Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2012/15805 Esas 2013/16939 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/15805
Karar No: 2013/16939
Karar Tarihi: 2.12.2013

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2012/15805 Esas 2013/16939 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2012/15805 E.  ,  2013/16939 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, müvekkillerin murisi ve desteği ..."in davalının trafik sigortacısı olduğu aracın karıştığı trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğini belirterek davacı eş için 8.000,00 TL maddi, davacı çocuk ... için 100,00 TL maddi tazminat talep etmiş, 21.06.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini 102.333,96 TL artırdıklarını bildirmişlerdir.
    Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan delillere göre, davacı eş için 89.733,96 TL maddi, davacı çocuk ... için 12.600,00 TL maddi tazminata karar verilmiş, hüküm; davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-)Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece benimsenen 27.02.2012 tarihli bilirkişi raporundaki kusur oranına göre yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; Borçlar Kanununun 53.maddesinde "Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamıyla sağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez" hükmüne yer verilmiştir. Buna göre, hukuk hakimi ceza hakiminin belirlediği kusur oranı ile bağlı değil ise de ceza kararındaki kusur durumu, bir maddi olguyu tespit ediyorsa maddi vakıa niteliğindeki bu kusur tespiti ve buna dayalı verilen karar hukuk hakimini de bağlayacaktır. Aksi halde, aynı maddi olgulara dayalı ceza ve hukuk mahkemelerince ayrı kusur oranlarının tespiti adalete duyulan güveni de zedeler nitelikte olacaktır.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya baktığımızda; davaya konu 24.12.2010 tarihli trafik kazası nedeniyle, davalıya sigortalı araç sürücü (sanık) ... hakkında Safranbolu Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma dosyasında asli kusurlu olduğu şeklinde rapor düzenlendiği anlaşılmaktadır. Hukuk Dosyasında alınan ilk bilirkişi raporunda davalıya sigortalı araç sürücüsünün %25, desdek yaya ..."in %25 ve dava dışı sürücüler sevgi ...,... "nun % 12,5"er oranın da olayda kusurlu olduğunun tesbit edildiği görülmektedir.
    Bu durumda, BK.nun 53.maddesi hükmü uyarınca, ceza mahkemesinde kazanın oluş şekli yönünden tespit edilen bu maddi vakıa hukuk hakimini bağlayacağından, davalı talebi göz önüne alınarak sürücülerin olaydaki kusur durumlarının belirlenmesi için ceza dosyası getirtilerek, dosyanın İTÜ, Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek konusunda uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile kaza tespit tutanağı, keşif tutanağı, dosyada mevcut bilirkişi raporları, hazırlık soruşturma dosyası, taraf tanıklarının beyanları ile dosyadaki belgelerin birlikte irdelenmesi ile tarafların kusur durumlarıyla ilgili çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alındıktan sonra varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
    3- Kabule göre;
    Davacılar, yaya olan murislerine, davalıya sigortalı aracın çarpması sonucu hayatını kaybetmesi nedeniyle desteğinden yoksun kaldıkları iddiasıyla, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı şirket aleyhine eldeki davayı açmışlardır.
    Destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasına ilişkin bilirkişi raporunda; belirlenen zarardan desteğin %35 kusuru oranında indirim yapılmış ve tazminat tutarı buna göre hesaplanmıştır. Oysa yerel mahkemece, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun son kararları gerekçe gösterilerek kazada destek alacaklılarının bir kusuru bulunmayışı itibari ile hesaplanan tazminat miktarından desteğe ait kusur indirimi yapılmayarak hesap edilen miktarın tamamına hükmedilmiştir. Ancak varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir.
    Mahkeme kararının gerekçesinde sözü edilen H.G.K. kararında; desteğin işleteni ve sürücüsü olduğu aracın kendi ZMMS"sine karşı açtığı davalar yönünden olup somut olayda olduğu gibi destek yayaya çarpan aracın ZMMS"sinden desteğin kendisinin talep etmesi halinde, nasıl müterafik kusur nedeniyle tazminattan indirim gerekiyorsa, zarara uğrayan davacılar yönünden de aynı şekilde desteğin kusurunun sigorta şirketine karşı ileri sürülen tazminattan müterafik kusur nedeni ile indirim yapılması gerekmektedir.
    Davalı ..., desteğe çarpan aracın trafik sigortacısıdır. Dolayısı ile mahkeme kararının gerekçesinde belirtilen ve emsal olarak dayanılan HGK kararının eldeki somut olaya uygulama imkanı bulunmamaktadır.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda 2 nolu bentde gösterilen nedenlerle BOZULMASINA; öteki temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 2.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara