Esas No: 2012/10342
Karar No: 2013/16875
Karar Tarihi: 2.12.2013
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2012/10342 Esas 2013/16875 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı 3.kişi vekili, Salihli 1.İcra Müdürlüğünün ... sayılı takip dosyasından haciz yapılan petrol istasyonunu demirbaşları ile birlikte borçlu ..."tan satın alındığını ancak bir kısım demirbaşların yenileri ile değiştirildiğini belirterek İİK"nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir.
Davalı alacaklı vekili, borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapıldığını, davacı 3.kişinin borçlunun kızı olduğunu ve borçlu ile birlikte alacaklılardan mal kaçırma amacı ile danışıklı hareket ettiklerini haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, davacı 3.kişinin mülkiyet karinesinin aksini ispatlayamadığı gibi borçlu ve 3.kişi arasındaki ilişkinin ticari işletmenin devri niteliğinde olduğunu, BK"nun 179.maddesine göre davacının sorumluluğu bulunduğunu ayrıca borçlunu kızı olan davacı ile borçlu babanın mal kaçırma amacı ile danışıklı hareket ettiklerinden bahisle davanın reddine karar vermiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından yargılama giderinden sorumlu olmamaları gerektiği iddiası ile temyiz edilmiştir.
Dava, İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan istihkak davasına ilişkindir.
İ.İ.K"nun 96/3.maddesi hükmüne göre, "istihkak iddiası yapıldığı veya istihkak davası açıldığı tarihte, istihkak davacısı ile birlikte oturan kimseler aynı anda malın haczedildiğini öğrenmiş sayılmaları" gerekir. Anılan madde de "haczin yapıldığını öğrenen 3.kişinin 7 gün içinde istihkak iddiasında bulunmadığı takdirde aynı takipte bu iddiayı ileri sürmek hakkını kaybedeceği" öngörülmüştür.
Somut olayda, 08.03.2011 tarihli kıymet takdir raporu borçluya 22.04.2011 tarihinde birlikte sakin kızı davacı 3.kişiye tebliğ edilmiştir. Bu durumda davacı 3.kişinin hacizden bu tarihte haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dava ise 7 günlük süreden sonra 21.03.2012 tarihinde açıldığından davanın süre yönünden reddi ile karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7.maddesi 2.fıkrası gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden, 6100 Sayılı HMK"nin geçiçi 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nin 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı 3.kişi vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile hükmün 1.bendinin hükümden çıkartılarak yerine "Davacının istihkak davasının süre yönünden reddine" ibaresinin yazılmasına ve 4.bentteki "5750 nisbi" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "400,00 TL maktu" ibaresinin yazılmasına kararın bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı 3.kişiye geri verilmesine 2.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.