Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/3935 Esas 2015/5249 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3935
Karar No: 2015/5249
Karar Tarihi: 18.11.2015

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/3935 Esas 2015/5249 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Manyas Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2011/88 (E) ve 2011/156 (K) numaralı dosyası kapsamında görülen ve suç olarak resmi belgede sahtecilik belirlenen olayda, sanığın daha fazla meblağ yazma imkanı olmasına rağmen nispeten az bir meblağla yetindiği dikkate alınarak temel cezanın belirlenmesi sırasında sınırdan daha makul bir oranda ayrılınması veya hiç ayrılmaması gerektiği, ancak yasal ibarelerin tekrarı ile yetinilerek yeterli olmayan gerekçe ile orantılılık ilkesinin zedelendiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca, suçun maddi konusunu oluşturan adli emanette kayıtlı sahte çekin delil olarak dosyada saklanmaması sebebiyle hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 61. maddesi, \"Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi\" başlıklı 3/1. maddesi, Anayasanın 141, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 34, 230 ve 289. maddeleri, ve 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 321. maddeleri yer almaktadır.
21. Ceza Dairesi         2015/3935 E.  ,  2015/5249 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 11 - 2012/95454
MAHKEMESİ : Manyas Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2011
NUMARASI : 2011/88 (E) ve 2011/156 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik

Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1) 5237 sayılı TCK" nın 61. maddesi uyarınca ve aynı yasanın “Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi” başlıklı 3/1. maddesi uyarınca suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur. Bu itibarla; kanunda öngörülen alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirlemek hâkimin takdir ve değerlendirme yetkisi içindedir, ancak Anayasanın 141, 5271 sayılı CMK" nın 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca hükümde bu takdirin denetime olanak sağlayacak biçimde, hak ve nesafet kurallarına uygun, dosya içeriği ile uyumlu yasal ve yeterli gerekçesinin gösterilmesi zorunludur. Yasa metinlerdeki ifadelerin tekrarı bu metinlerdeki genel nitelikli ölçütler somut olaya ve faile özgülenmediği müddetçe yeterli bir gerekçe değildir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; sanığın boş olarak bulduğu müştekiye ait çeki 5.000TL bedelli olarak doldurup tedavüle koyması şeklinde gerçekleşen olayda sanığın daha fazla meblağ yazma imkanı varken nisbeten az bir meblağla yetinmesi nazara alınarak temel cezanın belirlenmesi sırasında sınırdan daha makul bir oranda ayrılınması yada hiç ayrılmaması gerekirken sanık hakkında yasal ibarelerin tekrarı ile yetinilerek yeterli olmayan gerekçe ile orantılılık ilkesini zedeleyecek şekilde temel cezanın belirlenmesi,
2) Suçun maddi konusunu oluşturan adli emanette kayıtlı sahte çekin delil olarak dosyada saklanmasına karar verilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

Hemen Ara