Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/12210 Esas 2010/5491 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/12210
Karar No: 2010/5491

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/12210 Esas 2010/5491 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı ile davacı arasında bir kira sözleşmesi bulunmaktadır. Davacı, kira bedellerinin 2002 yılından 2007 yılına kadar faiziyle birlikte tahsil edilmesini istemiştir. Davalı ise taşınmazın kendisine teslim edilmediğini ve kullanımının engellendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporuna dayanılarak davacının edimini yerine getirmediği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir. Ancak sözleşmenin feshedilmediği veya hükümsüz olmadığı iddia edildiği için hükmün bozulması gereklidir.
Kanun maddeleri:
- Borçlar Kanunu'nun 253. maddesi: Borçlunun borcunu ifa etmesi gerektiği.
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 428. maddesi: Yargılamanın yenilenmesi ya da temyiz incelemesi sonucu hükmün bozulması durumunda, hükmü veren mercinin kararının kaldırılması ve yeniden bir karar verilmesi gerektiği.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/12210 E.  ,  2010/5491 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kira alacağı davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Uyuşmazlık, kira alacağına ilişkindir. Mahkemece istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Taraflar arasında 25.1.2002 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesi hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu kira sözleşmesine göre taşınmaz yıllık 14.000 TL kira bedeli ile otopark olarak kiralanmış, kira bedelinin üç taksitte ödenmesi kararlaştırılmıştır. Davacı 9.7.2009 tarihli davasında 2002 yılından 2007 yılına kadar kira bedellerinin faiziyle birlikte tahsilini istemiştir. Davalı davaya cevabında kira sözleşmesi imzalandığında birinci yıl ilk taksidinin de ödendiğini ancak taşınmazın kendisine teslim edilmediğini, taşınmazı kullanmaya kalktığında ise otopark olarak kiralanan taşınmaza cephesi olan binaların sakinlerinin otoparkın kullanım haklarını satın aldıkları gerekçesiyle kullanıma engel olduklarını, davacının B.K.253.maddesinden kaynaklanan edimini yerine getirmediğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece olay mahallinde yapılan keşif neticesi düzenlenen bilirkişi raporunda kiralanana komşu parsellere satılan otopark kullanım hakkına düşen araç sayısının otopark alanının kapasitesinden fazla olduğu dolayısıyla davalıya kullanmak için yer kalmadığını belirleyen bilirkişi raporuna itibar edilerek davacının kendi edimini yerine getirmediği ve sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmiştir.
    Yargılama sırasında davacı tarafından dosyaya sunulan 20.3.2007 tarihli otopark fişinden taşınmazın davacı tarafından kullanıldığı tespit edildiği gibi taraflar arasındaki 25.1.2002 tarihli sözleşmenin ifa imkansızlığı sebebiyle feshedildiğine dair herhangi bir ihtar gönderildiği veya bu yönde dava açıldığı da iddia ve ispat edilememiştir. Bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğinden ya da hükümsüz olduğundan bahsetmek mümkün değildir. Bu nedenle de mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 4.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara