Esas No: 2013/18904
Karar No: 2013/17353
Karar Tarihi: 9.12.2013
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/18904 Esas 2013/17353 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait aracın, davalının trafik sigortalısı olduğu aracın çarpması sonucu hasarlandığını belirtip hasar nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 750,00 TL değer kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre davacının talep ettiği ve aracının değer kaybına ilişkin olarak belirttiği 2.000,00 TL’lik miktar belirlenebilir olduğundan davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi mümkün bulunmayacağından ve bu konuda kısmi dava açılamayacağından davanın HMK’nin 107, 109 ve 114. maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nin kısmi davayı düzenleyen 109. maddesinde, “(1) Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir. (2) Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz….” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükme göre kısmi davanın talep konusunun bölünebilir olduğu durumlarda ve talep miktarının taraflar arasında açıkça belirli olmadığı hallerde olanaklı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu trafik kazası nedeniyle müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybının en az 2.000,00 TL olduğunu ileri sürüp fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik davalıdan 750,00 TL tahsiline karar verilmesini istemiştir. Araçta meydana gelen değer kaybının en az 2.000,00 TL olduğunun belirtilmesi, değer kaybının 2.000,00 TL’yi de aşabileceğini göstermekte olup talep konusunun miktarı taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli değildir. Esasen araçta kaza sonucu oluşan değer kaybının tespiti yapılacak yargılama sırasında bilirkişi incelemesi sonunda belli olacaktır. Bilirkişi trafik kazasına karışan araç sürücülerinin kusurunu tespit edip, davacıya ait aracın yaşını, markasını, modelini, aracın varsa önceki kazalarını ve çarpma noktalarını belirleyip, yapacağı değerlendirme üzerine davalıdan talep edilebilecek değer kaybı miktarını saptayacaktır.
Bu durumda değer kaybına ilişkin dava konusu talep miktarının taraflar arasında tartışmasız ve açıkça belirli olmadığı anlaşıldığından yargılamanın esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 9.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.