Esas No: 2012/10362
Karar No: 2013/17461
Karar Tarihi: 10.12.2013
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2012/10362 Esas 2013/17461 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı 3.kişi vekili, İstanbul 1.İcra Müdürlüğünün ... sayılı takip dosyasından, davacıya ait işyerindeki malların 23.07.2010 tarihinde haczedildiğini belirterek İİK"nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan hacizlerin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, haciz mahallinde borçluya ait pek çok belgenin bulunduğunu, borçlu ve 3.kişi şirket ortaklarının aynı kişilerden oluştuğunu,istihkak iddiasının mal kaçırma amacı ile yapıldığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporuna göre haciz tutanağının 3.sırasındaki malın davacıya ait olduğu, 2.ve 3.sırasındaki mallarla ilgili istihkak iddiasını ispatlayamadığından bahisle davanın kısmen kabulüne karar vermiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, 3.kişinin İİK"nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan istihkak davasına ilişkindir.
Dava konusu haciz 23.07.2010 tarihinde davacı şirkete ait adreste gerçekleşmiştir. Aynı adresin borçlu şirketinde adresi iken 25.07.2009 tarihinde nakil kararı aldığı takip dayanağı borcun ise bu tarihten sonra 30.04.2010 tarihinde doğduğu anlaşılmaktadır. Borçlu ve davacı şirket ortakları kuruluşta aynı kişilerden oluştuğu ancak yine borcun doğumundan önce 2007 yılında borçlu ortaklarının tamamının
değiştiği görülmüştür. Haciz mahallinde bulunan belgeler ise 2008 yılından önceki borçlu ünvanına ilişkindir. Bu durumda mülkiyet karinesinin davacı 3.kişi yararına olduğunun kabulü gerekir. İspat külfeti alacaklıya ait olup karine aksinin ispatı yönünden sunulmuş bir delil bulunmamaktadır.
Öte yandan haciz tutnağının 1.sırasındaki hacizli malın da 17.09.2004 tarihinde finansal kiralama şirketinden satın alındığıda sabittir.
Bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, davacının davasının kabulü gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 10.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.