Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2018/15331 Esas 2021/5319 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/15331
Karar No: 2021/5319
Karar Tarihi: 05.04.2021

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2018/15331 Esas 2021/5319 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir hüküm temyiz edildi. Dosya incelendikten sonra, suç türüne ve suç tarihine göre, Gümrük İdaresi'nin suçtan zarar gördüğüne dair bulgular bulunmaktadır. Ancak Gümrük İdaresi dava sürecinde haberdar edilmeden ve dava sürecine katılma hakkı verilmeden karar verildiğinden, bu durum CMK'nın 233. ve devamı maddelerine aykırı bir işlem olarak görülmektedir. Ayrıca, mahkeme kararı TCK'nun 53. maddesi açısından hukuka uygun olmadığı gibi, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun kararlarına uygun değildir. Sanığın temyiz itirazları yerinde görüldüğünden, karar bozulmuştur.
Kararda geçen kanun maddeleri:
- 5271 sayılı CMK'nun 260. maddesi
- 6545 sayılı Yasanın 89. maddesi
- 5607 sayılı Yasanın 3/18, 3/5, 3/10 ve 3/22. maddeleri
- 7242 sayılı Yasanın 62. ve 63. maddeleri ve 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası
- 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 54/4. maddesi
- TCK'nun 53. ve 58. maddeleri
- 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ve 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi.
7. Ceza Dairesi         2018/15331 E.  ,  2021/5319 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    Müşteki Gümrük İdaresi davaya katılmamış ise de 5271 sayılı CMK"nun 260. maddesi gereğince, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için yasa yollarının açık olduğu gözetilip şikayetçi kurumun suçtan zarar görme olasılığına göre sanık hakkında kurulan hükmü temyize hakkı bulunduğu belirlenerek, sanığın temyiz itirazları ile birlikte yapılan incelemede;
    Suçtan doğrudan zarar gören ve davaya katılma hakkı bulunan Gümrük İdaresi, yargılamadan haberdar edilmeden ve davaya katılma imkanı tanınmadan gıyapta karar verilmesi suretiyle CMK"nun 233. ve devamı maddelerine aykırı davranılması,
    Kabule göre de;
    1- Sanık hakkında suç tarihinde yürürlükte bulunan ve 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasanın 89. maddesiyle değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5. uyarınca temel ceza belirlendikten sonra aynı Yasanın 3/10. madde ve fıkrası gereğince uygulama yapılması, yine aynı Yasanın 3/22. maddesinin de uygulama şartlarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, doğrudan 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. madde ve fıkrasından yazılı şekilde hüküm tesisi,
    2- Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla; 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    3- TCK"nun 53. maddesinin uygulanması açısından 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 E.-2015/85 K.sayılı kararı gözönünde bulundurularak hüküm oluşturulmasının gerektiğinin gözetilmemesi,
    4- Sanığa ait sabıka kaydında Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 14.01.2014 tarih ve 2013/573 Esas, 2014/14 Karar sayılı ilamının TCK"nun 58/1. maddesi gereğince tekerrüre esas teşkil ettiği halde hakkında TCK"nun 58. maddesinin uygulanmaması,
    5- Dava konusu kaçak eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK"nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
    6- Yargılama giderleri ile ilgili olarak, 5271 sayılı CMK.nun 324. maddesinin 2. fıkrasında "Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.” şeklindeki açık hükmü ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 26/05/1935 gün ve 111/7 sayılı "yargılama giderleri hükmün tamamlayıcı parçası olduğundan ilamlarda açıklanmalı, kime yükletileceği belirtilmedir" ve yine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 02/05/1966 gün ve 4/3 sayılı "tefhim edilmekle hükmün esasını oluşturan kısa kararda yargılama giderinin miktarı ve kime ne miktarda yükleteceği belirtilerek, sanığın yükümlülüğü öğrenmesinin sağlanması ve bu sayede sanığın yargılama giderlerine karşı temyiz davası açıp açmama hususunda karar verme olanağı tanınması gerektiğini” belirten kararları karşısında, hükmün esasını oluşturan kısa kararda, sanığın yükümlülüğünü öğrenmesi ve buna göre yargılama giderleri yönünden temyiz yoluna başvurup başvurmayacağı hususunda karar vermesine imkan tanımak için, yargılama gideri yükümlülüğünün ne miktar olacağının belirtilmesi gerekmesi karşısında mahkemece kısa kararda yargılama gideri kısmı boş bırakılarak yargılama giderleri ile ilgili miktar açıklanmadan usul ve yasaya aykırı hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, sanık ... ile katılan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara