Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/16355 Esas 2013/16434 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/16355
Karar No: 2013/16434
Karar Tarihi: 25.11.2013

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2013/16355 Esas 2013/16434 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı, hangi alacaklıya ödeme yapılacağı konusunda tereddüt yaşadığı için tevdi mahalli tayini istedi. Mahkeme, alacaklının temerrüde düşmediği gerekçesiyle davayı reddetti. Davacı Hazine vekili kararı temyiz etti ancak temyiz hakkı bulunmadığı için dilekçesi reddedildi. 6100 sayılı HMK'nin 382/d maddesi, tevdi mahalli belirlenmesi talebinin çekişmesiz yargı işleri arasında sayıldığını belirtirken, 387. maddede ise çekişmesiz yargı işlerine yönelik \"iki hafta içinde istinaf yoluna başvurulabileceği\" belirtilmektedir. Aynı kanunun geçici 3. maddesi ise, temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerin uygulanmasına devam edileceğini belirtmektedir.
17. Hukuk Dairesi         2013/16355 E.  ,  2013/16434 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tevdii mahalli tayini talebi üzerine yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı Hazine vekili, davalı ...’un olan alacağının birden çok icra dosyasından talep edildiği ve davalı tarafından da dava dışı bir kişiye temlik edildiğini ileri sürerek hangi alacaklıya ödeme yapılacağı hususunda tereddüt oluştuğundan tevdi mahalli tayini talep etmiştir.
    Davalıya tebligat yapılamadan karar verilmiştir.
    Mahkemece, alacaklının temerrüde düşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı HMK"nin 382/d maddesinde, tevdi mahalli belirlenmesi talebi çekişmesiz yargı işleri arasında sayılmış, 387. maddede ise çekişmesiz yargı işlerine yönelik "iki hafta içinde istinaf yoluna başvurulabileceği" belirtilmiş olup istinaf mahkemeleri henüz faaliyete geçmemiştir. Aynı Kanun’un geçici 3. maddesinde "Bölge Adliye Mahkemelerinin, 26/09/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı ilk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca Resmi Gazete"de ilan edilerek göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanun’un temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur." düzenlemesi getirilmiştir. Bu durumda, 1086 sayılı HUMK"nun 427. maddesi gereği ancak işin esasını çözümleyen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabileceğinden, temyiz hakkı bulunmayan davacı vekilinin temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, 25.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara