Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/3966 Esas 2015/4725 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/3966
Karar No: 2015/4725
Karar Tarihi: 05.11.2015

Resmi belgede sahtecilik - dolandırıcılık - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/3966 Esas 2015/4725 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İzmir 19. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen 2011/360 (E) ve 2011/762 (K) sayılı karara göre, sanık dolandırıcılık suçundan suçlu bulunmuştur. Ancak, suça konu senetlerin borç önceden oluştuğu için dolandırıcılık suçu unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle sanığın dolandırıcılık suçundan beraati gerekmektedir. Ayrıca, suça konu belgede maddi gerçeklerin tam olarak tespit edilmemesi nedeniyle eksik inceleme sonucu hüküm kurulmuştur. Kararda ertelemeye ilişkin hüküm uygulanırken, denetim süresinin hükmolunan hapis cezası süresinden az olmaması gerektiği vurgulanmıştır. Hakkındaki hapis cezası ertelenen sanık hakkında hak yoksunluklarına hükmedilmemesi gerektiği belirtilmiştir. Hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde cezasının tamamen infaz kurumunda çektirilmesi kararlaştırılmıştır. Adli emanetin akıbeti hakkında karar verilmemesi de kararın eksik yönlerinden biri olarak verilmiştir.
Kanun maddeleri açıklaması:
-TCK'nun 51/3. maddesi uyarınca belirlenen denetim süresinin hükmolunan hapis cezası süresinden az olamayacağına dair düzenleme
-5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin 3. fıkrasına göre hak yoksunluklarına hükmedilmemesi gerektiği düzenleme
-5237 sayılı TCK'nun 51/7. maddesi uyarınca denetim süresi içinde işlenmesi halinde cezanın tamamen infaz kurumunda çektirileceğine dair düzenleme.
21. Ceza Dairesi         2015/3966 E.  ,  2015/4725 K.
"İçtihat Metni"

Tebliğname No : 11 - 2012/130908
MAHKEMESİ : İzmir 19. Asliye Ceza Mahkemesi
TARİHİ : 23/11/2011
NUMARASI : 2011/360 (E) ve 2011/762 (K)
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık

1)-Dolandırıclık suçundan kurulan hükümle ilgili olarak;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03.03.1998 gün, 8/69 sayılı kararında da açıklandığı üzere, önceden doğan bir borç veya önceden doğan bir zarar nedeniyle sonradan senet düzenlenip verilmesi halinde, borç daha önce oluştuğundan senet ile arasında nedensellik bağı bulunmayacağı ve zarar veya borç kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurlarının oluşmayacağı cihetle; sanığın katılana ödemediği kira borçlarına karşılık sonradan suça konu senetleri verdiğinin anlaşılması karşısında, sanığın unsurları oluşmayan dolandırıcılık suçundan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2)- Resmi belgede suçundan kurulan hükümle ilgili incelemede;
a) Sanığın, suça konu bonoları kendisinin imzalamadığını beyan etmesine karşın katılan ve tanıkların söz konusu imzaların sanık tarafından yanlarında atıldığını belirtmeleri ve İzmir 9.İcra Hukuk Mahkemesi 2009/1899 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda da suça konu bonolardaki imzaların sanığın eli ürünü olmadığına ilişkin tespit karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından;sanığın , katılanın ve tanık ... ..."ın daha önce başka amaçla atılmış samimi imzalarını içeren belge asılları getirtildikten sonra, suça konu bonolardaki borçlu imzalarının kimin eli ürünü olduğu hususunda bilirkişi raporu alınarak toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
b)Suç tarihi itibariyle engel sabıkası bulunmayan sanık hakkında ertelemeye ilişkin hüküm uygulanırken tekrar suç işlemeyeceğine dair olumlu kanaate varıldığının belirtilmesi karşısında, yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden 5728 sayılı Kanunla değişik CMK"nun 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilerek çelişkiye neden olacak şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
c)Ayrıntısı Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 23.02.2010 gün 2009/6-230 esas ve 2010/32 sayılı kararında da açıklandığı üzere; hakkındaki hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK"nun 51/3. maddesi uyarınca belirlenecek denetim süresinin hükmolunan hapis cezası süresinden az olamayacağının gözetilmemesi,
d)Hakkındaki hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinin 3. fıkrası gereğince aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı hak yoksunluklarına hükmedilmemesi,
e)5237 sayılı TCK"nun 51/7. maddesinde "hükümlünün deneme süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğinin" belirtilmesi karşısında; mahkemece "TCK"nun 51/7. maddesi uyarınca sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen cezasının tamamen infaz kurumunda çektirilmesine" karar verilerek infazı kısıtlayacak şekilde hüküm tesisi,

f)Adli emanetin 2010/11520 sırasında kayıtlı suça konu bonoların akıbeti hakkında bir karar verilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca isteme kısmen uygun olarak BOZULMASINA,05.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

Hemen Ara