(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2010/2347 E. , 2010/6083 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
6570 Sayılı Yasanın 7/c maddesine göre işyeri ihtiyacına dayalı olarak açılan tahliye davalarında ihtiyaçlının kirada olması halinde ihtiyacın varlığının kabulü için ihtiyaçlının ya tahliye tehdidi altında bulunması veya kiralananın yapılacak iş için daha üstün nitelikte olması, en azından halen iş yapılan yerle eşdeğer nitelikte bulunması gerekir. Eşdeğerlik durumu varsa mülkiyet hakkına üstünlük tanınmalıdır. Bu iki halden birisinin varlığı ihtiyacın kabulü için yeterlidir. Her iki halin birlikte olması gerekmez.
Tahliye tehdidinin varlığı davacı tarafından ileri sürülmemiş ise mahkemece kendiliğinden nazara alınamaz. Oysa kiralananın halen iş yapılan yerden üstün olduğu ileri sürülmemiş olsa bile ihtiyaç iddiasının içinde bu husus da mevcut olduğundan mahkemece uzman bilirkişi aracılığıyla keşif yapılarak kıyaslama suretiyle bu hususun belirlenmesi gerekir.
Olayımıza gelince; davacı vekili, dava dilekçesinde, davalının 15.5.1997 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğu işyerinin, davacının oğlu ...’in müteahhitlik deposu olarak kullanmak amacıyla, ihtiyacı olduğundan kiralananın 6570 sayılı yasanın 7/c maddesi gereğince tahliyesini istemiştir. Davalı, ihtiyacın gerçek ve samimi olmadığını, davacının depo olarak kullanılabilecek birçok taşınmazı bulunduğunu, uyuşmazlığın kira bedelinden kaynaklandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava konusu taşınmaz dışında davacının tapu kayıtlarına göre çok sayıda taşınmazı bulunduğu ihtiyaçlının bunlardan birini ihtiyacı için kullanabileceğini tanık beyanları da dikkate alındığında tarafların kira artırımında anlaşamaması nedeniyle davanın açıldığı ihtiyaç iddiasının samimi görülmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı kiracı ile davacı arasında düzenlenen 15.5.1997 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı, ihtiyaçlı oğlunun müteahhitlik işi ile iştigal ettiğini, dava konusu taşınmaza müteahhitlik malzemelerini koymak için depo olarak ihtiyacı olduğunu iddia etmiştir. Mahkemece, tahliyesi istenen kiralananda keşif yapılmış ancak davacının oğlunun halen depo olarak kullandığı bir yer olup olmadığını ve davacıya ait depo olarak kullanılabilecek diğer taşınmazların boş olup olmadığını araştırarak bu taşınmazlarda keşif yapılmadan bilirkişinin dava konusu taşınmazın yapılacak işe uygun olduğuna ilişkin raporuyla yetinilmiştir. Yapılan inceleme ve araştırma ile bilirkişi raporu hüküm vermeye elverişli değildir. Mahkemece yukarıdaki ilke doğrultusunda mahallinde uzman bilirkişi aracılığıyla araştırma ve mukayeseli keşif yapılması, ihtiyaçlıya ait depo olarak kullanılabilecek boş olan diğer taşınmazların da kiralanan yer ile karşılaştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.