Esas No: 2012/10460
Karar No: 2013/16882
Karar Tarihi: 2.12.2013
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2012/10460 Esas 2013/16882 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, ... İcra Müdürlüğünün ... sayılı takip dosyasından, 18.11.2011 tarihinde yapılan haciz sırasında 3.kişi lehine iskihkak iddiasında bulunulduğunu belirterek İİK"nun 99.maddesine dayalı olarak 3.kişinin istihkak iddiasının reddi ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı 3.kişi vekili, haciz adresinin boş olarak satın aldığını, işyeri devri sözkonusolmadığını ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, haciz adresi ve hacizli malların 3.kişiye ait olduğunu, takip dayanağı çekin diğer borçlu ..."a hatır çeki olarak verildiğini alacaklı ile bir ticari ilişkisinin olamdığını beyan etmiştir.
Mahkemece, dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna göre haczedilen malların borçluya ait olduğunun anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık, alacaklının İ.İ.K"nun 99.maddesine dayalı olarak açtığı 3.kişinin istihkak iddiasının reddine ilişkindir.
Dava konusu haciz 18.11.2011 tarihinde borçlunun 3.kişiden önce faaliyette bulunduğu anlaşılan adresinde yapılmış, haciz sırasında hazır bulunann ... işyerinin borçludan devir alındığnı beyan etmiştir. İİK"nun 97/a maddesi 2.cümlesi gereğince mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile davacı alacaklı yararınadır. İcra müdürünün hatalı işlemi sonucu alacaklının dava açmak zorunda bırakılması ispat külfetinin yer değiştirmesine neden olmaz.
Karine aksinin 3.kişi davalı tarafından ispatlanması gerekmektedir.
Dosya içerisindeki belgelerden, 3.kişinin haciz adresine 05.01.2011 tarihinde geldiği ve 07.01.2011 tarihinde faaliyetine başladığı anlaşılmaktadır. Takip dayanağı çek tarihi ise 28.08.2011 tarihidir. Ancak ticari hayatta çekin vadeli ödeme aracı olarak kullanıldığı bilinmektedir.
Alacaklı tarafından çeklerin borçluya yapılan mal satışına karşılık olarak verildiği belirtildiğinden, bu ticari satıma ilişkin fatura ve ticari kayıtların ibrazı sağlanarak borcun doğduğu tarih araştırılarak, 05.01.2011 tarihinden önce doğduğu tesbit edildiği takdirde borcun doğumundan sanra borçlunun mali durumu konusunda bilgi sahibi olan davacıya yapılan işyeri devrinin danışıklı olduğu kabul edilmelidir.
Bu durumda, danışıklı işyeri devri alacaklının haklarını etkilemeyecektir. Bir an için işyeri devrinin danışıklı olmadığı düşünülse dahi, bu devrin İİK"nun 44.madde koşullarına uygun olarak yapıldığı iddia ve ispat edilmediği gibi, BK"nun 179.maddesi (HMK 202) gereğince de işyerini devir alan kişi devraldığı işletmenin borçlarından sorumlu olacağından, alacaklının davasının kabulüne aksi halde yani devir borcun doğumundan önce yapılmış ise davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, tüm bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı 3.kişiye geri verilmesine 2.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.