Çocukların cinsel istismarı suçu - Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/711 Esas 2014/530 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2013/711
Karar No: 2014/530
Karar Tarihi: 02.12.2014

Çocukların cinsel istismarı suçu - Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/711 Esas 2014/530 Karar Sayılı İlamı

 

 

Ceza Genel Kurulu         2013/711 E.  ,  2014/530 K.

  •  


"İçtihat Metni"



Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 14. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Ağır Ceza
Günü : 02.05.2012
Sayısı : 84-99


Çocukların cinsel istismarı suçundan sanık ...’ün katılan ...’ye yönelik eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCK’nun 103/2-3-4-6, 43/1, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 18 yıl 9 ay hapis, katılan ...’ya yönelik eylemi nedeniyle ise aynı kanunun 103/1-3-4-6, 62, 53 ve 63. maddeleri uyarınca 12 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve mahsuba ilişkin, Niğde Ağır Ceza Mahkemesince verilen 09.03.2011 gün ve 272-56 sayılı kısmen re’sen temyize tâbi olan hükmün, sanık müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 30.12.2011 gün ve 17577-6319 sayı ile;
“Sanığın aşamalarda istikrarlı şekilde suçlamaları reddetmesi, katılan ... ile boşanması nedeniyle, katılanlarla arasında husumet bulunması, tanık...."in katılanlar ..... ve....."nin beyanlarının aksine beyanda bulunması, katılan ..."nın sanık babası ile gayri resmi birlikte yaşayan....."a 15.06.2009 ve 16.06.2009 tarihlerinde çektiği ‘...artık babamın hatırı kalmadı bende, sen benim ailemi dağıttın, Allah"ım günyüzü göstermesin, bakalım bu saatten sonra mutlu olabilecek misin, babamın mutluluğu huzuruna sustum, artık susmam hadi bakalım’ şeklindeki çok sayıda mesajlar, katılanlar Derya ve....."nin olaylardan sonra sanığın İstanbul"daki evinde uzunca bir süre kalmaları, katılanların olayların üzerinden uzun zaman geçtikten ve katılan ..."nın yukarıda belirtilen mesajları attığı tarihten yaklaşık iki hafta sonra şikâyetçi olmaları nazara alındığında, sanığın atılı suçları işlediğine ilişkin mahkûmiyete yeter her türlü şüpheden uzak delil bulunmadığı anlaşıldığından, sanığın atılı suçlardan beraati yerine mahkûmiyetine hükmedilmesi” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 02.05.2012 gün ve 84-99 sayı ile;
“Sanığın öz kızı olan mağdure..... ifadesinin alındığı tarihten 7-8 sene önce ilkokula başlayıp başlamadığını tam olarak hatırlayamadığı bir tarihte Bor ilçesi Altunhisar yolu üzerinde bulunan dedesinin bağ evinin yakınında sanığın kendisinin şalvarını çıkardığını, külotunu yarıya kadar indirdiğini, üzerine yatarak cinsel organına cinsel organını soktuğunu, cinsel organında yanma ve acıma olduğunu, kanama olup olmadığını hatırlamadığını, bu olaydan sonra iki üç kez daha aynı yerde ırzına geçtiğini söylediği, ifadesinin devamında normal yoldan ve kucağına oturtarak poposuna cinsel organını sokmak suretiyle eylemlerine yıllar içerisinde devam ettiğini, son olarak 2008-2009 eğitim öğretim yılı içerisinde mart ayında babasının İstanbul ilinden Hatay"a gelecek olduğunu, ablasının doğum günü olduğundan kendisinin de Niğde"ye gelmeye karar verdiğini, tır içerisinde sanığın kendisini silahla tehdit etmek suretiyle ırzına geçtiğini, sanığın eylemleri nedeniyle bazen külotunda sümüksü bir sıvı olduğunu, korktuğu için olayı anlatamadığını, sanığın kendisine âşık olduğunu söylediğini ifade ettiği, mağdurenin iddiası üzerine halen bakire olup olmadığının tespiti için Niğde Doğan Baran Kadın ve Çocuk Hastanesine sevk edildiği 29.06.2009 tarih 61087 nolu rapora göre mağdurenin bakire olmadığı eskiye dayalı yırtık olduğu, İstanbul Adli Tıp Kurumundan 06.08.2010 tarih ve 2010/44966-2295 nolu alınan rapora göre cinsel saldırı eylemi nedeniyle mağdurenin beden ve ruh sağlığının bozulduğunun belirtildiği görülmüştür.
Cinsel saldırıya uğrayan diğer mağdure sanığın öz kızı Derya ise 2005 yılı Haziran ayı içerisinde babasının çalışmış olduğu firma ile İstanbul"a gidecek olduğunu, kendisini de İstanbul"a götürmeyi teklif ettiğini, kendisinin hostes koltuğuna oturduğunu babasının "geç aşağıya yat" dediğini, babasının yanına geldiğini, "yol uzun ben de yatayım" dediğini, babasının kendisine üzerindekileri çıkar dediğini, göğüslerini ve bacaklarını okşadığını, karşı koyması üzerine eylemlerine devam etmediğini, kardeşine karşı gerçekleştirdiği eylemleri ise daha sonra öğrendiğini ifade etmektedir. Mağdurenin 06.08.2010 tarih ve 2010/44966-2295 nolu İstanbul Adli Tıp Kurumunda alınan rapora göre beden ve ruh sağlığının bozulduğunun belirtildiği tespit edilmiştir.
Mağdurelerin anneleri katılan ... sanığın eski eşi olup, mahkememizde alınan beyanında sanık ile 1989 yılında evlendiklerini, sanığın uzun yol şoförlüğü yaptığını senenin büyük çoğunluğunu il dışında geçirdiğini, 2007 senesi içerisinde kendisini aldatmış olması nedeniyle boşanma davası açmış olduğunu, mağdure kızı Derya"yı 2007-2008 öğretim yılında sanığın İstanbul"a çağırması üzerine mağdureyi İstanbul"a gönderdiğini, Derya"nın babasının yanında bir süre okumak amacıyla kaldıktan sonra psikolojisinin bozulmasından bahis ile geri geldiğini, okullar kapanmadan bir hafta önce sanığın Bor ilçesine geldiği, çocuklarını görmek istediğini söylediğini, çocukların "gitmeyiz" dediklerini, kızı....."ye babaannene yardımcı ol diyerek babaannesinde kalmasını teklif ettiğini, "babam gitsin öyle kalayım" şeklinde söylediğini ısrarcı olduğunu, büyük kızı....."in "kalsın da yine babam porno mu seyrettirsin" şeklinde söylediğini, konuyu....."ye sorduğunda babasının kendisine porno film izlettiğini söylediğini, konunun üzerine gittiğinde....."nin ağlayarak babasının kendisine tecavüz ettiğini anlattığını, bunun üzerine durumu resmi makamlara bildirdiğini söylediği, bundan yaklaşık 6-7 veya 7-8 yıl önce kayınpederinin evinde çocuklar ile birlikte bulunurken, sanığın alkollü olarak eve geldiğini, o sırada kızı....."nin ailece yatmış oldukları odada kanepede yatıyor olduğunu, sanığın da aynı odaya geçtiğini, kendisinin de sanıkla birlikte odaya geçtiğini, sanığın soyunduğunu üzerinde atlet ve külotunun kaldığını, halının üzerinde uzandığını, kendisinden kanepede uyumakta olan kızı....."yi kucağına vermesini istediğini,....."yi sanığın kucağına verdiğini, kendisinin odadan ayrıldığını, bir ara....."nin bağırma sesi üzerine odaya geldiğini, ışığı yaktığını, sanığın yerde yan şekilde yattığını, külotunu yarıya kadar indirmiş olduğunu, cinsel organının sertleşmiş olduğunu, sırtı kendisine dönük olan....."nin ise külotunu indirmeye çalıştığını,....."nin külotunu tuttuğunu gördüğünü, sanığa "Allah belanı versin, ne yapıyorsun" diye bağırdığını, bu esnada görümcesi...."in odaya gelerek "....."ya yaptığını mı yaptı" şeklinde sorduğunu, daha önceden de sanığın ablasının kızı ....."ya benzer bir eylemde bulunmuş olduğunu, bu nedenle ....."nın intihara teşebbüs etmiş olduğunu, olayın aile içerisinde kapatıldığını, korkmuş olması ve sanığın alkollü oluşu nedeniyle sanığı şikayet edemediğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Mağdureler sanığın öz kızları Derya,..... ve anneleri katılan ..."in beyanı ile özellikle kamu tanığı Serkan ..."in anlatımları, katılan tanığı ....."ün öz amcası olan sanıkla ilgili anlatımları ve dosya içerisinde bulunan Adli Tıp Kurumu’ndan, Niğde Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nden alınan raporlar birlikte değerlendirildiğinde; mağdure..... babasının önden ve anal yönden birden çok kere ırzına geçtiğini iddia etmekte olup, dosya içerisinde bulunan Niğde Dr. Doğan Baran Kadın ve Çocuk Hastanesinden alınan 29.06.2009 tarih 61087 nolu rapora göre mağdure bakire olmayıp, yırtık yeni değildir. Mağdurenin annesi ..... yukarıda özetlendiği gibi sanığın daha önceden de mağdure....."ye karşı cinsel istismarda bulunduğunu, kendi gözüyle gördüğünü söylemektedir. Diğer mağdure Derya sanık babasının ırzına geçmediğini, ancak kendisine cinsel istismarda bulunduğunu karşı koyması, bağıracağını söylemesi üzerine eylemini tamamlayamadığını veya kendiliğinden son verdiğini iddia etmiş olup, sanık savunmasında mağdureyi otobüsle götürdüğünü, otobüsün içerisinde 90-100 cm"lik bir bölmede otobüs hareket halindeyken birlikte kaldıklarını ikrar etmiş, ancak mağdurenin cinsel istismara uğradığı yönündeki iddiasını red etmiştir. Mağdure Derya, sanık savunması ve mağdure anlatımına göre olay tarihinde 14 yaşını bitirmiş 15 yaşından gün almıştır ve genç kızdır. Kızı bu yaşa gelmiş bir babanın kızıyla daracık bir yerde kalması veya uyuması mahkememizce olağan görülmemiştir. Bu itibarla sanığın kızına cinsel istismarda bulunmadığına yönelik savunmasına itibar edilmemiştir. Her iki mağdurenin de İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporlarına göre iddia edilen eylem neticesinde beden ve ruh sağlıklarının bozulduğu belirtilmektedir. Sanığın daha önceden her iki kardeşinin kız çocuklarına da benzer eylemlerde bulunduğunun iddia edilmesi üzerine bu yönde eğiliminin olup olmadığının tespiti mahkememizce zorunlu görülmüş, sanığın öz yeğeni olan ..... iddiayı doğrular nitelikte anlatımda bulunmuş, sanığın küçükken kendi ırzına geçtiğini, korktuğundan olayı kimseye anlatamadığını, kuzeni ....."nın da sanığın tacizine uğradığını, bu durumu ....."dan duyduğunu, ....."nın kendisine olayı "dayımın kulaklarımı yalaması, okşaması, o sıcak, o ılık nefesi hala üzerimde, üzerimden atamıyorum psikolojim bozuldu" dediğini bildiğini, hatta bu olaydan sonra ....."nın intihara yeltendiğini anlatmış, ancak konu ile ilgili ifadesi alınan ..... daha önceden intihara yeltendiğini doğrulamış fakat bu durumun dayısının kendisine cinsel istismara yönelik bu tür davranışlarda bulunması nedeniyle olmadığını söyleyerek, iddiayı red etmiş, konuyla ilgili bilgisine başvurulan ....."nın abisi kamu tanığı Serkan ... talimatla alınan beyanında ....."nın kardeşi olduğunu, kendisinin kamu görevlisi olması nedeniyle ancak izinli olduğu tarihlerde ailesinin yanına geldiğini, yıllar önce dayısı sanık ..."un kız kardeşi ....."ya cinsel istismara yönelik davranışlarda bulunduğuna dair duyumları olduğunu, fakat bu iddialara itibar etmediğini söyleyerek iddiaları kısmen de olsa doğrulamıştır. ....."nin eski kocası savunma tanığı ....., evlendiğinde ....."nin bakire olduğunu söylemiş ise de, tanık ile katılan tanığın boşanmış olmaları, savunma tanığının eski eşiyle ilgili bakire olmadığı yönünde beyanda bulunmasının Türk toplum yapısı gereği çok mümkün görülmemesi nedeniyle tanığın beyanına itibar edilmemiştir. Savunma tanığı ....., dayısının kendisine çocukken istismarda bulunduğu yönündeki iddiaları kabul etmedi ise de, abisi kamu tanığı iddiayı kısmen de olsa doğruladığı gibi ....."nın intihara teşebbüs olgusunun dosya kapsamında sabit olduğu gözetildiğinde, katılan tanığı ....."nin amcası sanık ..."un kendisine çocukken tecavüz ettiği, ayrıca kuzeni ....."ya cinsel istismarda bulunduğunu duyduğuna dair sanığa iftira atmasını gerektirecek derecede kendi iffet ve namusunu ortaya koyması da gözetildiğinde, husumet duymasına neden olacak bir gerekçe olmaması aksine tanık ile sanığın yakın akraba olmaları ve kamu tanığının kardeşi ....."ya yönelik olayı kısmen doğrulaması karşısında sanığın kız yeğenlerine karşı da geçmişte öz kızlarına yönelik benzer nitelikte eylemlerde bulunduğu, bu konuda eğilimli olduğu kanaati hasıl olmuş, her ne kadar savunma tanıkları sanığın iddia edilen eylemleri gerçekleştireceğine inanmadıklarını, bu konuda duyumlarının olmadığını söylemişlerse de sanığın çoğunun yakın akrabası olması, eyleminin sabit olması halinde alması muhtemel ceza gözönünde tutulduğunda bu tanıkların sanığı korumaya yönelik beyanlarda bulundukları kanaatine varılmış ve beyanlarına itibar edilmemiş, ayrıca katılan mağdurelerin annesi ..... ile sanık boşanmış olup, sanık başka bir kadın ile yaşamaya başlamış olsa da, mağdurelerin ve annelerinin soyadını taşıdıkları sanığa bu kadar büyük bir iftira atmalarını gerektirecek nitelikte kendilerinin gelecekteki yaşamlarını etkileyecek bir olayı yargı önüne taşımaları ve aleniyet kazanmasına neden oldukları da gözönünde tutulduğunda, bir husumetin sanık ile katılanlar arasında olmadığı vicdani kanaatine varılmış, savunma makamı tarafından mağdurelerin sanığın yanına İstanbul"a gittikleri savunulmuş ise de, sanığın İstanbul"da başka bir kadın ile yaşıyor olması, uzun yol şöförü olup ayda bir kaç kez eve ancak gelebilmesi, bu durumun mağdureler tarafından bilinmesi, sanığın mağdurelere ev içerisinde ilişme yer ve imkanının diğer kadının da aynı evde yaşıyor olması göz önünde tutulduğunda mümkün görülmemesi, okumak amacıyla İstanbul"a gelen mağdurelerin yaşları itibariyle kendi yaşamlarını idame ettirme imkanları olmayıp bakıma muhtaç olmaları, annelerinin ise düzenli gelirleri olmaması karşısında babalarının yanına gitmeleri müzayaka hali gözönünde tutulduğunda mevcut şartlara nazaran mahkememizce hayatın olağan akışına aykırı görülmediğinden savunma bu yönüyle itibar edilebilir nitelikte görülmemiş olup, dosya içerisinde bazı mesajlardan bahsedilmişse de bu mesajlar diğer deliller ile birlikte değerlendirildiğinde cinsel istismarın gerçekleşmediğine dair sanık lehine şüphe oluşturacak nitelikte olmayıp, adli raporlar, mağdurelerin ve katılan annelerinin olayların oluşuna ilişkin zaman ve yer içeren denetime elverişli anlatımları, kamu tanığının ve katılan tanığı sanığın öz yeğeni ....."nin beyanlarına göre, her ne kadar yargıya taşınmamış olsa da katılan tarafın iddiasını güçlendirir nitelikte sanığın geçmişte de öz yeğenlerine karşı aynı tür eylemleri olduğu göz önünde tutularak katılan tarafın iddiaları dosya münderecatında bulunan kanıtlar ile birlikte değerlendirdiğinde sabit görülmüştür” gerekçesiyle direnerek sanığın önceki hükümdeki gibi cezalandırılmasına karar vermiştir.
Kısmen re"sen temyize tâbi olan bu hükmün sanık müdafii tarafından da temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay C.Başsavcılığının 23.10.2013 gün ve 178150 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın üzerine atılı çocuğun cinsel istismarı suçlarının sabit olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanık ..."ün katılanlar ... ve Derya ....."ün öz babası olduğu, katılan ...’ün 27.07.1995 doğumlu olup 7-8 yaşlarında iken başladığı ve zincirleme olarak birden çok kez işlendiği iddia olunan eylemlerin en son işlendiği belirtilen 22.03.2009 tarihinde 13 yaş 7 ay 25 günlük, katılan ... .....’ün ise 26.06.1991 doğumlu olduğu ve 18-19 Haziran 2005 tarihinde işlendiği iddia olunan suç tarihinde 14 yaşında olduğu ve henüz 15 yaşını ikmal etmediği,
Katılanların anneleri ile birlikte 29.06.2009 tarihinde, katılan ... bakımından son olaydan yaklaşık 6 ay, katılan ... açısından ise 4 yıl sonra karakola gelerek sanıktan şikâyetçi oldukları,
Sanık ile katılanların anneleri olan katılan ..."in 21.08.1989 tarihinde evlendikleri, Niğde 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.04.2009 günü kesinleşen 18.04.2007 gün ve 197-206 sayılı ilamı ile de boşandıkları, çocukların velayetinin anneye bırakıldığı, sanık ve katılanların önceleri sanığın anne ve babası ile birlikte Bor ilçesinde ikamet ettikleri, şikâyet tarihinden 3 yıl kadar önce sanığın İstanbul’da tanık..... ile birlikte yaşamaya başlaması üzerine katılanların önce Bor"da başka bir eve, daha sonra da Niğde"ye taşındıkları, sanığın ara sıra onları ziyaret ettiği,
Niğde Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi raporunda; katılan ...’nin kızlık zarında eski yırtık olduğu, olayın üzerinden belli bir zaman geçtiğinden yırtığın ne zaman meydana geldiği hususunda bilgi verilemeyeceği, fiili livata bulgusuna ise rastlanılmadığı bilgilerine yer verildiği,
Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu raporunda; her iki katılanların da olay nedeniyle ruh sağlığının bozulduğunun, katılan ...’de posttravmatik stres bozukluğu ve depresyon, katılan ...’da ise posttravmatik stres bozukluğunun tespit edildiğinin ifade edildiği,
Mesaj tespit tutanağında; katılan ... ....."ün kullandığı cep telefonundan sanığın birlikte yaşadığı tanık.....’ın cep telefonuna 15 Haziran 2009 günü saat 22.21’de "senin var ya ağzına sıç..., biz daha babamdan bi fiske yememişken elin orospusu gelip de benim kardeşlerime vuramaz, daha anam tek bir kötü söz söylemedi, babamın hatrına susuyosak tepemize çıkıp da kendini bişey sanma, seni tüm aile kabullenmiş olsa da biraz tatlı dille konuşsak da sen benim ve kardeşlerimin hiçbir şeyisin, bu seneye kadar babamın metresiydin, şu saatten sonra dostusun ama bu aileye gelin olarak dahi gelsen, istersen de kızları ol, kalkıp da benim kardeşime dayak atamazsın, adamın alnını karışlarım, ona bu dünyayı dar eder, ister kürt ol ister alevi istersen de dünyanın en şirret kadını ama iş o raddeye geldi mi benden belalısı olmaz anladın bunu o işe yaramaz beynine sok", 16 Haziran 2009 günü saat 15.35’de "Akşam unutmuşum yazmayı, sen zaten....."ye değil hepimize tokatı seneler önce attın, senin yüzünden dört çocuk öksüz kaldı, güzelim yuva yıkıldı, daha bilmiyorum söylenecek söz kaldı mı, şu saatten sonra bakalım mutlu olabilecek misin ama sakın seninle bi yerde karşılaşmayalım yaşına dahi saygıyı hürmeti bırakır seni bi güzel elime alırım, ben babamın kızıyım, çok sabırlıyımdır ama sinirlendim mi de beş kişi zapt edemez babamın artık hatrı kalmadı bende, sen benim ailemi dağıttın, Allahım günyüzü göstermesin, bakalım bu saatten sonra mutlu olabilecek misin, babamın mutluluğuna huzuruna sustum artık susmam hadi bakalım", saat 17.48’de "Babam o msjları okuyor da benim niye haberim yok ve sende şunu iyi düşün demek ki babamın gözünde biz daha değerliyiz ki açıp telefonu da o msjlara karşın tek bi kötü söz söylemedi, gerçekten acınacak haldesin ve şunu da atlamıyım o aile seni değil hala annemi gelinleri olarak kabul ediyor hala yenge kızım diye anneme hitap ediliyor o kuş beynine sok bunları, hala anneme bütün kapılar açık eğer halamın sözüne inanıyorsan o kime nasıl yaranacağını bilmiyor, ne babamın ne de ailemin gözünde ufacık değerin yok", saat 19.25’de "Bravo harika bi insansın sonunda babamı da bize düşman ettin tebrik ederim" şeklinde mesajlar gönderildiğinin belirtildiği,
Katılan ..."den katılanlar dışında 22.03.1994 doğumlu..... isminde bir kızı ile 29.04.2003 doğumlu Kerem isimli bir oğlu olan sanığın, kasten yaralama suçundan tekerrüre esas olmayan sabıkasının bulunduğu,
Anlaşılmaktadır.
Katılan ... ..... kollukta; ortaokulu bitirdikten sonra bir gün şoför olan babasının çalıştığı firmanın otobüsü ile kendisini İstanbul"a teyzesinin yanına götürmeyi teklif ettiğini, teklifi kabul ettiğini, Niğde"den hareket ettiklerinde otobüsü diğer şoförün kullandığını, kendisinin hostes koltuğunda oturduğunu, akşam saati olduğu için babasının yanına gelip "kızım ben yatmak için aşağı bölmeye geçeceğim, istersen sen de gel" dediğini, babası ile birlikte şoförlerin istirahat etmek için kullandıkları bölmeye geçtiklerini, burada babasının üzerindeki gömleği çıkardığını, kırışmaması için kendi gömleğini de çıkarmasını istediğini, bir şeyden şüphelenmediği için gömleğini çıkardığını, altında badi tabir edilen giysi olduğunu, uyumak için beraber uzandıklarını, bir müddet sonra babasının yaklaşıp dudağından öpmeye teşebbüs ettiğini, izin vermediğini ve kızdığını, bu sırada muavinin gelip babasını çağırdığını, babasının üzerini giyinip bölmeden dışarı çıktığını, akabinde kendisinin de çıkıp hostes koltuğuna oturduğunu, Bolu"da şoför değişikliği yapıldığını, babasının yine istirahat bölümüne geçtiğini, bu kez giderken kendisini çağırmadığını, gittikten kısa bir süre sonra muavinin gelip babasının yanına gelmesini istediğini söylediğini, gitmeyeceğini belirttiğini, muavin tekrar gelip babasının ısrarla çağırdığını söylediğini, mecbur kalıp bölmeye geçtiğini, babasının "kızım gel, yat" dediğini, belinden alt kısmının yorganın altında durduğunu, üzerinde askılı atlet olduğunu, bu defa gömleğini çıkarmadan yanına yattığını, sırtını döndüğünü, babasının kendisini kucaklayıp bacaklarını okşamaya başladığını ve öpmek istediğini, izin vermediğini, "ileri gidersen bağırırım, seni rezil ederim" dediğini, bunun üzerine hareketlerine son verdiğini, yatarken belinden alt tarafında herhangi bir giysinin olmadığını ve cinsel organının sertleşmiş şekilde poposuna değdiğini hissettiğini, bu olay dışında babasının kendisine karşı herhangi bir cinsel davranışı olmadığını, 2008-2009 öğretim yılında babasının kardeşi..... ile birlikte kendisini İstanbul"daki evine götürdüğünü, burada bir ay kadar kaldıktan sonra Niğde"ye geri döndüğünü,....."nin ise İstanbul"da kalmaya devam ettiğini, 28.06.2009 günü annesi ile diğer kız kardeşi..... tartışınca.....’nin başına gelenlerin ortaya çıktığını, bunun üzerine kendisinin de otobüs yolculuğunda yaşadıklarını anlattığını, annesi ile babasının üç yıl ayrı yaşadıktan sonra 2009 yılı Nisan ayında boşandıklarını, olayın meydana geldiği tarihte 14 yaşında olduğunu beyan etmiş,
Cumhuriyet savcılığında; dört yıl kadar önce ilköğretim sekizinci sınıfı yeni bitirdiği 2005 yılı Haziran ayında babasının bir otobüs işletmesinde şoför olarak çalıştığı sırada kendisini İstanbul"a götürmeyi teklif ettiğini, teklifi kabul ettiğini, hostes koltuğunda seyahat ettiğini, bir müddet bu şekilde gittikten sonra Aksaray’a yaklaştıklarında babasının “ben arkaya geçip dinleneceğim, sen de gel” dediğini, beraber şoförlerin dinlendiği bölmeye geçtiklerini, babasının gömleğini çıkardığını, bir şeyden şüphelenmediği için kendisinin de gömleğini çıkardığını, altında badi tabir edilen elbise olduğunu, bu şekilde beraber yattıklarını, babasının sarılıp vücudunu okşamaya başladığını, pantolonunun üzerinden cinsel organını okşadığını, daha sonra dudağından öpmeye çalıştığını, eliyle yüzünü kapatıp "bağırırım" dediğini, bu sırada muavinin gelip babasını çağırdığını, babasının bölmeden çıktığını, arkasından kendisinin de çıkıp hostes koltuğuna oturduğunu, bu şekilde Bolu"ya kadar gittiklerini, Bolu"da tekrar şoför değişikliği yapıldığını, babasının uyumak için aynı bölmeye geçtiğini, ardından muavini göndererek kendisini çağırttığını, önce gitmek istemediğini ancak muavin ikinci kez gelince mecbur kalıp gittiğini, babasına uyumak istemediğini söylediğini, ısrar edip “yok kızım, gel” dediğini, elbiselerini çıkarmadan babasının yanına yattığını, arkasını döndüğünü, babasının yine vücudunu okşamaya başladığını, pantolonunu indirmeye çalıştığını, cinsel organının sertleşmiş vaziyette olduğunu, belinden altında bir şey olmadığını çıplak olduğunu hissettiğini, karşı koyup pantolonunu indirmesine izin vermediğini, “bağırırım, seni rezil ederim” dediğini, böyle söyleyince hareketlerine son verip yattığını, bu şekilde iki saate yakın uyuduklarını, uyanınca babasının yanından kalkıp üste çıkarak boş bir koltuğa oturduğunu, bu olay dışında babasının kendisine karşı herhangi bir cinsel davranışının olmadığını, utandığı için yaşadığı bu olayı kimseye anlatamadığını, geçen yıl annesine söylediğini fakat şikâyette bulunmadıklarını belirtmiş,
Duruşmada; 2005 yılı Haziran ayında babasının çalıştığı firmanın otobüsü ile İstanbul"a gideceğini söyleyip kendisine “kızım istersen seni de götüreyim” dediğini, bu teklifi kabul ettiğini, Haziran ayının 18 ya da 19"unda otobüsün dolu olarak yolcularla beraber saat 19.30 sıralarında Niğde’den hareket ettiğini, kendisinin hostes koltuğuna oturduğunu, saat 21.30 sıralarında babasının “kızım sen geç aşağıda yat” dediğini, o sırada otobüsü diğer şoförün kullandığını, yatmak için orta kapının alt kısmında bulunan bagaj gibi bölüme indiğini, üzerinde bulunan pantolon ve gömleği ile yattığını ancak uyumadığını, yaklaşık yarım saat sonra babasının da geldiğini, “uzun yola gidiyoruz, ben de biraz yatayım” dediğini, babası olduğu için bir şeyden şüphelenmediğini, yanına uzandığını, “kızım kırışmasın, gömleğini çıkar” dediğini, bunun üzerine gömleğini çıkardığını, altında badi tabir edilen kısa kollu tşört tarzı bir giysisinin olduğunu, babasının bu kez “pantolonunu da çıkar” dediğini, kabul etmediğini, babasının “kızım sen ne kadar da büyümüşsün, göğüslerin ne kadar büyümüş” dediğini ve göğüslerini ve bacaklarını okşamaya başladığını, “baba ne yapıyorsun” diyerek kızdığını, “bir şey yok kızım” deyip hareketlerine devam etmediğini, dudağından öpmek istediğini ancak eli ile yüzünü kapattığını, bunun üzerine kalkarak gömleğini giyip yukarı çıktığını, yarım saat kadar bölmede yalnız kalıp uyuduğunu, daha sonra kendisinin de yukarı çıktığını, sanığın bu olaydan önce kendisine karşı herhangi bir cinsel eyleminin olmadığını, kızkardeşi ...’e karşı eylemlerini sanığı şikâyet ettikleri gün öğrendiğini, yaşadığı olayı uzun süre kimseye anlatmadığını, 1,5 sene kadar evvel annesi ve teyzesi Nazmiye’ye anlattığını ancak inanmadıklarını, 2007-2008 öğretim yılı içerisinde bir dönem İstanbul’da babasının yanında okuduğunu, şubat tatilinde babasının yanına gittiğini, yaz tatilinde geri geldiğini, babasının İstanbul"da..... ile birlikte yaşadığını, sürekli yollarda olduğu için evde fazla duramadığını, bu nedenle İstanbul’da kendisine karşı herhangi bir eyleminin olmadığını, annesinin ekonomik durumu iyi olmadığı ve okula devam etmek istediği için İstanbul"a gitmek durumunda kaldığını, gitmeden önce aslında annesine başından geçen olayı anlatmış olduğunu ancak inanmadığını söylemiş,
Katılan ... kollukta; önceleri Bor"da ikamet ettiklerini, babasının başka bir kadınla ilişkisi olduğu ortaya çıkınca annesinin kendisini ve diğer kardeşlerini alıp ayrı bir eve taşındığını, üç yıldır anne ve babasının ayrı yaşadıklarını, babasının zaman zaman ziyaretlerine gelip maddi yardımda bulunduğunu, ancak bunun yeterli olmadığını, bu nedenle annesinin çalışmaya başladığını, annesinin ayrı eve çıktıktan bir müddet sonra boşanma davası açtığını, boşanma davası açınca Bor"dan ayrılarak Niğde"ye geldiklerini, babasının Niğde"deki evlerine sadece bir kez uğradığını ancak annesinin babasını eve almadığını, Bor"da dedesi ve babaannesi ile birlikte kaldıkları ilk evin tek katlı, müstakil, bahçe içerisinde, tuvaleti dışarıda bir ev olduğunu, bu evde kaldıkları sırada tahminen 5 yaşlarında iken bir yaz gecesi yatağında uyuduğunda birisinin iç çamaşırını çıkarmaya çalıştığını hissedip uyandığını, "anne" diye bağırdığını, annesinin odaya girip ışığı açtığını, yanında yatan kişinin babası olduğunu gördüğünü, babasının uyuyor numarası yaptığını, sabah annesinin babasının kendisine cinsel bir davranışta bulunup bulunmadığını sorduğunu, “yapmadı” diye cevap verdiğini, annesi ile konuştuğunu gören babasının da annesi gidince yaklaşıp "annen sana ne sordu" dediğini, "senin bana bir şey yapıp yapmadığını sordu" deyince “kimseye bir şey söyleme, zaten söylesen de sana inanmazlar” dediğini, ilk olayın bu şekilde kapandığını, bu olaydan yaklaşık 1 yıl sonra yine Bor"daki ilk evlerinde oturdukları sırada babasının cep telefonundan bir video izlediğini gördüğünü, yanına gittiğini, zararsız eğlenceli bir video izlediklerini, daha sonra kalkmak istediğini ancak babasının “dur kalkma, başka güzel bir film var, onu da seyrettireceğim” deyip bu kez porno içerikli bir videoyu açıp izlemeye başladığını, eliyle gözünü kapatıp "ne yapıyorsun baba ya" dediğini, babasının da telefonu kapattığını, bu olaydan 3-4 ay sonra bir ikindi vakti babasının annesine “Lale’yi ver de beraber yaprak toplamaya gidelim” dediğini, birlikte oturdukları evin biraz uzağındaki bağdan üzüm yaprağı toplamaya gittiklerini, yaprak toplarlarken babasının yanına çağırdığını, iç çamaşırını yarıya kadar indirip kendi pantolon ve külotunu da indirerek yere oturduğunu, daha sonra da kendisini kucağına alıp cinsel organı üzerine gelecek şekilde hareket ettirdiğini, bu şekilde babasının cinsel organının kendi cinsel organına girdiğini, canının yandığını ve bağırmak istediğini ancak babasının eliyle ağzını kapatıp "sus, sus” dediğini, daha sonra kendisini bırakarak yaprak toplamaya devam ettiğini, bir süre sonra beraber eve döndüklerini, tüm aile fertlerinin evde olduğunu ancak kimseye bir şey söylemediğini, iç çamaşırının üzerinde olduğunu ancak daha sonra ne yaptığını hatırlamadığını, Bor"da annesinin tuttuğu evi babasının beğenmediğini, başka bir ev kiraladığını, bu eve geçtiklerinin ikinci günü okuldan eve geldiğinde kapıyı babasının açtığını, evde başka kimsenin olmadığını, babasının perdeleri çekmesini söylediğini, kendisini kucaklayarak odadaki bir kanepeye yatırıp normal yoldan ilişkiye girdiğini, bu olayın yaşandığı tarihte ortaokul ikinci sınıfa gittiğini, bu olayı da kimseye anlatamadığını, babasının evde kimse olmadığı zamanlar birçok kez kendisi ile bu şekilde normal yoldan cinsel ilişkiye girdiğini, 2008-2009 eğitim öğretim yılında babaannesinin ısrarı üzerine okumak için ablası Derya ile birlikte İstanbul"a babasının yanına gittiğini, burada üvey annesi ile birlikte kaldıklarını, 2009 yılında 17-22 Mart tarihleri içerisinde babasının Hatay"dan yük alıp İstanbul"a getirmesi gerektiğini söyleyip kendisine "giderken seni Niğde"ye bırakayım, dönüşte alırım" dediğini, birlikte kamyonla İstanbul"dan hareket ettiklerini, tam olarak nerede olduğunu bilmediği bir dinlenme tesisine geldiklerinde babasının yorulduğunu, biraz dinlenmek istediğini söyleyip kamyonu bir dinlenme tesisine park ettiğini, perdeleri çekip kabin içerisindeki yataklı bölmeye geçtiğini, kendisini de bu bölmeye çağırdığını, bu sırada en yakın araç veya iş yerinin ne kadar uzakta olduğunu bilmediğini, babasına bir şey yapmaması için yalvardığını, babasının "bunun son olacağını" söylediğini, eğer sözünü dinlemezse "araçtaki tabanca ile hem kendimi hem de seni öldürürüm" dediğini, tehdit edince babasının dediklerini yapmak zorunda kaldığını, babasının bu şekilde araç içerisinde ırzına geçtiğini, 2008-2009 eğitim öğretim dönemi sonunda Haziran ayında otobüsle Niğde"ye geldiğini, Niğde"de iken 28.06.2009 tarihinde annesi ve ablası..... arasında bir tartışma yaşandığını, annesinin....."e “seni babanın yanına gönderirim, hareketlerine dikkat et” dediğini, Gülçim"in “babamın yanına gönder de..... gibi bana da porno film izlettirsin” diye cevap verdiğini, bunun üzerine annesi ve ablası Derya"nın kendisine dönüp ne olduğunu sorduğunu,....."in de "anlat" dediğini, zira daha önceden....."e babasının kendisine porno film izlettirdiğini söylemiş bulunduğunu, annesinin "baban başka bir şey yaptı mı" diye sorduğunu, ağlamaya başladığını ve babasının yaptıklarını anlattığını, ablası Derya"nın da otobüs yolculuğunda başından geçenleri dile getirdiğini, annesinin babasının akrabalarının kızlarına da benzer davranışlarda bulunduğunu söylediğini ancak kendisinin böyle bir şeye şahit olmadığını, ilk cinsel ilişkinin Bor"da dedesi ve babaannesi ile birlikte kaldıkları evde, son cinsel ilişkinin ise İstanbul Ankara yolunda kamyonun içerisinde gerçekleştiğini beyan etmiş,
Cumhuriyet savcılığında; 7-8 yıl kadar önce ilkokul 1 veya 2. sınıfa gittiği sıralarda Bor"da dedesinin Armutlu Mahalesindeki bulunan evinde oturdukları sırada bir yaz gecesi odasında uyuduğunda birinin iç çamaşırlarını indirildiğini fark ettiğini, uyandığında babasının yanında belden aşağısının çıplak şekilde yattığını gördüğünü, "anne" diye bağırdığını, annesinin içeriye girdiğini, babasının uyuyor numarası yaptığını, annesi gidince babasının bir şey söylememesi konusunda kendisini uyardığını, sabah annesinin "baban bir şey yaptı mı" diye sorduğunu, yapmadığını söylediğini, bu olaydan 1-1,5 ay sonra babası ile komşularına ait üzüm bağından yaprak toplamaya gittiklerini, bir müddet yaprak topladıktan sonra babasının kendisini yanına çağırdığını, iç çamaşırını zorla çıkararak üstüne çıkıp zorla ırzına geçtiğini, canının çok yandığını ve bağırdığını, her ne kadar karakol ifadesinde kucağına oturttuğunu söylemiş ise de şimdiki ifadesinin doğru olduğunu, üzerine yatarak ilişkiye girdiğini, olayı kimseye anlatmadığını, bu olaydan sonra da babasının birçok kez evin yakınlarındaki boş arazide kendisiyle cinsel ilişkiye girdiğini, bir kış günü babası ile evde yalnız kaldıkları sırada kendisine cep telefonundan porno film izlettirdiğini, utanıp yüzünü çevirdiğini, filmi izlerken elini omzuna attığını, karşı koyunca telefonu kapatıp dışarı çıktığını, bu olay olduğunda ilkokul 4 veya 5. sınıfta okuduğunu, 6. sınıfın ikinci döneminde bahar aylarında bir gün okuldan eve döndüğünde kapıyı babasının açtığını, kapının arkasını sürgüleyip perdeleri kapatarak kendisini kanepenin üzerine yatırıp vajinal yoldan ırzına geçtiğini, karşı koyduğunu ancak direnemediğini, 2009 yılı Mart ayının 17-22 arası bir tarihte İstanbul"da babasının yanında durduğu sırada "seni Niğde"ye bırakayım, ben tır ile Hatay"a gidip döndükten sonra seni Niğde"den alır, geri getiririm" dediğini, babasının bu teklifini kabul ettiğini, Ankara"ya gelmeden önce bir dinlenme tesisinin kuytu köşesinde durduklarını, babasının burada kendisi ile cinsel ilişkiye girmek istediğini, karşı çıkınca aracın üstündeki havalandırma bölümünde silahı olduğunu söyleyip "hem kendimi hem de seni vururum" dediğini, bu şekilde tehdit ederek kabindeki yataklı bölmede vajinal ve anal yoldan ırzına geçtiğini, anal kelimesinin ne anlama geldiğini bilmediği için karakol ifadesinde normal yoldan ilişkiye girdiğini söylediğini, çevreye rezil olmaktan korktuğu ve babası tehdit ettiği için bu olayı da kimseye anlatmadığını, şikâyette bulunmadan 15-16 gün kadar önce annesi ve kardeşleri ile birlikte Bor"a babaannesini ziyarete gittiklerini, babaannesinin gece Bor"da kalmasını istediğini,..... ablasına ağlayarak kalmak istemediğini söylediğini, nedenini sorunca babasının kendisine porno film izlettiğini söylediğini, daha sonra yine babaannelerinin evlerinde oldukları bir gün annesi ile ablası....."in tartıştıklarını, annesinin "seni babanın yanına göndereyim" dediğini, ablasının; "gönder de babam bana da porno film izletsin" diye cevap verdiğini, annesinin kendisine bakıp bunun doğru olup olmadığını sorduğunu, doğru olduğunu söylediğini, babasının akrabalarının çocuklarına sarkıntılık yaptığını söyleyip kendisine başka bir davranışta bulunup bulunmadığını sorduğunu, çok sıkıştırınca ağlayarak babasının ırzına geçip kızlığını bozduğunu söylediğini, bunun üzerine hep beraber karakola giderek şikâyetçi olduklarını belirtmiş,
Duruşmada; sanığın öz babası olduğunu, ilk olayın 7-8 sene önce olduğunu, o tarihte ilkokula başlayıp başlamadığını hatırlamadığını, birinci sınıfa başlamış olabileceğini, önceleri Bor"da dedesi ve babaannesi ile birlikte kaldıkları bağ evinde oturduklarını, bir gün babasının annesine yaprak toplayacağını söyleyerek dışarı çıktığını, arkasından kendisinin de gittiğini, bağa vardıklarında sanığın yanına gelip oturduğunu, bir müddet sohbet ettiklerini, babasının kendisini yere yatırarak ırzına geçtiğini, cinsel organında acıma ve yanma olduğunu, kanama olup olmadığını hatırlamadığını, ilişki 10-15 dakika sürdükten sonra kalkıp giyindiklerini, eve dönünce kimseye bir şey söylemediğini, bu olaydan sonra da babasının iki üç kez yine bağevinin çevresinde aynı şekilde ırzına geçtiğini, bu olaylarda da kanama olup olmadığını hatırlamadığını, altıncı sınıfa yeni başladığı sıralarda taşındıkları yeni evde okuldan geldiğinde babasının evde olduğunu gördüğünü, evde başka bir kimse olmadığını, babasının "perdeyi kapat" dediğini ancak kapatmadığını, kapıyı sürgüleyip perdeyi kapatarak kanepenin üzerinde vajinal ve anal yoldan ırzına geçtiğini, yine altıncı sınıfı bitirdiği dönemde yaz tatilinde bir gün sanığın kullandığı kamyon ile eve geldiğini, yola devam edeceğini söyleyip “kızımı Mersin’e gezmeye götüreceğim” dediğini, beraber yola çıktıklarını, Niğde çıkışına geldiklerinde bir benzin istasyonuna çekip aracın içerisinde ırzına geçtiğini, daha sonra Mersin’e gittiklerini, Mersin’de dört gün kaldıklarını, aynı gün ya da ertesi gün Mersin’de Üsküp diye bilinen bir yerde araç içerisinde ırzına geçtiğini, 2008-2009 öğretim yılına başlarken ablası Derya"nın İstanbul’a babasının yanına gittiğini, kendisinin de ablasına güvenerek okumak için ablası ile beraber İstanbul’a gittiğini, babasının şoförlük yapmasından dolayı çok fazla evde duramadığını, 2009 yılı Mart ayı içerisinde babasının İstanbul’dan Hatay"a gideceğini öğrendiğini, 21 Mart tarihinin..... ablasının doğum günü olduğu için babasından kendisini Bor"a bırakmasını istediğini, beraber yola çıktıklarını, babasının Bolu civarlarında dinlenme tesisi gibi bir yerde durduğunu, daha önce yaptığı gibi aracın perdelerini çekip yataklı bölmede ırzına geçtiğini, ağlayıp “ben senin kızın değil miyim, neden yapıyorsun” diye yalvardığını ancak babasının “aşığım, seviyorum seni” gibi sözler söylediğini, “seni de vururum, kendimi de vururum” diyerek tehdit ettiğini, cinsel ilişkiye girdiğinde içine boşalıp boşalmadığını bilmediğini ancak bazen iç çamaşırında sıvı olduğunu gördüğünü, tüm bu olayları kortuğu ve duyulacağı endişesi ile kimseye anlatamadığını söylemiş,
Katılan ... .....; sanık ile 1989 yılında evlendiklerini, sanığın uzun yol şoförlüğü yapması nedeni ile yılın büyük bölümünü evden uzakta geçirdiğini, 2004 yılında bir turizm firmasında şoför olarak çalışmaya başladığını, bayanlara düşkün olduğunu, 2005 ya da 2006 yıllarında cep telefonundan kadınlara mesaj çekerken yakaladığını, bu olaydan önce de kadınlarla görüştüğünden şüphelendiğini ancak kesin bir saptaması olmadığını, bu nedenle aralarında geçimsizlik başladığını, çocukları ile birlikte ayrı bir eve taşınıp boşanma davası açtığını, bir öğrenci yurdunda bulaşıkçı olarak çalışmaya başladığını, kızı Derya"nın 2007-2008 öğretim yılında sanığın daveti üzerine İstanbul’a gidip babasının yanında okumaya başladığını ancak fazla durmadan Niğde"ye geri gelmek istediğini, dönem sonunda okullar kapanmadan bir hafta kadar önce geri döndüğünü, 2009 yılı Haziran ayı içerisinde sanığın İstanbul"dan Bor İlçesi’ne gelip çocuklarını görmek istediğini söylediğini, çocukların önce gitmek istemediklerini, ısrar edince“sen gelirsen, biz de gideriz” dediklerini, bu şekilde çocukları.....,..... ve Kerem ile birlikte Bor"a gittiklerini, Derya"nın o sırada bir arkadaşında kaldığı için gelemediğini, sanığın çocukları ile görüştüğünü, kayınpederinin yatalak hasta olduğunu, kızı.....’ye "istersen burada kal, babaannene yardımcı ol" dediğini, kızının "babam gitsin, öyle gelip kalayım" diye cevap verdiğini, ısrar edince büyük kızı....."in "kalsın da yine babam porno mu seyrettirsin" dediğini,.....’ye ne olduğunu sorduğunda babasının telefonda kendisine porno film izlettiğini söylediğini, bunun üzerine kızlarını alıp Niğde"ye döndüğünü, küçük oğlunun babası ile Bor"da kaldığını, sanığın akşam, oğlu ile birlikte Niğde"ye evlerine gelip gece yanlarında kaldığını ancak bir babanın kızına böyle bir şey yapacağına inanmadığı için kendisine....."nin bahsettiği porno izletme olayını sormadığını, sanığın ertesi sabah Bor’a geri döndüğünü, 29 Haziran 2009 akşamı kızı.....’e “kızım büyükşehire giden adam oluyor, seni de İstanbul’a göndereyim, babanın yanında kal” dediğini,....."in "gideyim de babam bana da mı porno seyrettirsin” diye cevap verdiğini, Derya"nın konuşulanlardan haberi olmadığı için “ne pornosu” diye sorduğunu,.....’ye; “anlat bakayım kızım” deyince....."nin 10-15 dakika sustuğunu, hiçbir şey söylemediğini, “bir şey mi oldu anlat kızım” deyince de ağlayarak babasının kendisine tecavüz ettiğini, kızlığını bozduğunu söylediğini, çocuklarının iç çamaşırlarını kendisinin yıkadığını, bu zamana kadar çamaşırlarında olağan dışı bir lekeye rastlamadığını,....."nin maruz kaldığı bu durumu öğrenince hemen saat 23.30 sıralarında karakola giderek şikâyette bulunduğunu,.....’ye olayın ne zaman olduğunu sorduğunda tam olarak bir tarih veremediğini, sadece "daha Kerem yoktu” dediğini, oğlu Kerem"in 7 yaşında olduğunu, bu olayın en az yedi sene önce olduğunu tahmin ettiğini,....."nin olayın komşularının üzüm bağında gerçekleştiğini belirttiğini, 6-7 veya 7-8 yıl kadar önce Bor"da kayınpederinin evinde çocuklar ile beraber bulunurken sanığın alkollü olarak eve geldiğini, o sırada kızı....."nin kanepede uyuduğunu, sanığın soyunduğunu, üzerinde sadece atlet ve iç çamaşırının kaldığını, yere uzanıp.....’yi kucağına vermesini istediğini,.....’yi babasının kucağına verdiğini, daha sonra diğer odada oturan kayınpederi ve kayınvalidesinin yanına geçtiğini, bir ara.....’nin bağırma sesini duyup odaya geldiğini, ışığı yaktığında sanığın yerde yan şekilde yattığını, külotunun yarıya kadar inik, cinsel organının sertleşmiş şekilde olduğunu ve.....’nin iç çamaşırını indirmeye çalıştığını gördüğünü, sanığa “Allah belanı versin, ne yapıyorsun” diye bağırdığını, o an evde bulunan görümcesi ..."ün de odaya gelip “ne oldu, .....’ya yaptığını mı yaptı?” dediğini, “evet abla” diye cevap verdiğini, sanığın daha önce Ankara Sincan’da oturan ablasının kızı .....’ya da benzer bir eylemde bulunduğunu, hatta ....."nın bu nedenle intihara teşebbüs ettiğini ancak olayın aile içerisinde kapatıldığını, adliyeye intikal etmediğini, o gün korktuğu için sanığı şikâyet etmediğini, alkollü oluşuna verdiğini,....."nin olayını öğrenip karakola müracaat etmelerinden yaklaşık bir yıl önce kızı Derya"nın babasının İstanbul"a giderken otobüsün dinlenme bölümünde kendisine tecavüze yeltendiğini anlattığını, bunu öğrenince o sırada dışarıda olan sanığa telefon açıp durumu sorduğunu, sanığın sessiz kalıp cevap veremediğini, bu olaydan sonra da şikayetçi olmadığını, Derya ve....."yi okumaları için İstanbul"a babalarının yanına gönderdiğini, o tarihte....."nin başına gelenleri bilmediğini, Derya"nın olayını bildiğini ancak çocuklarını okutacak ekonomik gücü olmadığı ve bizzat kızları gitmek istediği için farklı biçimde davranamadığını ifade etmiş,
Tanık..... .....; karakola müracaat etmelerinden yaklaşık bir hafta kadar önce annesi, kardeşleri..... ve Kerem ile birlikte Niğde"den Bor"a dedesi ve babaannesini ziyarete gittiklerini, o sırada babasının da orada olduğunu, babası ve babaannesinin Kerem ve....."nin kalmasını istediklerini,....."nin yanına gelip "abla beni burada bırakmayın" dediğini, nedenini sorduğunda "beni burada bırakırsanız babam dört yıl önce olduğu gibi yine bana porno film izlettirir" dediğini, bunu söylerken yanlarında kimse olmadığını, hemen annesine gidip durumu anlattığını ve Niğde"ye geri döndüklerini, 28.06.2009 günü annesi ile arasında bir tartışma çıktığını, annesinin kendisini İstanbul"a gönderebileceğini söylediğinde "gönder de babam bana da porno film izlettirsin" diye cevap verdiğini, olaydan habersiz olan ablası Derya"nın "ne porno filmi, siz ne diyorsunuz" dediğini,....."nin olayı anlattığını, annesinin....."ye babasının başka bir şey yapıp yapmadığını sorduğunu,....."nin ağlayarak babasının kendisine tecavüz ettiğini söylediğini, bunun üzerine annesi ile birlikte karakola geldiklerini,....."nin kendisine olayın detaylarını anlatmadığını, bu nedenle sanığın nerede, ne zaman ve ne şekilde tecavüz ettiğini bilmediğini söylemiş,
Tanık .... kızı .....; otuz yaşında bulunduğunu, sanığın amcası, katılanların ise amcasının kızları olduğunu, sanığın üzerine atılı suçlara ilişkin görgüye dayalı bir bilgisinin olmadığını ancak 2008 yılının yaz ortalarında evlerinde sohbet ettikleri sırada Derya"nın ağlamaya başladığını, ne olduğunu sorduğunda cevap vermediğini, sadece “baba bunu bana yapmayacaktın” dediğini, ne yaptığını sorduğunu ancak "anlatamam, söyleyemem" dediğini, 15-16 yaşlarında olduğu sırada bir gün tarlada çalışırken sanığın halasının kızı .....’ya sarkıntılık yaptığını duyduğunu, bütün ailenin bu olayı öğrendiğini, halası...."in babaannesini telefonla arayarak sanığın .....’ya sarkıntılık yaptığını söylediğini ancak ne yaptığını bilmediğini, hatta bu olay nedeniyle .....’nın intihara teşebbüs ettiğini, ....."nın kardeşi ..."in de "Oğuz"u vuracağım" dediğini duyduğunu, ertesi yaz ....."nın kendisine; “dayımın kulaklarımı yalaması, okşaması, o sıcak, o ılık nefesi hala üzerimde, üzerimden atamıyorum, psikolojim bozuldu” dediğini, ....."ya “sana sadece tacizde bulunmuş, ben daha kötü bir olay yaşadım, olayın en kötüsünü yaşayan benim” dediğini, zira 7-8 yaşlarında iken Bor ilçesi Çakılbahçe mevkiinde bulunan bağ evinde sanığın kendisine tecavüz ettiğini, bu olayı kimseye anlatmadığını, sanığın bağ evi ve çevresinde 9 yaşına kadar 5-6 kez kendisine tecavüz ettiğini, büyümeye başladıktan sonra sadece göğüslerini ve cinsel organını okşamakla yetindiğini, 11-12 yaşlarına kadar bu davranışlarına devam ettiğini, ondan sonra sanık ile aynı ortamda bulunmamaya çalıştığını, babası ve annesinin ayrı olduklarını, annesini hiç tanımadığını, babaannesinin yanında büyüdüğünü, olayları anlatsa kimsenin kendisine inanmayacağını düşündüğü için anlatmadığını, sanığın ırzına geçtiği zamanlarda cinsel organında yanmalar olduğunu, babaannesine bu durumu söylediğini, babaannesinin pişik olduğunu söyleyip vazelin sürerek geçiştirdiğini, vicdanen rahatsız olması nedeni ile olayları anlatmaya karar verdiğini, iki gün önce yengesi .....’i gördüğünde davanın nasıl sonuçlandığını sorduğunu, devam ettiğini söyleyince.....’nin ağlamaya başladığını, bu manzaradan etkilendiğini ve tanıklık yapmaya karar verdiğini anlatmış,
Tanık ...; sanığın kardeşi olduğunu, kızlarına karşı cinsel saldırıda bulunup bulunmadığını bilmediğini, konu hakkında hiçbir şey duymadığını, katılan ...’in anlatımlarında belirttiği gibi bir olaya şahit olmadığını, ....."e “ne oldu, .....’ya yaptığını mı yaptı” diye bir şey söylemediğini, böyle bir olayın yaşanmadığını, tanık ....."nin anlatımının da doğru olmadığını, bu tanığın katılan ... ile birlikte aynı evde ikamet ettiklerini, bu nedenle doğruyu söylemediğini, sanığın kardeşinin kızı .....’ya karşı herhangi bir cinsel saldırıda bulunduğunu bilmediğini açıklamış,
Tanık .....; sanığın dayısı olduğunu, sanığın katılanlara karşı cinsel saldırıda bulunduğuna ilişkin bilgisi olmadığını, böyle bir olayı duymadığını, iddia edildiği gibi geçmişte kendisine karşı cinsel bir eyleminin de olmadığını, tanık ....."ye sanığın cinsel saldırısına maruz kaldığına ilişkin bir şey anlatmadığını, niçin böyle bir beyanda bulunduğunu da bilmediğini, yaklaşık 8-10 sene kadar önce ailevi problemlerden kaynaklanan psikolojik sorunları nedeniyle iki ya da üç defa intihara teşebbüs ettiğini, o tarihlerde anne ve babasının boşandığını, daha başka bir sürü sorunlar yaşadığını bildirmiş,
Tanık Serkan ...; sanığın dayısı, ..."in ise kardeşi olduğunu, iddianamede bahsi geçen olaylarla ilgili görgü ve bilgisi olmadığını, sanığın ....."ya karşı herhangi bir eylemi olup olmadığını da bilmediğini, kimseye "Oğuz"u vuracağım" şeklinde bir beyanda bulunmadığını, astsubay olarak görev yaptığını, 15 yaşından beri dayısı ve ailesinin yanına sadece yaz tatillerinde gittiğini ve 3-4 gün kalabildiğini, bu nedenle sanığın aile içi ilişkileri hakkında fazla bilgisi olmadığını, 15-16 yıl önce ....."nın intihara teşebbüs ettiğini, bunun sebebinin sanığın kendisine sarkıntılık yapması olduğunu duyduğunu ancak duyduklarına itibar etmediğini, bu nedenle ne kardeşi ....."ya ne de dayısı sanığa sorma gereği duymadığını dile getirmiş,
Tanık .....; sanığın üzerine atılı suçlara ilişkin görgüye dayalı herhangi bir bilgisi olmadığını, boşanmış olduğu eski eşi ....."ün duruşmada sanığın çocukken kendisinin de ırzına geçtiğini söylediğini öğrendiğini, ..... ile evlendiğinde kız, yani bakire bulunduğunu söylemiş,
Tanık..... .....; sanığı kardeşi olması nedeni ile iyi tanıdığını, üzerine atılı suçlara ilişkin bilgisi olmadığını, katılanların anne ve babaları ayrı iken İstanbul’da sanığın yanında kalıp okuduklarını, sanığın bir başkasıyla birlikte yaşadığını, dava açıldıktan sonra.....’ye "gerçekten böyle bir olay oldu mu" diye sorduğunda, "oldu" diye cevap verdiğini ancak kendisine inanmadığını ifade etmiş,
Tanık...........; oğlu olan sanığın torunu .....’ya sarkıntılık, taciz veya buna benzer cinsel içerikli bir davranışta bulunduğuna dair bir şey duymadığını ve görmediğini, aynı şekilde torunu .....’ye de cinsel saldırıda bulunduğunu bilmediğini, böyle bir şey olsa şimdiye kadar duyması veya hissetmesi gerektiğini, sanığın eşi ..... .....’ün tanık ....."yi yönlendirdiğini düşündüğünü bildirmiş,
Tanık .....kızı .....; oğlu olan sanığın torunu .....’ya sarkıntılık yaptığına dair bir şey duymadığını, tanık ....."in iddia ettiği gibi kızı....’in kendisini arayarak sanığın .....’ya sarkıntılık yaptığını söylemediğini, .....’nın anne ve babasının ayrıldığını, annesi bir başkası ile birlikte yaşadığı için .....’nın 5 yaşında iken üvey babasının yanında olduğunu, yaz aylarında annesi ile beraber Bor’a gelip gittiğini, .....’nın 2-3 defa intihara kalkıştığını ancak sebebi hakkında bilgi sahibi olmadığını, sanığın diğer torunu .....’ye cinsel saldırıda bulunduğuna dair de herhangi bir şey duymadığını ve sezmediğini, sanığın uzunyol şoförü olduğundan evde fazla duramadığını, .....’nin neden amcasına karşı böyle bir iddiada bulunduğunu bilmediğini, gelini ..... .....’ün tanık .....’yi yönlendirdiğini düşündüğünü, ....."nin küçükken kendisine cinsel organında yanma hissi olduğuna ilişkin bir şey söylemediğini, vazelin sürmesi gibi bir durumun da olmadığını dile getirmiş,
Tanık.....; sanıkla üç yıldır birlikte yaşadıklarını, atılı suçlara ilişkin herhangi bir bilgiye sahip olmadığını, iddiaları dava açıldıktan sonra öğrendiğini, katılanların bir yıl kadar İstanbul’da yanlarında kaldıklarını, sanığın şoförlük yapmasından dolayı çoğunlukla dışarıda olduğunu, ayda sadece birkaç gün evde kalabildiğini, yanlarında kaldıkları süre boyunca sanığın katılanlara karşı olumsuz bir davranışını görmediğini, cinsel saldırıya ilişkin en küçük bir şey sezinlemediğini, birbirlerine normal bir baba kız gibi davrandıklarını, hatta katılanların sanığa hiç "baba" diye hitap etmediklerini, her zaman "babacığım" dediklerini söylemiş,
Sanık ...; katılan ...’nın belirttiği gibi birlikte aynı otobüsle İstanbul’a gittiklerini, o tarihte otobüs şoförü olarak çalıştığını, mağdurenin İstanbul’a teyzesinin yanına gitmek istediğini, hatırladığı kadarıyla 2005 yılı olduğunu, okullar yeni tatil olduğu için Temmuz ayı olabileceğini ancak tam tarihi hatırlayamadığını, otobüste 55 yolcu bulunduğunu, katılanın oturabileceği bir koltuğun bulunmadığını, bu nedenle hostes koltuğuna oturduğunu, katılanı otobüsün diğer şoförüne teslim ederek uyumak için otobüsün altında bulunan bölüme indiğini, henüz uyumamışken katılanın yanına geldiğini, yatarken gömleğini çıkarıp atleti ile yattığını, otobüsün yatak bölümünün 90-100 cm genişliğinde dar bir yer olduğunu, katılanın da yanına uzandığını, 10-15 dakika ile sohbet ettiklerini, uzun yol şoförü olması nedeni ile o tarihlerde bir yıl içerisinde evinde geçirdiği gün sayısının 25-30"u geçmediğini, sohbetten sonra katılan uykusu olmadığını söyleyip çıktığını, katılana burada herhangi bir cinsel tacizde bulunmadığını, katılan ...’ye de herhangi bir şekilde cinsel saldırıda bulunmadığını,.....’nin anlattıklarının tamamen yalan olduğunu, kendisi ile cinsel ilişkiye girmediğini, kızlarının neden kendisi hakkında iftirada bulunduklarını anlamadığını, ancak sürekli ailesinin yanında bulunamadığı için kızlarının kötü insanlarla arkadaşlık yaptıklarını duyduğunu, son beş yıldır eşi ile aralarında şiddetli geçimsizlik olduğunu, evinde geçirdiği gün sayısının çok az olduğunu, kızlarının bu yaşayış tarzına kızması ve anneleri ....."den ayrılıp başka bir kadınla evlenmeyi düşünmesi nedeniyle bu şekilde beyanda bulunduklarını düşündüğünü, 12 Haziran 2009 gecesini eşi ..... ile birlikte geçirdiğini, ....."in kendisinden eve dönmesini istediğini, olumlu cevap vermiş olsaydı bu suçlamalara maruz kalmayacağını katılan ..."nın 2007-2008 öğretim yılında, katılan ...’nin ise hem 2007-2008 hem de 2008-2009 öğretim yılında İstanbul’da yanında kaldığını, iddia edilen olaylar olsa İstanbul’a gelerek yanında kalmalarının mümkün olmadığını savunmuştur.
5237 sayılı TCK"nun "Çocukların cinsel istismarı" başlıklı 103. maddesinin suç tarihinde yürürlükte bulunan hali;
“(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
Anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur” şeklindedir.
Maddede çocuğun cinsel istismarı tanımlanmış olup, birinci fıkraya göre cinsel istismar deyiminden; onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış ile diğer çocuklara karşı cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen bir başka nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar anlaşılmaktadır.
Maddenin ilk fıkrasında çocuğun cinsel istismarı suçunun temel şekli, ikinci fıkrasında ise cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi, suçun temel şekline nazaran daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hal olarak yaptırıma bağlanmıştır.
Üçüncü fıkrada; suçun üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısımı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi nitelikli hal olarak sayılmıştır. Buna göre çocuğa karşı cinsel istismar eylemi, çocuğun anne-babası, dedesi ve büyük annesi gibi üst soyu, kardeş gibi ikinci derece kan hısımı, amca, dayı, teyze, hala gibi üçüncü derece kan hısımı, üvey baba, evlat edinen tarafından işlenirse verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.
Dördüncü fıkrada, cinsel istismarın onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte maruz kaldığı fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan kişilere karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi, cezanın artırılmasını gerektiren nitelikli hâl olarak kabul edilmiştir. Ancak bunun için, uygulanan cebrin en fazla kasten yaralama suçunun temel şeklini oluşturacak boyutta olması gerekir. Bu bakımdan, beşinci fıkraya göre, cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanacaktır.
Altı ve yedinci fıkralarda ise suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hâlleri düzenlenmiştir. Çocukların cinsel istismarı suçunun işlenmesi suretiyle mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulmasına neden olunması, daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirmektedir. Keza, söz konusu suçun işlenmesi sonucunda mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunacaktır. Ancak, bu durumlarda, netice sebebiyle ağırlaşmış suçlar dolayısıyla sorumluluk için aranan şartların gerçekleşmesi gerekir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Katılan ... babası olan sanığın 7-8 yaşından itibaren birçok kez kendisine nitelikli cinsel istismarda bulunduğunu iddia etmiş ise de, beyanlarında olayın gerçekleşme şekli, yeri, zamanı ve sırasına ilişkin olarak bir çok çelişki bulunmaktadır. Şöyle ki; kollukta ilk ırza geçmeyi porno film izlettirme olayından 3-4 ay sonra, savcılıkta ise porno film izletme olayından önce iç çamaşırını çıkarmaya çalıştığı ilk olaydan 1-1,5 ay sonra gerçekleştiğini söylemiş, kollukta ilk ırza geçme olayının sanığın kendisini alarak cinsel organının üzerine oturtması şeklinde, savcılıkta ve duruşmada ise üzerine yatmak suretiyle olduğunu anlatmış, kollukta ikinci kez ırza geçme olayının taşındıkları evde olduğunu beyan etmesine karşın savcılıkta ilk ırza geçme olayından sonra dedesi ve babaannesi ile birlikte kaldıkları bağ evinin etrafında sanığın birçok kez ırzına geçtiğini ifade etmiş, kollukta ve savcılıkta araç içinde ırza geçme olayının sadece 1 kez, 18 Mart ile 22 Mart arasında İstanbul’dan Bor’a gittiklerinde Bolu civarında gerçekleştiğini beyan ettiği halde, duruşmada bu olay dışında ayrıca Mersin"e gezmek için gittikleri sırada da araç içerisinde tecavüze maruz kaldığını anlatmıştır. Katılan kollukta anal yoldan gerçekleşen bir ilişkiden bahsetmemiş iken savcılıkta araç içindeki ilişkiden söz etmiş, duruşmada ise Bor"da taşındıkları ikinci evde sanığın anal yoldan da ırzına geçtiğini ifade etmiştir. Diğer taraftan, katılanın ilk cinsel ilişki sonrası kanama olup olmadığını bilmemesi, annesinin bunu fark etmemesi, yaşının küçüklüğü gözetildiğinde herhangi bir sağlık sorunu yaşamaması ve babası olan sanığın iddia olunan cinsel istismar eylemini gerçekleştirmesi sonrasında kendi isteği ile İstanbul"a gidip iki öğretim dönemi sanığın yanında kalması da hayatın olağan akışına aykırıdır.
Aynı şekilde katılan ..."nın da beyanları arasında çelişkiler bulunmakta olup, katılan kollukta 28.06.2009 günü annesi ile diğer kardeşi....."in tartışması sonrasında katılan ...’nin maruz kaldığını iddia ettiği eylemlerin öğrenildiğini, bunun üzerine kendisinin de maruz kaldığı olayı anlattığını söylemesine karşın, savcılıkta 1 yıl önce annesine bu olayı anlattığını, duruşmada ise 1,5 yıl önce annesi ve teyzesi Nazmiye’ye anlattığını ifate etmiştir. Kollukta ve savcılıkta babası olan sanığın "ben yatacağım sen de gel" dediğini, sanığın bu teklifini kabul ettiğini ve birlikte otobüsün dinlenme bölümüne geçtiklerini söylemesine karşın, duruşmada sanığın "sen geç yat" dediğini, gidip yattığını ancak uyuyamadığını, yaklaşık yarım saat geçtikten sonra sanığın yanına geldiğini belirtmiştir. Kollukta ve savcılıkta, sanığın pantolonunu çıkarması şeklinde istekte bulunduğu yönünde herhangi bir beyanı olmayan katılan, duruşmada ise pantolonunu da çıkarmasını istediğini söylemiştir. Diğer taraftan öncelikle, tamamı dolu olan bir yolcu otobüsünde katılanın böyle bir olaya maruz kalması, gerçekleştiğini iddia ettiği ilk olaydan sonra ikinci kez çağırdığında sanığın yanına tekrar gitmiş olması ve cinsel istismarda bulunduğunu iddia ettiği sanığın yanına İstanbul"a olaydan sonra giderek bir süre birlikte yaşaması hayatın olağan akışına aykırıdır. Kaldı ki katılanın, sanığın birlikte yaşadığı tanık ....."a gönderdiği tespit edilen mesaj içeriklerinde sanığa yönelik olarak kullandığı "ben babamın kızıyım, babamın hatırına susuyorsak, babamdan bir fiske yememişken" şeklindeki ifadeler de cinsel istismar eyleminde bulunduğu iddia edilen bir baba için kullanılması beklenen beyanlarla örtüşmemektedir.
Sanık savunmaları, cinsel istismar eylemlerine maruz kaldıklarını iddia eden katılanlar ile annelerinin beyanları ve tüm dosya içeriğinden katılanların, annelerini bırakıp başka bir kadınla birlikte yaşayan ve kendileriyle yeterince ilgilenmeyen sanığa kızgın oldukları anlaşılmakta olup, bu yönüyle katılanlar ile babaları olan sanık arasında bir husumet bulunduğu sabittir. Ayrıca sanığın, tanık...."in beyanı ile doğrulanan ve aksi ispatlanamayan savunmasına göre mevcut şikâyetin, sanığın birlikte yaşadığı kadından ayrılarak katılanların annesi katılan ..."in yanına dönmesi teklifini reddetmesinden kısa bir süre sonra, fakat katılan ..."ya karşı işlendiği iddia edilen olaydan 4 yıl,.....’ye karşı gerçekleştiği iddia edilen ilk olaydan ise 6-7 yıl sonra gibi oldukça uzun bir süre sonra yapılmıştır.
Tanıklar ..., ....., .....kızı ..... ve ..... yapmış oldukları anlatımlarla, katılan ... ve tanık .... kızı ....."ün beyanlarının doğru olmadığını ifade etmişler, sanık da tüm aşamalarda ısrarlı ve tutarlı biçimde suçlamaları kabul etmemiştir.
Öte yandan, ceza muhakemesinin en önemli ilkelerinden biri olan "in dubio pro reo" yani "şüpheden sanık yararlanır" kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel şartı, suçun şüpheye yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme şekli şüpheli ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkûmiyeti, yargılama sürecinde toplanan delillerin bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı gözardı edilerek ulaşılan muhtemel kanaate değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir şüphe ve başka türlü oluşa imkân vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir ihtimale dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, ihtimale dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza muhakemesinde mahkûmiyet, büyük veya küçük bir ihtimale değil, her türlü şüpheden uzak bir kesinliğe dayanmalıdır. Adli hataların önüne geçilebilmesinin başka bir yolu da bulunmamaktadır.
Bu durum karşısında katılanların aşamalardaki beyanları arasındaki çelişkiler ve hayatın olağan akışına uymayan hususlar, sanık ile katılanlar ve anneleri arasında sanığın bir başka kadınla birlikte yaşaması nedeniyle husumet bulunması, gerçekleştiği iddia olunan eylemlerden çok uzun bir süre sonra şikayette bulunulması, tanıklar ..., ....., .....kızı ..... ve ....."ın katılan ... ve tanık .... kızı ....."ün beyanlarının doğru olmadığını ifade etmiş olmaları, sanığın tüm aşamalarda ısrarla ve tereddüde yer vermeyecek şekilde suçlamaları kabul etmemesi, katılanların anlatımları dışında yargılamaya konu eylemlerin gerçekleştiğine ilişkin herhangi bir delilin dosya içerisinde bulunmadığı birlikte nazara alındığında, sanığın üzerine atılı öz kızları olan katılanlara yönelik çocuğun cinsel istismarı suçlarını işlediği iddiasının sabit olmadığı ve şüphe boyutunda kaldığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, atılı suçları işlediği hususunda her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayan sanığın beraatı yerine, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle mahkûmiyetine ilişkin yerel mahkeme direnme hükmü isabetsiz olup bozulmasına karar verilmelidir.
Çoğunluk görüşüne katılmayan üç Genel Kurul Üyesi; "yerel mahkeme direnme hükmünün her iki katılan yönündende isabetli olup onanması gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Niğde Ağır Ceza Mahkemesinin 02.05.2012 gün ve 84-99 sayılı direnme kararının, sanığın üzerine atılı çocuğun cinsel istismarı suçlarının sabit olmadığı gözetilmeden, beraati yerine, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçelerle mahkumiyetine karar verilmesi isabetsizliğinden BOZULMASINA,
2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.12.2014 tarihinde yapılan müzakerede oyçokluğuyla karar verildi.


 

 

 

Hemen Ara