşınmaz tapuda 92098 m2 olduğu anlaşılmaktadır. Belediye"ye yazılan yazı üzerine gelen cevabi yazıda taşınmazın aynen taksiminin mümkün olduğu belirtilmiştir. Mahkemece yerinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında aynen taksim edilip edilemeyeceği üzerinde durulmamıştır. Davalı aynen taksim istediğine göre öncelikle taksim konusunun incelenmesi gerekir. Mahkemece yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda taşınmazın aynen taksim edilip edilemeyeceği konusunda bilirkişilerden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru değildir.
    Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
    SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 17.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara