Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/6201 Esas 2021/2362 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6201
Karar No: 2021/2362
Karar Tarihi: 20.12.2021

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2021/6201 Esas 2021/2362 Karar Sayılı İlamı

6. Hukuk Dairesi         2021/6201 E.  ,  2021/2362 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
    İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen 14.09.2021 tarihli ek karar ile gerekçeli kararın temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili; müvekkilinin .... Tarımsal Kalkınma Kooperatifi aleyhine açtığı hizmet tespiti davasında verilen kararın kooperatife tebliğ edilemediğini, mahkemece kooperatif hakkında ihya davası açılması için taraflarına süre verildiğini ileri sürerek, TTK"nın geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden re"sen terkin edilen kooperatifin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı taraf cevap dilekçesi vermemiştir.
    Mahkemece; davacının kooperatife karşı açtığı sigortalı hizmetlerinin tespiti davasının bulunduğu, kooperatifin taraf olduğu dava varken ticaret sicil kaydının silinmesinin TTK"nın geçici 7. maddesine aykırı olduğu, terkin işleminin şekil ve esas açısından hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, hukuka uygun terkin işlemi yapmayan davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince; davalı sicil müdürlüğünün terkin işlemini usulüne uygun olarak yaptığının kabul edilemeyeceği, davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasının isabetli olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 14.09.2021 tarihli ek kararı ile; kararın HMK"nın 362/1-ç maddesi gereğince kesin olarak verildiği belirtilerek temyiz başvurusunun reddine karar verilmiştir.
    Ek kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    1-Türk Ticaret Kanunu"nun geçici 7. maddesine göre açılan davalarda ticaret sicilinin anılan hükme aykırı terkin ettiği iddia edildiği ve davalı olarak gösterildiğinden davanın çekişmeli yargı işi olduğu halde aksine çekişmesiz olarak kabul edilmesine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararının isabetsiz olduğundan ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile 14.09.2021 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilerek karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
    2-Mahkemece hukuka uygun terkin işlemi yapmayan davalının yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına karar verilmiş ise de; davalının eldeki davada yasal hasım konumunda bulunduğundan yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş olmakla birlikte yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesi hükmünün HMK’nın 370/2 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 14.09.2020 tarihli ek kararın KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/699 Esas, 2021/110 Karar sayılı kararının “HÜKÜM” bölümünün 4 numaralı maddesinde bulunan "davalıdan alınarak davacıya verilmesine," ibaresinin karardan çıkarılarak yerine "davacı üzerinde bırakılmasına" ibaresinin eklenmesine, 5 numaralı maddesinin karardan çıkarılarak yerine "5-Davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına," maddesinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 20.12.2021 gününde oy çokluğuyla karar verildi.

    HALEFET ŞERHİ

    Dava, TTK’nın geçici 7. maddesi gereğince ticaret sicilinden terkin edilen kooperatifin ihyası talebine ilişkindir.
    Davacı, ihyasının talep ettiği kooperatif hakkında hizmet tespiti davası açmış, ticaret sicilinden terkin edildiğinin öğrenilmesi üzerine işbu davayı açmıştır.
    TTK’nın geçici 7. maddesinin 15. fıkrasına göre, sicilden terkin edilen şirketlerden alacaklı bulunan veya menfaati olanlar terkin tarihinden itibaren 5 yıl içinde ihya davası açabilirler. Bu süre hak düşürücü süre olup resen dikkate alınması gerekir. Davaya konu kooperatifin sicilden 31.07.2013 tarihinde terkin edildiği, işbu davanın ise 02.12.2020 tarihinde açıldığı dikkate alındığında 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu anlaşılmaktadır.
    Her ne kadar TTK’nın geçici 7. maddesinin 2. fıkrası gereğince, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veya kooperatifler hakkında bu madde hükümleri uygulanmaz ibaresi bulunmakta ise de davaya konu olayda böyle bir durum söz konusu değildir. Zira kooperatif 31.07.2013 tarihinde terkin edilmiş olup hakkında dava açıldığına dair bir iddia da bulunmamaktadır.
    Tüm bu hususlar dikkate alındığında Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşüncem ile sayın çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmamaktayım.


    Hemen Ara