Esas No: 2012/16.HD-350
Karar No: 2013/1
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2012/16.HD-350 Esas 2013/1 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara 11. İcra Ceza Mahkemesi, ticareti terk suçundan açılan davada sanıkların mazeret dilekçesi hakkında karar vermeden ve müşteki veya vekilinin yokluğunda sanıkların beraatine karar verildiği için Yargıtay 16. Hukuk Dairesi tarafından bozuldu. Yerel mahkeme ise önceki kararı direnerek, müşteki vekilinin mazeretinin kabul edildiği ve şikayet hakkının düşürülmediği gerekçesiyle sanıkların beraatine tekrar karar verdi. Ancak Ceza Genel Kurulu, yerel mahkemenin son kararının yeni hüküm niteliğinde olduğunu ve Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni bir hüküm olduğunu belirterek dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verdi.
Kanun Maddeleri: Ticaret Kanunu madde 23, Ceza Muhakemesi Kanunu madde 223.
"İçtihat Metni"
Tebliğname : 2011/199763
Yargıtay Dairesi : 16. Hukuk Dairesi
Mahkemesi : ANKARA 11. İcra Ceza
Günü : 05.04.2011
Sayısı : 237-46
Ticareti terk suçundan sanıklar N.Ö, S.Ö ve H.Ö’ın beraatine ilişkin, Ankara 11. İcra Ceza Mahkemesince verilen 06.04.2010 gün ve 2-59 sayılı hükmün, şikâyetçi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesince 22.11.2010 gün ve 5429-6766 sayı ile;
“Müşteki vekilinin 06.04.2010 tarihli celse için verdiği mazeret dilekçesi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden ve müşteki veya vekilinin yokluğunda karar verilemeyeceği de gözetilmeden yazılı şekilde sanıkların beraatlerine karar verilmesi" isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 05.04.2011 gün ve 237-46 sayı ile;
“...Yüksek mahkeme müşteki vekilinin mazeret dilekçesi hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmediğini karar altına almış ise de gerekçeli kararda müşteki vekilinin mazeretinin kabul edilerek şikayet hakkının düşürülmediği, bu hususun da açık olarak kararın gerekçesinde yazılı olduğu, gerekçeli kararın içinde açıkça yazılı olmasının karşısında ara kararı kurulmasının gerekmeyeceği gibi müşteki vekiline meşruhatlı davetiye tebliğ edildiği, gelmemesi halinde yokluğunda karar verilmesini engelleyen yasa maddesinin bulunmadığı Türk ceza hukukunda en geniş haklarla donatılmış sanığın dahi savunmasının alınmadan mahkûmiyet dışında karar verilebilmesinin mümkün olması karşısında müştekinin yokluğunda karar vermenin mümkün olduğu ..." gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de şikâyetçi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “bozma” istekli 02.02.2012 gün ve 199763 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, şikâyetçi vekilinin mazeret dilekçesi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden şikâyetçi ve vekilinin yokluğunda karar verilmesinin mümkün olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de; yerel mahkeme kararının yeni hüküm olup olmadığı hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak ele alınması gerekmiştir.
İncelenen dosya içeriğinden;
Sanıklar hakkında ticareti terk suçundan açılan davanın yargılaması sırasında, şikâyetçi vekilinin 06.04.2010 günlü oturum için mazeret dilekçesi verdiği,
Dilekçede; “...duruşmaya Mustafa Kemal Paşa İş Mahkemesinin 2010/39 esas ve diğer dokuz dosyası nedeniyle katılamayacağız. Mesleki mazeretimizin kabulüyle yeni duruşma gününün ekli posta pulu kullanılmak suretiyle tarafımıza tebliğine karar verilmesini talep ediyoruz” şeklindeki açıklamaların yer alıp şikâyete ilişkin bir iradenin belirtilmediği,
Yerel mahkemece 06.04.2010 günlü oturumda mazeretle ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden, şikâyetçi ve vekilinin yokluğunda beraat hükmü kurulduğu,
Şikâyetçi vekilinin temyizi üzerine hükmün Özel Dairece; “mazeret hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden ve şikayetçi vekilinin de yokluğunda hüküm kurulamayacağı gözetilmeden beraat kararı verilmesi” isabetsizliğinden bozulması üzerine, yerel mahkemece tensip kararı uyarınca şikâyetçi vekiline bozma ilamı ve duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edildiği ve sanıkların savunmaları ile bozma ilamına karşı beyanlarının tespiti için de talimat yazıldığı,
05.04.2011 tarihli ve şikâyetçi vekilinin hazır bulunduğu oturumda direnme kararı ile birlikte beraat hükmünün kurulduğu,
Anlaşılmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni kanıtlara dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
İnceleme konusu olayda; Özel Daire bozma kararından sonra yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen hükmün gerekçesinde önceki yargılamada şikâyetçi vekilinin mazeretinin dolaylı olarak kabul edildiği açıklamasına yer verildiği, ayrıca şikâyetçi vekilinin hazır bulunduğu oturumda hüküm kurulmak suretiyle Özel Daire bozma kararında belirtilen aykırılıkların ortadan kaldırıldığı, böylelikle de bozma kararı doğrultusunda işlem yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması mümkün olmadığından dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Ankara 11. İcra Ceza Mahkemesince verilen 05.04.2011 gün ve 237-46 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 16. Hukuk Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.01.2013 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.