Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/18170 Esas 2013/17009 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/18170
Karar No: 2013/17009

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/18170 Esas 2013/17009 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2013/18170 E.  ,  2013/17009 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibine itiraz edildiğini ancak itirazın usulüne uygun bir itiraz olmadığından takibin kesinleştiğini, davalıya sigortalı aracın yaptığı kazada davacı idarenin kusuru bulunmadığını belirterek davacının borçlu olmadığının tespitine %40’tan az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
    Davalı ...,müvekkili şirkete kasko sigortalı aracın yola dökülen akaryakıt nedeniyle kontrolden çıkarak kaza yaptığını, aracın hasar gördüğünü, davacı idarenin yolun bakımından sorumlu olması nedeniyle kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,davanın kısmen kabulü ile Adana 14. icra Müdürlüğünün ... sayılı dosyasında davacının 4.762,50 TL. borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 492 Sayılı Harçlar Yasası"nın 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına 3.12.2013 gününde üye ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.


    -KARŞI OY-

    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 7.maddesinde "..."nün karayolunun yapım ve bakımından sorumlu olduğu kara yollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri alma ve aldırmanın" İdarenin görev ve yetkileri arasında bulunduğuna işaret edilmiş,
    6001 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri hakkındaki kanunun 4.maddesinde "hazırlayacağı programlar uyarınca karayollarını yapmak, yaptırmak, emniyetle kullanılmalarını sağlayacak şekilde sürekli bakım altında bulundurmak, bakımını yaptırmak, onarımını yaptırmak, işletmek ve işlettirmek" Genel Müdürlüğün görev ve yetkileri arasında sayılmış,
    TC Anayasasının 125/son maddesinde "İdarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu" kurala bağlanmış,
    2577 sayılı İYUK 2/1-b maddesinde "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava çeşitleri arasında" gösterilmiştir.
    Davacı İdarenin sorumluluğundaki yolların yapım bakım ve onarımının yapılmadığı nedeniyle doğan zararın tazmininin amaçlanmış olması karşısında İdarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü esnada kişilere verdiği zararın ödetilmesine yönelik bulunan uyuşmazlık konusu davanın, olayda kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğini, hizmet kusuru veya İdarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tesbitinde esas alınan idare hukuku kurallarına ve 2577 sayılı İYUK 2/1-b maddesinde sayılan tam yargı davasında görüm ve çözümünde İdari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.
    Bu halde, tam yargı davasına konu olabilecek bir uyuşmazlığın nasıl ki adli yargıda dava konusu edilmesi mümkün değil ise ilamsız icra takibine konu edilmeside mümkün değildir.
    Davalı kasko şirketinin, davacı ... aleyhinde genel haciz yolu ile yapmış olduğu icra takibi açıklanan yasal düzenlemeler karşısında hukuken geçerli bulunmadığından, aleyhindeki geçersiz icra takibi kesinleşen davacı idarenin açtığı menfii tespit davasının "icra takibinin geçerli bulunmaması nedeniyle" tam kabulüne karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, icra takibini geçerli kabul etmek suretiyle davayı esasdan inceleyerek adli yargıda idarenin sorumluluğunu kabul eden yerel mahkeme kararının onanmasına ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.


    Hemen Ara