19. Hukuk Dairesi 2017/1938 E. , 2019/218 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, bankacılık hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağına yönelik başlattığı ilamsız takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacı bankanın Girne şubesi ile arasında bankacılık hizmet sözleşmesi yapıldığını, davacının Türkiye"deki herhangi bir şubesi ile kendi arasında yapılan sözleşme bulunmadığını, bu sebeple Türkiye’deki mahkeme ve icra dairelerinin yetkisinin olmadığını, yetkili icra dairesi ve mahkemenin Girne Kaza Mahkemesi ve icra dairesi olduğunu, aynı borç ile ilgili olarak halen KKTC Girne Kaza Mahkemesinde devam eden davası bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu uyarınca, davacı bankanın borcun tahsili için KKTC Girne Kaza Mahkemesinden yargılama başlattığı ve ilam aldığı, bu ilam elinde mevcut iken doğrudan ilamsız takip yapmakta ve dava açmakta haklı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, bankacılık hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin takibe yönelik itirazın iptalinden ibarettir. Mahkemece dava konusu alacağın daha önceden Girne Kaza Mahkemesinde ilama bağlandığı ve bu nedenle ayrıca ilamsız takibe konu yapılmasının hukuken korunmaya değer bir yarar içermediği gerekçesiyle ret kararı verilmiş ise de Yargıtay İBK"nin 26.05.2017 tarih ve 2017/2 E – 2017/3 K kararında da belirtildiği üzere bizatihi ilamın kendisinin ilamsız takibe dayanak teşkil etmeyeceği fakat alacağı ispata yarayan sair belgelerin müstakilen ilamsız takibe dayanak yapılmasını engelleyen herhangi bir hukuki norm bulunmadığı gözetilerek varsa davacının alacağa, davalının ise ödemeye ilişkin belgeleri toplanarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 17/01/2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dava konusu takip başlangıçta.... İcra Müdürlüğü’nün 2013/8059 esas sayılı dosyası üzerinden başlatılmış ve davalı-borçlunun itirazı üzerine açılan itirazın iptali davası ...Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/768 esas ve 2014/23 karar sayılı ve 22.01.2014 tarihli kararıyla usulüne uygun yapılmış bir takip olmadığı için dava şartı yokluğundan reddedilmiştir. Alacaklı bunun üzerine aynı takip dosyasını ... İcra Müdürlüğü’ne göndertmiş ve oradan yeniden ödeme emri gönderilmesi ve borçlunun yeniden itirazı üzerine işbu itirazın iptali davası açılmıştır. Davanın konusu olan takip usulüne uygun bir takip olmadığı için işbu davanın da dava şartı yokluğundan reddine karar verilmemesi doğru olmamıştır.
Bir an için dava konusu takibin yeni bir takip olduğu kabul edilirse, bu kere, aynı dava hakkında .... Kaza Mahkemesi’nce verilmiş bir karar bulunmaktadır. Bu karar kesinleşmişse kesin hüküm ve kesinleşmemişse derdestlik hali bulunduğundan ve bir davanın görülebilmesi için bunların olmaması HMK’nun 114/1-I ve İ maddeleri gereğince bir dava şartı olduğundan yerel mahkemenin bu gerekçeye dayalı olarak davayı reddetmesi doğru olmamıştır.
Yerel mahkeme kararının onanması gerektiği görüşünde olduğumdan saygıdeğer çoğunluğun bozma kararına muhalifim.17.01.2019