Esas No: 2013/144
Karar No: 2014/479
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/144 Esas 2014/479 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : İZMİR 1. Asliye Ceza
Günü : 12.12.2011
Sayısı : 677-854
Mühür bozma suçundan sanığın 5237 sayılı TCK"nun 203 ve 62. maddeleri uyarınca 3.000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin, İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 23.12.2010 gün ve 1390-997 sayılı karar, katılan vekilinin itirazı üzerine İzmir 11. Ağır Ceza Mahkemesince 25.04.2011 gün ve 403 sayı ile itirazın reddine karar verilmek suretiyle kesinleşmiştir.
İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 02.06.2011 tarih ve 233-404 sayı ile, sanığın kasıtlı bir suç işlediği, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılması gerektiğinin ihbar edilmesi üzerine dosyayı yeniden ele alan İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesince 12.12.2011 gün ve 677-854 sayı ile;
"İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesince sanık hakkında aynı yerle ilgili mühür bozma suçundan ceza verildiği ancak suçun işlenme aralıklarının kısa bulunması nedeni ile hakkında TCK"nun 43. maddesi gereği arttırım yapıldığı anlaşılmakla, yeni suçun mahkememiz kararı kesinleşmeden önce işlenip şartlarının da oluşmadığı anlaşıldığından, mahkememizin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararının kaldırılmasına, CMK"nun 223/4. maddesi gereğince sanığa ceza verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir.
Katılan vekilinin temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 21.11.2012 gün ve 11709-20003 sayı ile;
"Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK"nun 231/12. maddesi uyarınca temyizinin mümkün olmayıp, itiraza tâbi olduğu anlaşılmakla, katılan vekilinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 317. maddesi uyarınca reddine" karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 08.01.2013 gün ve 67002 sayı ile;
"11. Ceza Dairesince, katılanın sanık hakkında mühür bozma suçundan açılan kamu davası sonucu verilen "yeni suçun mahkememiz kararı kesinleşmeden önce işlendiği ve şartlar oluşmadığından sanık hakkındaki mahkememiz kararının kaldırılmasına ve CMK"nun 223/4. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına" ilişkin hükmüne karşı yaptığı başvuruyu temyiz olarak kabul edip esası hakkında bir inceleme yapması yerine, itiraz kanun yoluna tâbi bulunduğu ve dosyanın mahalline iadesine ilişkin kararına karşı itiraz yoluna başvurmak gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle, dairenin ret kararı kaldırılarak, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılan İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 12.12.2011 tarih ve 677-854 sayılı kararının, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılması isteminin reddiyle yetinilmesi yerine, "CMK"nun 223. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi nedeniyle CMUK"nun 321. maddesi uyarınca bozulmasına, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesi uyarınca hüküm fıkrasından ve gerekçeden "CMK"nun 223/4. maddesi gereğince sanığa ceza verilmesine yer olmadığına" ilişkin kısımları çıkarılıp, düzeltilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi" istemiyle itiraz kanun yoluna müracaat etmiştir.
CMK"nun 308. maddesi gereğince inceleme yapan Yargıtay 11. Ceza Dairesince 16.01.2013 gün ve 7-760 sayı ile, itiraz nedeninin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözülmesi gereken uyuşmazlık; yerel mahkemece verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına ve ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın tâbi olduğu kanun yolunun belirlenmesine ilişkindir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanığın işletmekte olduğu lokantanın, dere yatağında bulunması nedeniyle belediye encümeni kararıyla mühürlendiği,
03.06.2009 günü, daha önce rezervasyon yaptırdığını ileri sürerek lokantaya müşteri aldığı, bu nedenle hakkında mühür bozma suçundan kamu davası açıldığı,
İzmir 1. Asliye Ceza Mahkemesince mahkûmiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, söz konusu kararın katılan vekilinin itirazının reddedilmesi üzerine kesinleştiği,
İzmir 15. Asliye Ceza Mahkemesince sanığın, önceki mahkûmiyetine konu yerde, ilk suçun işlendiği tarihten ondokuz gün sonra yeniden mühür bozma suçunu işlediğinden bahisle TCK"nun 203, 43, 62, 52. maddeleri uyarınca mahkûmiyetine karar verilerek, her iki eylemin kısa aralıklarla gerçekleştirilmesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulandığı, ayrıca açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması amacıyla mahkemesine ihbarda bulunulduğu,
zmir 1. Asliye Ceza Mahkemesince hükmün açıklanmasına, yargılamaya konu fiil, 15. Asliye Ceza Mahkemesince zincirleme suç hükmünün uygulanmasına esas alındığından, CMK"nun 223/4. maddesi uyarınca sanığa ceza verilmesine yer olmadığına itiraz yolu açık olmak üzere karar verildiği,
Anlaşılmaktadır.
1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 305. maddesi uyarınca ceza mahkemelerince verilen hükümler temyiz kanun yoluna tâbidir.
Hükümler ise, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223. maddesinde; beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi şeklinde sayılmış, aynı maddenin 10 fıkrasında; adlî yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararlarının da kanun yolu bakımından hüküm sayılacağı belirtilmiştir.1412 sayılı Kanunun 305. maddesi uyarınca bu hükümlerden birinin verildiği ahvalde, kural olarak temyiz kanun yoluna müracaat edilebilecektir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesinin beşinci fıkrasında; "Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder",
Aynı maddenin onbirinci fıkrasında; "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir," onikinci fıkrasında ise; "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir" düzenlemelerine yer verilmiştir.
CMK"nun 231/12. maddesinde açıkca düzenlendiği ve Ceza Genel Kurulunun 03.02.2009 gün ve 13-12 ile 250-13 sayılı kararları başta olmak üzere birçok kararında da açıklandığı üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı müracaat edilebilecek kanun yolu itirazdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması talebinin reddine karar verilmesi ya da hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın, denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklerine aykırı davranması nedeniyle hükmün açıklanması durumunda diğer şartların bulunması halinde açıklanan bu hükme karşı başvurulabilecek kanun yolunun "temyiz" olduğu konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık konusu bu bilgiler ışığında değerlendirildiğinde;
Yerel mahkeme tarafından mühür bozma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının denetim süresi içinde kasıtlı bir suçun işlenmesi nedeniyle kaldırılıp, CMK"nun 223. maddesinde sayılan hükümlerden olan "ceza verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi karşısında, bu hüküm itiraz kanun yoluna değil, 5271 sayılı CMK"nun 223 ve 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 305. maddesi uyarınca temyiz kanun yoluna tâbidir.
Bu itibarla, haklı nedenlere dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Dairenin temyiz isteminin reddi kararının kaldırılmasına ve dosyanın hükmün esasının incelenmesi amacıyla Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 21.11.2012 gün ve 11709-20003 sayılı temyiz isteminin reddi kararının KALDIRILMASINA,
3- Dosyanın, hükmün esasının incelenmesi amacıyla Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 04.11.2014 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.