Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/30 Esas 2014/382 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2014/30
Karar No: 2014/382

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/30 Esas 2014/382 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık Ç.Ö. kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı TCK’nun 109/2, 109/3-f, 109/5, 43/1, 62, 53 ve 58. maddeleri gereğince 6 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmıştır. Sanık, çekyatın üzerinde mağdureyi cinsel istismar etmiş, mağdureyi tehdit ederek kimselere anlatmamasını şiddetle belirtmiştir. Bozma kararı verilse de, yerel mahkeme, bozulmadan önceki kararı aynen tekrar etmiştir. Yerel mahkeme, bozma kararına niçin uyulmadığı belirtilmeden karar verdiğinden kanuna aykırıdır. Kanun maddeleri ise şunlardır: TCK’nun 109/2, 109/3-f, 109/5, 43/1, 62, 53 ve 58. maddeleri; Anayasa’nın 141. maddesi; CMK’nun 34, 230 ve 232. maddeleri.
Ceza Genel Kurulu         2014/30 E.  ,  2014/382 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ZONGULDAK 2. Ağır Ceza
    Günü : 19.09.2013
    Sayısı : 150-138

    Sanık Ç.. Ö..’in kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı TCK’nun 109/2, 109/3-f, 109/5, 43/1, 62, 53 ve 58. maddeleri gereğince 6 yıl 4 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, hak yoksunluğuna ve hükmolunan hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ilişkin, Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 12.07.2012 gün ve 172–313 sayılı hükmün sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 14. Ceza Dairesince 26.02.2013 gün ve 14733-1866 sayı ile;
    “Mağdurenin özde değişmeyen samimi anlatımlarına ve tüm dosya içeriğine göre, 02.07.2010 günü çekyatta yattığı sırada "senin yatağına yatayım" diyerek mağdurenin yanına gelen sanığın, "pantolonla yatılmaz" deyip külotlu çorabını çıkardığı, ağzını kapatarak yanaklarından öptüğü ve üzerine çıkarak cinsel organını mağdurenin cinsel organına sokmaya çalıştığı, canının yanması nedeniyle bağıran mağdureyi bunları kimseye anlatmaması konusunda tehdit ettiği, 09.07.2010 günü ise mağdure içeride bulunduğu halde odanın kapısını kilitleyerek eliyle ağzını kapatıp sırtüstü çekyatın üzerine yatırdığı, alt pijamasını ve külodunu çıkarttıktan sonra cinsel organını mağdurenin cinsel organına soktuğu, bu sırada sesleri duyan tanık Metin"in odanın kapısını açmaya çalışması üzerine eylemine son verdiği anlaşılmakla, sanığın mağdureyi cinsel istismar eylemlerini gerçekleştirdiği zaman zarfı dışında hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakma biçiminde bir maksat ve eyleminin bulunmadığı gözetilmeyerek, sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraati yerine yazılı gerekçeyle mahkûmiyetine kararı verilmesi,
    Uygulamaya göre de;
    Sanık hakkında mağdureye yönelik eylemi nedeniyle TCK"nun 109/2, 109/3-f, 109/5 ve 43. maddelerine göre verilen 7 yıl 6 ay hapis cezası, TCK"nun 62. maddesiyle indirilirken yanlış hesap sonucu 6 yıl 3 ay yerine, 6 yıl 4 ay olarak fazla cezaya hükmolunması” isabetsizliklerin- den bozulmasına karar verilmiştir.
    Yerel mahkeme ise 19.09.2013 gün ve 150–138 sayı ile; bozma kararına niçin uyulmadığını açıklamadan, ilk hükümde gösterilen gerekçeyle direnilmesine karar vermiştir.
    Bu hükmün de sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06.01.2014 gün ve 368610 sayılı “bozma” istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.

    Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun oluşup oluşmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, direnme hükmünün yasal ve yeterli gerekçeyi taşıyıp taşımadığı hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Bozmadan sonra yargılama yapan yerel mahkemece, direnme nedenleri ve bozmaya niçin uyulmadığı açıklanmadan önceki hükümde direnilmesine karar verildiği, sadece tarihi ve sayıları değiştirilmek suretiyle bozulan kararla tamamen aynı olacak şekilde hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
    Anayasamızın 141 ve 5271 sayılı CMK’nun 34. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının gerekçeli olması zorunludur. Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesinin, kanun koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açacağında şüphe yoktur. Nitekim Ceza Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre de, bir karar bozulmakla tamamen ortadan kalkacağından, yerel mahkeme tarafından CMK’nun 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca yeniden usulüne uygun olarak hüküm kurulması, bunun yanında direnmeye ilişkin gerekçenin de gösterilmesi gerekmektedir.
    Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Yerel mahkemece Özel Dairenin bozma kararına karşı direnilirken, yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda işlem yapılmamış, bozulmakla tamamen ortadan kalkan eski hükümde direnilmesine karar verildikten sonra, direnme nedenleri gösterilmemiş, bozma kararına niçin uyulmadığı açıklanmayarak, bozulan kararın tarihi ve sayıları değiştirilmek suretiyle gerekçenin aynen ve yeniden yazılmasıyla yetinilmiştir.
    Bu itibarla, bozma kararına hangi nedenlerle uyulmadığı belirtilmeden ve direnme gerekçeleri gösterilmeden önceki kararın aynen tekrarı ile yetinilmesi kanuna aykırı olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün öncelikle bu usuli nedenden dolayı bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Zonguldak 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.09.2013 gün ve 150–138 sayılı direnme hükmünün, usul ve kanuna uygun olarak direnme gerekçeleri gösterilmeden karar verilmesi isabetsizliğinden sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA,
    2- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.09.2014 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara