Ceza Genel Kurulu 2013/707 E. , 2014/450 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : HATAY 2. Ağır Ceza
Günü : 20.03.2013
Sayısı : 282-67
Taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma suçundan sanık G.. A.."ın 5237 sayılı TCK"nun 85/2, 62 ve 63. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına ve mahsuba ilişkin, Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 07.12.2011 gün ve 84–284 sayılı hükmün sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 12. Ceza Dairesince 26.09.2012 gün ve 19867-19901 sayı ile;
“Sanığın olay tarihinde kullandığı sondaj borusu yüklü kamyonla, meskun mahalde, gündüz saatlerinde, iki yönlü, 9,5 metre genişlikteki iniş eğimli yolda, yetersiz ehliyetle ve kanında 168 mg etanol olduğu halde araç kullanırken viraja hızlı girmesi sonucu aracın hakimiyetini kaybettiği, karşı şeride geçerek kaldırımda yürüyen maktul ve yaralılara çarptığı olay sonucu, aynı aileden bir kişinin ölümüne, beşi nitelikli altı kişinin de yaralanmasına neden olduğu olayda, sanığın bilinçli taksirle hareket ettiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması” isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ise 20.03.2013 gün ve 282–67 sayı ile;
“...Antakya Devlet Hastanesince düzenlenen 05.05.2011 tarihli adli raporda ve aynı tarihli laboratuvar sonuçları belgesinde sanığın kanında 1,68 mg/dl etanol bulunduğu belirtilmiş olup bu haliyle sanığın kanında 168 mg etanol olmayıp 1,68 mg etanol olduğu açıktır. Bu miktardaki etanolün ise herhangi bir içecek veya yiyecekten alınmış olabileceği ve sanığın alkollü olduğunun kabul edilemeyeceği hususu gözetildiğinde, kazanın bilinçli taksirle meydana geldiği sonucunu doğurabilecek herhangi bir bulgu veya başkaca bir durum bulunmadığından, yetersiz ehliyetle araç kullanma tek başına bilinçli taksir olarak kabul edilemeyeceğinden olayın bilinçli taksirle meydana geldiğini kabule imkan olmadığı" gerekçesiyle önceki hükümde direnmiştir.
Bu hükmün de sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 26.10.2013 gün ve 183195 sayılı “onama” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, sanığın eylemini taksirle mi, yoksa bilinçli taksir ile mi gerçekleştirdiğinin belirlenmesine ilişkin ise de; öncelikle yerel mahkeme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca önsorun olarak ele alınması gerekmektedir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış kararlarında vurgulandığı üzere, şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekir.
İncelenen dosya kapsamından;
İlk hükmün sanığın eylemini bilinçli taksirle gerçekleştirdiğinden bahisle bozulmasından sonra, yerel mahkemece önceki hükümde yer almayan; "Antakya Devlet Hastanesince düzenlenen 05.05.2011 tarihli adli raporda ve aynı tarihli laboratuvar sonuçları belgesinde sanığın kanında 1,68 mg/dl etanol bulunduğu belirtilmiş olup bu haliyle sanığın kanında 168 mg etanol olmayıp 1,68 mg etanol olduğu açıktır. Bu miktardaki etanolün ise herhangi bir içecek veya yiyecekten alınmış olabileceği ve sanığın alkollü olduğunun kabul edilemeyeceği hususu gözetildiğinde, kazanın bilinçli taksirle meydana geldiği sonucunu doğurabilecek herhangi bir bulgu veya başkaca bir durum bulunmadığından, yetersiz ehliyetle araç kullanma tek başına bilinçli taksir olarak kabul edilemeyeceğinden olayın bilinçli taksirle meydana geldiğini kabule imkan olmadığı" şeklindeki yeni ve değişik gerekçe ile karar verilmiştir
İlk hükümde yer almayan bu yeni ve değişik gerekçe Özel Dairece denetlenmemiş olup, Özel Daire denetiminden geçmemiş olan bu konunun ilk kez Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine kanuni imkan bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 20.03.2013 gün ve 282–67 sayılı karar yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 12. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.10.2014 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi