Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/214 Esas 2014/383 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2014/214
Karar No: 2014/383

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/214 Esas 2014/383 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan ve 3 ayrı iddianame ile yağma, yağma suçuna teşebbüs ve bu suçlara iştirak suçlarından açılan kamu davalarının birleştirilmesi sonucunda, sanıklar hakkında çeşitli hapis cezaları ve hak yoksunluğu cezası verilmiştir. Dosya, Yargıtay 6. Ceza Dairesi tarafından incelenmiş ve yağma suçundan sanıkların müdafileri hazır bulundurulmaksızın mahkumiyet kararı verilmesinin bozma nedeni yapıldığı tespit edilmiştir. Ancak yerel mahkeme, sanık ve müdafilerinin duruşmadan haberdar edilmeden önceki kararda direnmüştür. Bu durum, sanıkların savunma haklarının sınırlandırılması niteliğinde ve yasalara aykırı bir durumdur. Bu sebeple, yerel mahkeme direnme hükmünün öncelikle usul hatası nedeniyle bozulması gerekmektedir. Kararda, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK'nun 149/1-a, f ve 35. maddeleri, 149/1-a, f, 35 ve 39. maddeleri ile 149/1-a, f ve 62. maddeleri uyarınca ceza verildiği belirtilmiştir.
Ceza Genel Kurulu         2014/214 E.  ,  2014/383 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ERZURUM 2. Ağır Ceza
    Günü : 15.01.2014
    Sayısı : 1-6

    Sanıklar hakkında 3 ayrı iddianame ile yağma, yağma suçuna teşebbüs ve bu suçlara iştirak suçlarından açılan kamu davalarının birleştirilmesi ile yapılan yargılama sonucunda, sanık M.. Ç.."nun mağdur A.. K.."e karşı gerçekleştirmiş olduğu yağma suçuna teşebbüs eylemi nedeniyle 5237 sayılı TCK’nun 149/1-a, f ve 35. maddeleri uyarınca 3 yıl 6 ay hapis, sanıklar M.. U.. ve S.. A.."ın mağdur A.. K.."e karşı gerçekleştirmiş oldukları yağma suçuna teşebbüs eylemi nedeniyle aynı kanunun 149/1-a, f, 35 ve 39. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis, sanıklar H.. Ç.. ve S.. Ç.."nun 07.06.2001 tarihinde mağdur M.. A.."a karşı gerçekleştirmiş oldukları yağma suçuna teşebbüs eylemi nedeniyle aynı kanunun149/1-a, f ve 35. maddeleri uyarınca 3 yıl 6 ay hapis, sanık B.. G.."ün 07.06.2001 tarihinde mağdur M.. A.."a karşı gerçekleştirmiş olduğu yağma suçuna teşebbüs eylemi nedeniyle aynı kanunun 149/1-a, f, 35 ve 39. maddeleri uyarınca 1 yıl 3 ay hapis, sanık M.. Ç.."nun 14.08.2001 tarihinde mağdur M.. A.."a karşı gerçekleştirmiş olduğu yağma eylemi nedeniyle aynı kanunun 149/1-a, f maddesi uyarınca 13 yıl hapis, sanık M.. M.."ın 14.08.2001 tarihinde mağdur M.. A.."a karşı gerçekleştirmiş olduğu yağma eylemi nedeniyle aynı kanunun 149/1-a, f ve 62. maddeleri uyarınca 8 yıl 4 ay hapis, sanıklar M.. K.. ve D.. B.."ün 14.08.2001 tarihinde mağdur M.. A.."a karşı gerçekleştirmiş oldukları yağma eylemi nedeniyle aynı kanunun 149/1-a, f, 35 ve 39. maddeleri uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluğuna ilişkin, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 07.02.2012 gün ve 72-20 sayılı hükmün sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 25.12.2013 gün ve 30041-25758 sayı ile;
    "Sanıklar M.. M.., M.. K.., S.. A.. ve B.. G.."e yüklenen yağma suçlarının gerektirdiği cezanın alt sınırı bakımından 5271 sayılı CMK"nun 150/3. maddesi uyarınca Cumhuriyet savcısının esasa ilişkin görüşünü bildirdiği ve hükmün esasını oluşturan kısa kararın açıklandığı son oturumda bu sanıklar yönünden savunmanları hazır bulundurulmadan hüküm kurulmak suretiyle 5271 sayılı CMK"nun 150/3, 151/1, 188/1 ve 289/1-e maddelerine aykırı davranılması ve savunma haklarının kısıtlanması" isabetsizliğinden diğer yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkemece ilgililer duruşmadan haberdar edilmeden 15.01.2014 gün ve 1-6 sayı ile; Cumhuriyet savcısının bozma ilamı konusunda yazılı görüşü alındıktan sonra önceki kararda direnilmesine karar vermiştir.
    Bu hükmünde sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının “bozma” istekli 02.04.2014 gün ve 94120 sayılı tebliğnamesi ile Birinci Başkanlığa gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; yağma suçundan sanıklar M.. M.., S.. A.. A.., M.. K.. ve B.. G.."ün müdafileri hazır bulundurulmaksızın mahkumiyet kararı verilmesinin bozma nedeni yapıldığı durumda, aynı suçtan diğer sanıklar hakkında kurulan hükümlerin temyiz incelemesinin yapılmasının gerekip gerekmediğine ilişkin ise de, bozmadan sonra yapılan yargılamada, sanıklar ile müdafilerinin bozma kararına karşı diyeceklerinin tespiti için duruşmadan haberdar edilmesi gerekliliğine uyulup uyulmadığı hususunun, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca ön sorun olarak ele alınması gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Özel Dairenin bozma kararı üzerine yerel mahkemece 13.01.2014 tarihli tensip tutanağı ile dosyanın mütalaa için Cumhuriyet savcılığına gönderildiği ve duruşmanın 15.01.2014 tarihine ertelendiği, 15.01.2014 günü de sanık ve müdafileri duruşmadan haberdar edilmeden direnme kararı verildiği,
    Anlaşılmaktadır.
    1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanununun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 326. maddesinde; “Yargıtaydan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak mahkeme ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar.
    Sanık veya müdahil ve vekillerine davetiye tebliğ olunamaması veya davetiye tebliğ olunmasına rağmen duruşmaya gelmemeleri nedeniyle bozmaya karşı beyanları tespit edilmemiş olsa dahi duruşmaya devam edilerek dava gıyapta bitirilebilir. Ancak sanık hakkında verilecek ceza, bozmaya konu olan cezadan daha ağır ise herhalde dinlenilmesi gerekir” hükmü yer almaktadır.
    Bu hüküm gereğince, bozma kararı sanık lehine olsa dahi bozmadan sonra yapılan yargılamada yerel mahkemece sanık, katılan ve varsa müdafii ve vekillerine duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ olunmalı, duruşma gününden haberdar olmaları sağlanmalıdır. Yerleşmiş yargısal kararlarda da vurgulandığı üzere, tebligat yapılamaması veya davetiye tebliğ olunmasına rağmen sanığın duruşmaya gelmemesi halinde, verilecek cezanın bozmaya konu olan cezadan daha ağır olmaması halinde yargılamaya devam olunarak bir karar verilmelidir.
    Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
    Yerel mahkemece bozma ilamından sonra sanıklar ve müdafileri duruşmadan haberdar edilmeksizin, Cumhuriyet savcısının yazılı görüşü alındıktan sonra önceki kararda direnilmiştir. Sanıklar ve müdafilerinin duruşmadan haberdar edilerek duruşmada savunma yapma hakkı tanınmaması, savunma hakkının sınırlandırılması niteliğinde olup 1412 sayılı CMUK’nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 326/1. maddesine aykırıdır.
    Bu itibarla, yerel mahkeme direnme hükmünün, diğer yönleri incelenmeksizin öncelikle tespit edilen bu usul hatası nedeniyle bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1-Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 15.01.2014 gün ve 1-6 sayılı direnme hükmünün, öncelikle tespit edilen bu usul hatası nedeniyle BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.09.2014 tarihinde yapılan müzakerede oybirliği ile karar verildi.



    Hemen Ara