(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2009/11756 E. , 2010/5490 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, önalım hakkına konu edilen payın iptali ile davacı adına tesciline ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava dilekçesinde, paydaşı olduğu ... parsel sayılı taşınmazın diğer paydaşı ...’ın taşınmazdaki 1/2 payını 13.05.2008 tarihinde 70.000,00.-TL bedelle davalıya sattığını, önalım hakkını kullanmak istediğini ileri sürerek davalı adına kayıtlı payın iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Davalı, dava konusu payın satıcı paydaş ... tarafından kendisine satılmadığını, hibe edildiğini, 27.3.1957 gün ve 12 / 2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereği de önalım hakkının kullanılamayacağını, tapuda satış görünse de yapılan temlikin aslında bağış olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisini veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
Olayımıza gelince; 39 parsel sayılı taşınmazda dava konusu edilen 1/2 pay taşınmazın paydaşlarından ... tarafından 13.05.2008 tarihinde davalıya 70.000,00 TL bedelle satılmış, davacı da 2.06.2008 tarihinde süresinde açtığı işbu dava ile önalım hakkının tanınmasını istemiştir. Davalı söz konusu işlemin tapuda satış gösterilmesine rağmen
eşinin kardeşinin eşi olan olan satıcı ... tarafından kendisine hibe edildiğini, işlemin satış olmadığını savunmuş ise de işlemin tarafları arasında doğrudan miras bağı bulunmadığından olayda 27.03.1957 gün ve 12/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın uygulanma olanağı yoktur. Tapuda yapılan işlemin tarafı olan davalı yapmış olduğu sözleşme ile bağlı olduğundan, temlikin muvazaalı olduğu iddiasında bulunarak kendi muvazaasına dayanarak hak iddia edemez. Tapuda satış olarak yapılan temlike karşı taşınmazın paydaşı olan davacının önalım hakkını kullanmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, davacıya önalım bedelini depo etmesi için uygun süre tanınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar vermesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 4.5.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.