Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/2044 Esas 2010/6234 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2044
Karar No: 2010/6234
Karar Tarihi: 26.5.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/2044 Esas 2010/6234 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacılar, işyeri ihtiyacı nedeniyle kiraladıkları yerin tahliyesini istemişlerdir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiş ve davacılar temyiz etmiştir. Davacıların ihtiyacının gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerektiği belirtilmiştir. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme kararı, davacılardan birinin kiracı, diğerinin ise hissedar olduğu yerin boşta olduğuna dair kanıt olmadığına ve ihtiyacın samimi olduğunu kabul etmediğine dayanmaktadır. Ancak, davacıların halen boşta olduklarından ihtiyacın samimi olduğunun kabul edilmesi ve kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 6570 sayılı Yasanın 7/1. maddesinde dava hakkının kural olarak sözleşmenin tarafı olması nedeniyle kiralayana tanındığına ve HUMK'nin 428. maddesinin uyarınca hükmün bozulması gerektiğine yer verilmiştir.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2010/2044 E.  ,  2010/6234 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Uyuşmazlık, işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacılar vekili, dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanında, müvekkili ...’in kendisi ile diğer müvekkili ...’in oğlunun işyeri ihtiyacı bulunduğunu, kiralananda beyaz eşya ve dayanıklı tüketim malları ticareti yapacaklarını, bu nedenle davalının kiralanandan tahliyesini talep etmiştir. Davalı vekili, ihtiyacın gerçek ve samimi olmadığını, fahiş kira talebi kabul edilmeyince dava açıldığını, davacı ...’in dava konusu taşınmazın karşısında olan ve yine kendisine ait işyerinin kirada iken 9.12.2008 tarihinde tahliye edildiğini ve dört ay boş kaldıktan sonra kısa bir süre önce kiraya verildiğini, ihtiyacı olduğunu iddia eden davacının söz konusu yeri kullanmadığnı, diğer ihtiyaçlınınise üniversite sınavlarına hazırlanmakta olduğunu, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece davacılardan ...’in dava konusu taşınmazda malik olmayıp, sadece kiralayan olduğu, bu nedenle oğlunun ihtiyacı için tahliye isteminde aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, diğer davacı ...’in ise hissedarı olduğu ve dava konusu taşınmaz ile aynı cadde üzerinde bulunup yaklaşık dört ay süre boş kalan taşınmazda iş kurmak için her hangi bir girişimde bulunmadığı, ve ilgili dükkanın bir başka kişiye kiraya verildiği, taraflar arasında kira miktarının artırılması konusunda ihtilaf bulunduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
    İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.
    Olayımıza gelince; uyuşmazlık ihtiyaç iddiasına dayalı tahliye istemine ilişkindir. Davada dayanılan ve hükme esas alınan 10.12.2005 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede her iki davacı da kiralayan olarak yer almaktadır. Davacılar, dava konusu taşınmazda beyaz eşya ve dayanıklı tüketim malları ticareti yapacaklarını beyan ederek tahliye isteminde bulunmuşlardır. Mahkemece her ne kadar yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de, 6570 sayılı Yasanın 7/1. Maddesinde dava hakkı kural olarak sözleşmenin tarafı olması nedeniyle kiralayana tanınmış olup, davacılardan ...’in dava konusu taşınmazda malik olmasa da kiralayan sıfatı ile oğlunun ihtiyacından dolayı tahliye isteminde bulunmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Ayrıca diğer davacı ... de dava konusu taşınmaz ile aynı cadde üzerinde bulunan ve dört ay boş kaldıktan sonra başkasına kiraya verildiği iddia edilen taşınmazın tek başına sahibi olmayıp, dosya kapsamından söz konusu taşınmazda davacılar haricinde üçüncü kişilerin de hissedar oldukları, tasarruf hakkının tek başına davacıya ait olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı ... tarafından ihtiyaç nedeniyle tahliye istenilmesinde de bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre de davacıların halen boşta olduklarından ihtiyacın samimi olduğunun kabulü ile kiralananın tahliyesine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 26.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara