Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/13129 Esas 2010/5803 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/13129
Karar No: 2010/5803
Karar Tarihi: 11.5.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/13129 Esas 2010/5803 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalının önalım hakkını kullanarak aldığı parselden payının iptalini ve müvekkili adına tescilini istemiştir. Ancak davalı, taşınmazın fiilen taksim edildiğini ve önalım hakkının kullanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, yeterli araştırma yapmadan davayı reddetmiştir. Bu nedenle, temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri olarak T.M.K.'nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve kötü niyet iddiasının İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği belirtilmiştir. Davanın reddi için eylemli paylaşmanın varlığı gerektiği vurgulanmıştır.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/13129 E.  ,  2010/5803 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, önalım hakkının kullanılması nedeniyle tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, davalının ... ada ... parselden 9.1.2009 tarihinde satın aldığı payın önalım hakkı nedeniyle iptalini ve müvekkili adına tescilini istemiştir. Davalı vekili taşınmazın fiilen taksim edildiğini, önalım hakkının kullanılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması T.M.K.nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Kötü niyet iddiası 14.2.1951 gün ve 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
    Olayımıza gelince; davalı dava konusu taşınmazın fiilen taksim edildiğini savunmasına rağmen bu konuda yeterli araştırma yapılmamıştır. Mahkemece gerektiğinde yeniden keşif yapılarak tarafların gösterecekleri tanıkların keşif yerinde dinlenerek davacının ve diğer paydaşların kullandıkları yerler olup olmadığının saptanması ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru değildir.
    Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara