Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/2595 Esas 2010/6081 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/2595
Karar No: 2010/6081
Karar Tarihi: 24.5.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/2595 Esas 2010/6081 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir alacak davasında, davacı kira alacaklarının ödenmediği gerekçesiyle tahliye istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, kira alacağının kabulüne ancak tahliye talebinin reddine karar vermiştir. Ancak temerrüt nedeniyle tahliye kararı verilebilmesi için kira parasının muaccel olması ve ihtarnamede belirtilen sürede ödenmemesi gerektiğine dikkat çekilmiştir. Ayrıca, 6570 Sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince kiralayan ve kiracı arasındaki hukuki ilişkilerde Borçlar Kanunu'nun uygulanması gerektiği belirtilerek, Borçlar Kanunu'nun 260. maddesindeki hükümlere uyulması gerektiği açıklanmıştır. Bu kapsamda, mahkemenin tahliye talebini reddetmesi yerinde görülmemiştir ve hükmün bozulması kararlaştırılmıştır.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2010/2595 E.  ,  2010/6081 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, temerrüt nedeniyle tahliye ve alacak istemine ilişkindir. Mahkemece tahliye talebinin reddine, alacak talebinin kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından tahliyeye ilişkin olarak temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, dava dilekçesinde, davalıların davacıya ait meskende kiracı olduğunu, davalıların kiraları ödememesi nedeniyle ödenmeyen aylara ilişkin kira borcunun 30 gün içinde ödenmesi, bu süre içinde kira borcun ödenmemesi halinde sözleşmenin feshedileceği kiralananın tahliyesi ile kira bedelinin tahsili için dava açılacağına ilişkin ihtar gönderdiğini bu ihtara rağmen davalıların kira bedellerini ödemediklerini iddia ederek birikmiş toplam 490 TL alacağın tahsiline ve davalıların tahliyesini talep etmiştir. Davalılar kira bedellerini ödediklerini iddia ederek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, kira alacağının kabulüne, tahliye yönünden ise; dava konusu taşınmazın 6570 Sayılı Yasa hükümlerine tabi olduğu Borçlar Kanunu ile 6570 Sayılı Kanun arasında çelişme olması halinde 6570 Sayılı Kanunun uygulanması gerektiği kiraya verenin kira bedelinin vaktinde ödenmemesi nedeniyle tahliye davası açabilmesi için bir kira dönemi içerisinde iki farklı aylara ait kira alacağı için iki defa yazılı ihtar yapılması gerekeceği dava konusu olayda davacı tarafından yalnız bir defa ihtar yapıldığı gerekçesiyle tahliye isteminin reddine karar verilmiştir.
    Borçlar Kanununun 260.maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için istenen kira parasının muaccel(istenebilir) olması ve bu kira bedelinin verilen otuz (30) günlük sürede ödenmemiş bulunması ve ihtarnamede verilen süre içerisinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir.Kira parası götürülüp ödenmesi gereken borçlardan olduğundan kiralayana götürülüp elden ödenmesi veya gideri kiracıya ait olmak koşuluyla konutta ödemeli olarak PTT kanalıyla gönderilmesi gerekir.Bundan ayrı, sözleşmede özel bir koşul kabul edilmişse bu hususta gözönünde tutulmalıdır.Açıklanan şekilde yapılmayan ödemeler yasal ödeme olarak kabul edilemez. Ancak teamül haline gelmiş bir ödeme şekli varsa bu şekilde yapılan ödemede geçerlidir.
    Olayımıza gelince; Dava, davalıların temerrüdü sebebiyle dava konusu taşınmazdan tahliyesi isteğine ilişkin bulunmaktadır. 6570 Sayılı Kanunun 1. maddesinde kiralayan ve kiracı arasındaki hukuki ilişkilerde Borçlar Kanunun bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür. Borçlar Kanunun 260. maddesinde ise 6570 Sayılı Kanunda yazılı tahliye sebeplerinden ayrı olarak kiracının temerrüdü halinde kira sözleşmesinin fesh olunabileceği de kabul edildiğinden bu nedenle kiracının tahliyesi istenebilir. Mahkeme dava dilekçesinde gösterilen hukuki sebeple bağlı olmayıp dava dilekçesinde açıklanan olaylara ve dava sebebine göre taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi vasıflandırır. Davacı dava dilekçesinde Borçlar Kanununa dayandığına ve temerrüt sebebiyle tahliye taleb ettiğine göre yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle tahliye talebinin reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 24.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara