Esas No: 2013/17530
Karar No: 2013/16907
Karar Tarihi: 02.12.2013
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/17530 Esas 2013/16907 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile katılım yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline ait, davalıya kasko sigortalı aracın trafik kazası sonucu hasarlandığını, hasar tutarının süresinde ödenmemesi üzerine davalı aleyhine yapılan icra takibine vaki itirazın eksik olarak ifa edilen ödeme de dikkate alınarak iptaliyle takibin devamına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacıya gerçek zarar miktarının ödendiğini bildirip faiz ve icra inkar tazminatı isteğine itiraz ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davanın kısmen kabulü ile davalının Beyoğlu 4. İcra Müdürlüğü’nün 2011/459 sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 1.376,00 TL faiz alacağı yönünden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte devamına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile katılım yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekili ile davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Dava kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan tazminat alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, TTK.’nda düzenlenen ve mutlak ticari işlerden olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, mahkemece, talep gibi, avans faiz oranına hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde yasal faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
3.Mahkemece uyulan bozma ilamında, 22.12.2010 temerrüt tarihinden 18.01.2011 gününe kadar işleyecek faiz (avans) hesaplattırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtildiği halde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 22.12.2010 tarihi yerine hatalı biçimde 22.10.2010 tarihi faizin başlangıç tarihi kabul edilerek yapılan hesaplamaya dayanarak hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenle de davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 02.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.