Esas No: 2013/28
Karar No: 2014/333
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2013/28 Esas 2014/333 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Yargıtay Dairesi : 1. Ceza Dairesi
Mahkemesi : SAKARYA 1. Ağır Ceza
Günü : 10.06.2010
Sayısı : 250-153
Sanık R.. D.."ın kasten öldürme suçundan 5237 sayılı TCK"nun 81/1. maddesi uyarınca müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına, sanıklar M.. Y.., A.. Y.. ve F.. Y.."nın tasarlayarak kasten öldürme suçuna azmettirme, sanıklar H.. B.. ve A.. T.."ın tasarlayarak kasten öldürme suçuna yardımdan beraatlarına ilişkin, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 10.06.2010 gün ve 250-153 sayılı hükmün, Cumhuriyet savcısı ve sanıklar müdafiileri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 1. Ceza Dairesince 14.02.2012 gün ve 8005-771 sayı ile;
“Dosya kapsamına ve gösterilen gerekçeye göre; sanıklar Mustafa, Fatih, Ahmet hakkında tasarlayarak insan öldürmeye azmettirme, sanıklar Hasan ve Adnan hakkında tasarlayarak insan öldürmeye yardım suçlarından verilen beraat kararlarında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, tebliğnamedeki bu hususa ilişen bozma düşüncesi benimsenmemiştir" açıklamasıyla onanmasına karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 30.03.2011 gün ve 14227 sayı ile;
“Yüksek Yargıtay 1. Ceza Dairesi Başkanlığı ile Başsavcılığımız arasındaki uyuşmazlık, sanıklar Mustafa ve Ahmet"in eylemlerinin tasarlayarak öldürme suçuna azmettirme kapsamında olup olmadığı, sanıklar Hasan ve Adnan"ın eylemlerinin tasarlayarak öldürme suçuna yardım mahiyetinde olup olmadığı, sanık Rauf"un öldürme suçunda tasarlamanın gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamındaki delillere göre; maktul M.. Y.. 09.12.2007 tarihinde sanık R.. D.. tarafından tabancayla yapılan atışlar sonrasında vücuduna aldığı 2 adet ateşli silah yarası sonrasında ölmüştür.
Maktul ile onu öldüren sanık Rauf arasında olay öncesinde bir arkadaşlık olmadığı gibi birbirlerini dahi tanımamaktadırlar. Maktul ile sanık Rauf arasında olay öncesine dayanan bir husumet bulunmadığı gibi olay sırasındada aralarında bir tartışma yaşanmamış kahveden çıkan maktulü takip eden sanık Rauf, maktulün arka tarafından yakın mesafeden ateş ederek onu öldürmüştür.
Olay Akyazı ilçesinde meydana gelmiş olup sanık Rauf"un Akyazı ilçesiyle hiç bir bağlantısı bulunmamaktadır.
Sanık Rauf hiç bir tanıdığı olmadığı halde maktulün zaman zaman uğradığı kahveye gitmiş zaman zamanda onun evinin etrafında görülmüştür.
Olay günü maktul kahvehanede iken arkadaşlarıyla telefon konuşması yapmış başka bir kahvede oyun oynamak üzere arkadaşlarıyla sözleşmiş bu konuşmaları duyan sanık Rauf kahveden çıkan maktulün peşinden çıkıp bilerek ve isteyerek onu öldürmüştür.
Sanık Rauf öldürme sebebi olarak düşmanlı olduğunu maktulü düşmanına benzettiğini söylemiş ancak bu söylediklerinin olayla bir ilgisinin olmadığı anlaşılmıştır.
Maktulün ölümünden sonra pkk"ya küfrettiği onun için öldürüldüğü gibi bir iddia ortaya atılmış bu hususunda yalan olduğu böyle bir sebebin var olmadığı anlaşılmıştır.
Sanık Rauf kahvehaneye maktulün girdiği sırada kendisinin çıktığını maktulle çarpıştıklarını söylemiş böyle bir çarpışmanın olmadığı tanıkların beyanlarından anlaşıldığından sanığın bu yöndeki savunmalarının da doğru olmadığı belirlenmiştir.
04.01.2008 tarihinde Akyazı Cumhuriyet Başsavcılığına telefonla yapılan ve Cumhuriyet savcısı tarafından tutanağa bağlanan ihbarda, maktulün akrabası olan F.. Y.. isimli bir kişiye tecavüz ettiği, F.. Y.."nın kocası olan A.. Y.. ile Maktulün yeğeni olan M.. Y..nın bir araya gelerek M.. Y.."nın öldürülmesine karar verdikleri, A.. T.. isimli şahsında İstanbul"dan kiralık katil bulduğu belirtilmiştir.
17.03.2008 tarihinde Sakarya Emniyet Müdürüne bir ihbar mektubu gönderilmiş olup bu ihbar mektubunda M.. Y.."yı akrabası M.. Y.."nın vurdurduğu belirtilmiştir.
Görevi kötüye kullanma suçundan hakkında tahkikat yürütülen avukat Atakan Aksay tarafından 21.01.2008 tarihinde 200 TL, 25.01.2008 tarihinde 400 TL, 15.04.2008 tarihinde 750 TL, Sanık Rauf"la aynı cezaevinde tutuklu olarak kalıp daha sonra tahliye olan E.. T.. tarafından 02.06.2008 tarihinde 400 TL para sanık Rauf adına cezaevi yönetimine yatırılmış olup bu paraların avukat Atakan Aksay tarafından sanıklar Mustafa, Ahmet ve Fatih"ten temin edildiği usulüne uygun dinleme kararları sonucu tutanağa bağlanan telefon görüşmelerinden anlaşılmıştır.
Kimin kimle telefonda görüştüğüne dair kayıtlar getirtilmiş olup bu kayıtlara göre cinayeti işleyen sanık Rauf ile sanık M.. Y.."nın olaydan önceki dönemde telefonda görüştükleri, yine sanıklar H.. B.. ve A.. T..’ında sanık Rauf"la olay öncesinde görüştükleri tespit edilmiştir.
18.04.2008 tarihli telefon görüşmesinde sanık H.. B.. ile sanık Rauf"un cezaevi arkadaşı E.. T.."in kardeşi E.. T.. arasında geçen konuşmada sanık Rauf"un bir mektup yazdığı ve o mektubun sanık Adnan"a verilmesi gerektiği konuşulmuştur. Bu mektupla ilgili Erdoğan tarafından Cumhuriyet Savcılığında verilen beyanda sanık Rauf"un sanık Mustafa"dan 100.000 TL para istediği yoksa herşeyi anlatacağını söylediği belirtilmiştir.
Kardeşi E.. T.. sanık Rauf"la aynı cezaevinde olan tanık E.. T.. Cumhuriyet Savcılığında müdafii huzurunda verdiği beyanında; cezaevine kardeşini ziyaret için gittiğinde kardeşi Erdal"ın kendisine M.. Y.."nın telefon numarasını verdiğini, Mustafa"dan sanık Rauf için para gönderilmesini istediğini ancak Mustafa’ya ulaşamadığını, daha sonra kardeşinin Adnan"ın telefonunu verdiğini telefonu H.. B.."ın açtığını daha sonra Adnan"a verdiğini, durumu anlattığında Adnan"ın para göndereceklerini söyleyip kendisine 4-5 kez para verdiğini, kendisinin de bu paraları kardeşi adına yatırdığını söylemiş, ayrıca kardeşi Erdal"ın kendisine M.. Y.., H.. B.. ve A.. T.."ın sanık Rauf"u tetikçi olarak tuttuklarını ve cinayeti işlettiklerini anlattığını söylemiştir.
24.05.2008 tarihli telefon görüşmesinde M.. T.. "bu adam bunu haketti oğlu bile bunu kabul ediyor oğlu ben duysam ben öldürürdüm dedi yeğenine ne oluyor" şeklinde beyanlarda bulunmuştur.
Değişik zamanlarda avukat A.A., F.. Y.., H.. B.., A.. T.., E.. T.., M.. Y.., A.. Y.. arasında geçen telefon konuşmalarında sanık Rauf"a para yatırılması işi konuşulmuş, para konusunda aksama olduğu ve buna bir çözüm getirilmesi tartışılmıştır.
Sanık Mustafa"nın ameliyat olduğu bu yüzden paranın temini konusunda sıkıntılar yaşandığı telefon konuşmalarına yansımış, M.. Y.. kalp ameliyatı olduğunu doğrulamıştır.
12.03.2009 tarihinde sanık Mustafa"nın yapılan üst aramasında, sanık Rauf"un babasına ait nüfus cüzdanı fotokopisi çıkmış, bu cüzdandaki kimlik bilgilerinin sanık Rauf"un babasına para gönderilmesi sırasında kullanılacağı anlaşılmıştır.
Sanık Rauf için Akyazı"da kalacak yeri temin eden kişinin H.. B.. olduğu tanık S.. K.."un beyanından anlaşılmıştır.
Yukarıda özetlenen delillere göre, sanık Rauf"un, M.. Y.."yı sanıklar M.. Y.. ve A.. Y.."nın azmettirmesi sonucu öldürdüğü sabittir. M.. Y.. ve A.. Y.."nın suç işlemekte kullanılan sanık Rauf"u, sanıklar H.. B.. ve A.. T.."ın aracılığıyla buldukları da anlaşılmaktadır. Sanık Rauf"un eylemi TCK"nun 81/1. maddesi kapsamındaki suçu oluşturmayıp TCK"nun 82/1-a maddesindeki tasarlayarak öldürme suçunu oluşturur. Sanıklar Mustafa ve Ahmet"in eylemleri tasarlayarak öldürmeye azmettirme, sanıklar Adnan ve Hasan"ın eylemleri de tasarlayarak öldürmeye yardım suçunu oluşturmaktadır” görüşüyle itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 1. Ceza Dairesince 04.12.2012 gün ve 4385-9041 sayı ile, itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
tirazın kapsamına göre inceleme, sanıklar R.. D.., M.. Y.., A.. Y.., H.. B.. ve A.. T.. hakkında kurulan hükümlerle sınırlı olarak yapılmıştır.
Sanık R.. D.."ın kasten öldürme suçundan mahkumiyetine, sanıklar M.. Y.. ve A.. Y.."nın tasarlayarak kasten öldürme suçuna azmettirmeden, sanıklar H.. B.. ve A.. T.."ın tasarlayarak kasten öldürme suçuna yardımdan beraatlarına karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanık R.. D..’ın kasten öldürme eylemini tasarlayarak işleyip işlemediği, sanıklar M.. Y.. ve A.. Y..’nın sanık Rauf’u tasarlayarak kasten öldürme suçuna azmettirip azmettirmedikleri, sanıklar H.. B.. ve A.. T..’ın tasarlayarak kasten öldürme suçuna yardım eden sıfatıyla iştirak edip etmediklerinin belirlenmesine ilişkin ise de; yerel mahkeme hükmünün eksik araştırmaya dayalı olarak verilip verilmediği hususunun Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle değerlendirilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
Maktul M.. Y.. ile sanıklar M.. Y.. ve A.. Y.."nın Sakarya ili, A. ilçesi B.Köyünde ikamet ettikleri, çiftçilik yaptıkları, maktulün Mustafa ve Ahmet"in amcası, sanık Mustafa"nın diğer sanık Ahmet"in ağabeyi olduğu, sanık A.. T.."ın Boztepe köyünden olup, yaklaşık 20 yıl önce köyü terk ettiği, İstanbul"da bulunan galerisinde oto alım satım işiyle iştigal ettiği, sanık H.. B.."ın da sanık Adnan"ın ortağı olduğu, bir kısım tanıkların sanıklar Hasan ve Adnan"ın mafya tabir edilen bir yapılanma içinde yer aldığını dile getirdiği,
Sanık R.. D.."ın 1958 doğumlu olup, Bingöl, Genç nüfusuna kayıtlı olduğu, İstanbul"da yaşadığı ancak belirli bir adresinin bulunmadığı, inceleme konusu suçtan önce işlemiş olduğu kasten öldürme suçuna teşebbüsten dolayı hakkında yakalama kararı bulunduğu, inceleme konusu olay nedeniyle yakalandığında üzerinden İsmail Bariç sahte kimliğinin ele geçirildiği, maktulle ve olayın meydana geldiği Akyazı ilçesi ile doğal bir bağlantısının bulunmadığı,
09.12.2007 günü, saat 11.15 sıralarında maktulün yanında arkadaşı tanık A.. Y.. olduğu halde oturdukları çay ocağından çıkıp, kol kola girmiş şekilde kağıt oynamak için kahvehaneye doğru giderken, sanık Rauf"un maktule arkasından 1 metre kadar yaklaşıp ruhsatsız tabanca ile beş el ateş ederek, olay yerinden kaçtığı, o sırada çay ocağında bulunan olayı gören maktulün yeğeni tanık H.. Y.."nın sanık Rauf"u takip ettiği, bir süre takip ettikten sonra sanığın tanık Halit"e silah çekmesi üzerine takibi bıraktığı, yapılan ihbar üzerine olay yerine gelen kolluk görevlilerine tanık Halit"in sanığın eşgalini verip, kaçış istikametini göstermesiyle yapılan çalışmalar sonucu kısa bir süre sonra sanığın yakalandığı,
Sanık yakalandığında üzerinde telefon ele geçmediği, üzerinde yapılan hassas aramada cüzdanının gizli bölmesinde 534 415 65 74 hat numarası yazılı bulunan sim kart koruyucusu ve bazı telefon numaralarının bulunduğu kağıt parçasının ele geçtiği, sanığın kaçış istikametinde yapılan aramada Y. Sokak"ta B. B.a ait bahçenin kenarında ikiye ayrılmış, tuş takımı ve kapağı kırılmış, bataryası olmayan, sanığın üzerinden çıkan sim kart koyucusundaki numara ile uyumlu sim kart bulunan Nokia .. marka cep telefonunun ele geçtiği,
Anlaşılmaktadır.
Tanık A.. Y..; sanık Rauf"un yaklaşık bir aydır ocakçı olarak çalıştığı A.Çay Ocağı"na her gün gelip gittiğini, Bingöl"lü olduğunu, çay ocağında bulunan tanıdığı tanımadığı herkese çay ısmarladığını, çay parasını üstü kalacak şekilde verdiğini, olay günü saat 09.00 sıralarında yine çay ocağına geldiğini, oturduğu masada bulunan iki kişiye çay ısmarladığını, elindeki telefonu kendisine vererek şarj etmesini istediğini, yaklaşık yarım saat sonra şarjda olan telefonu alıp dışarı çıktığını, sanık dışarı çıktıktan bir süre sonra maktulün çay ocağına geldiğini ve bir süre oturduktan sonra tanık A.. Y.."ya okey oynamak için kahvehaneye gitmeyi teklif ettiği, tanık A.. Y.. ile birlikte çay ocağından kol kola çıktıklarını, bu olaydan bir iki dakika sonra 5-6 el silah sesi geldiğini ifade etmiş,
Tanık A.. Y..; olay günü A. Çay Ocağında Ş.. Y.. ve F.. Y.. ile oturdukları sırada maktulün geldiğini, yaklaşık on beş dakika oturduktan sonra okey oynamak için başka bir kahvehaneye gitmek üzere çay ocağından birlikte çıktıklarını, çay ocağında iken maktulün kimse ile tartışmadığını, çarşı istikametine doğru birlikte kol kola giderken sanığın arkadan bir metre kadar yaklaşarak maktulün beline ve alt kısmına doğru ateş ettiğini, sanığın silahla birlikte olay yerinden kaçtığını, maktulün arkadaşı olduğunu ve kimse ile bir sorununun olmadığını söylemiş,
Tanık H.. Y..; maktulün amcası olduğunu, sanık ile maktul arasında kesinlikle bir irtibat olmadığını, sanığı olay tarihinden bir ay önce yine aynı çay ocağında gördüğünü, hatta son on gündür gündüzleri çay ocağında tek başına oturduğunu, kimseyle konuşmadığını, olay günü çay ocağında otururken maktulün gelip yanına oturduğunu, sanığın da yan masada oturduğunu, sanığın bir süre sonra cep telefonunu alarak çay ocağından dışarı çıktığını, bir süre telefonla görüşüp tekrar çay ocağına geldiğini, maktulün, tanık A.. Y.."ya başka bir kahvehaneye gidip oyun oynayalım demesi üzerine sanığın onlardan önce çay ocağından dışarı çıktığını, maktul ve tanık A.. Y.."nın kol kola girerek çay ocağından dışarı çıktıklarını, birlikte O.Lokantası"nın önüne geldiklerinde sanığın arkadan yaklaşarak maktule 4-5 el ateş ettiğini, hemen olay yerine doğru koştuğunu, sanığın kaçmaya başladığını, bir süre takip ettiğini, sanığın kendisine de silah doğrultması üzerine takibi bıraktığını, takip amacıyla gelen polis ekibine şahsı tarif ettiğini dile getirmiş,
Tanık S.. K..; Kuzuluk kaplıca bölgesinde emlakçı olarak çalıştığını, olay tarihinden bir hafta önce babasının arkadaşı sanık A.. T.."ın yanında gördüğü Hasan isimli şahsın kiralık daire istediğini, bu şahsa geceliği elli liraya daire kiraladığını, ancak dairede kalanın kim olduğunu bilmediğini, Hasan isimli şahsın dairede İstanbul"dan arkadaşı ile birlikte kalacağını söylediğini, anahtarı kendilerine teslim ettiğini beyan etmiş,
Tanık S.. K..; sanık Rauf"u daha önce A.. T.. isimli kişinin yanında birkaç kez gördüğünü belirtmiş,
Sanık R.. D.. soruşturma aşamasında özetle; olaydan dört gün önce Kuzuluk kaplıcalarına dinlenmek için geldiğini, D. Çay Ocağı"nda tanıştığı Coşkun isimli bir şahıs vasıtasıyla kaplıcalara gittiğini, pansiyon kiraladığını, olaydan bir gün önce olayın meydana geldiği çay ocağında çay içtiğini, olay günü de çay içmek için geldiğini, çay ocağından dışarı çıkmak istediği sırada kapıda maktul ile çarpıştıklarını, maktulü dışarıdan takibe aldığını, bir süre sonra maktul dışarıya çıkıp yan tarafta bulunan lokantaya doğru yöneldiğini, maktulün düşmanlarından biri olabileceğini düşündüğü için maktule doğru yaklaşarak yaklaşık bir buçuk metreden sırtına üç dört kez ateş ettiğini ve olay yerinden kaçtığını, herhangi bir işte çalışmadığını, elindeki silahı 2.500 Liraya satın aldığını, tatil yapmak için parayı İstanbul Maltepe"de galericilik yapan Cavit isimli kişiden aldığını, Sakarya ve Akyazı"da tanıdığı kimsenin olmadığını, düşman sahibi olduğu için onlardan saklanmak amacıyla sahte kimlik kullandığını, sürekli kaçtığını, telefon kullanmadığını, suçu işlemesi için kimsenin kendisini azmettirmediğini olaydan önce de maktulü hiç görmediğini savunmuş,
Cumhuriyet savcısınca tutuklama talebiyle sulh ceza mahkemesine sevk edilen sanık, sorgusunun ardından kasten öldürme suçundan 09.12.2007 tarihinde tutuklanmıştır.
Soruşturma devam ederken 04.01.2008 tarihinde soruşturmayı yürüten Cumhuriyet savcısını telefonla arayan bir şahsın maddi olaya ilişkin bazı bilgiler verdiği, Cumhuriyet savcısınca düzenlenen ihbar tutanağında;
“04.01.2008 tarihinde Akyazı Cumhuriyet Başsavcılığımızı telefon ile arayan ismini yermeyen bir şahıs Cumhuriyet Savcısı S. Ç. ile yaptığı telefon görüşmesinde;
09.12.2007 tarihinde öldürülen M.. Y.."nın olay öncesinde akrabası olan F.. Y.. isimli bir bayana tecavüz ettiğini, bu olayın öğrenilmesi üzerine F.. Y.."nın kocası olan A.. Y.. ile maktulün yeğeni olan M.. Y.."nın biraraya gelerek M.. Y.."nın öldürülmesi kararını aldıklarını, A.. T.. isimli şahsında İstanbul"dan kiralık katil bulduğunu ve cinayetin arkasında bu şahısların olduğunu ihbar etmesi üzerine bu tutanak düzenlenmiştir” açıklamalarına yer verildiği,
Cumhuriyet savcılığınca sanığın üzerinden çıkan telefon hattına ait görüşme kayıtlarının ilgili şirketten istendiği, HTS kayıtlarının 28.01.2008 tarihinde sistemden dökümü yapılarak soruşturma dosyasına gönderildiği,
Sanık Rauf"un kullandığı anlaşılan hatta ait HTS kayıtları incelendiğinde; hattın açık hat tabir edilen hatlardan olup, herhangi bir isme tahsis edilmediği, suç tarihinden 25 gün önce 14.11.2007 tarihinde kullanıma açıldığı, açıldığı tarihten olayın gerçekleştiği tarihe kadar Akyazı ilçesi ve civarında yapılan görüşmelerde kullanıldığı, suç tarihinden önceki bu dönemde sanık Rauf"un sanık M.. Y.. ile toplam 15 görüşme yaptığı, ilk görüşmenin hattın kullanıma açıldığı 14.11.2007 tarihinde, son görüşmenin ise suç tarihinden 5 gün önce 04.12.2008 tarihinde yapıldığı, yine bu dönemde sanık Rauf"un diğer sanıklar A.. T.. ve H.. B.. ile yoğun görüşmeler yaptığının belirlendiği,
HTS kayıtlarından elde edilen ve kolluk görevlilerince yapılan araştırmalar sonucu ulaşılan bilgiler değerlendirilmek suretiyle yapılan talep üzerine Akyazı Sulh Ceza Mahkemesince 10.03.2007, 12.03.2007 ve 26.03.2007 tarihlerinde sanıklar M.. Y.., A.. Y.., H.. B.., A.. T.. ve hakkındaki beraat hükmü kesinleşen sanık F.. Y.."nın içinde bulunduğu şahısların iletişimlerinin tespitine ve kayda alınmasına karar verildiği, talep üzerine tedbirlerin üç ay süre ile bir kez uzatıldığı, iletişimin tespiti tedbiri devam ederken, avukat A. A. aracılığıyla Yazıcılardan temin edilen paraların gerek avukat Atakan veya sanık H.. B.. aracılığıyla tanık E.. T.. üzerinden cezaevinde bulunan tutuklu sanık R.. D.."a ulaştırıldığına ilişkin çok net bilgilerine ulaşılmasına rağmen, iletişimin tespiti tutanaklarının dökümü yapılıp Cumhuriyet savcısına iletilmeden Sakarya Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürünün tedbirin sonlandırılması talepli yazısı üzerine Cumhuriyet savcısınca iletişimin tespiti işlemlerine son verildiği,
İletişimin tespiti tedbiri devam ederken 17.03.2008 tarihinde Akyazı Postanesinden Sakarya Emniyet Müdürü F.Ü.’a isimsiz bir ihbar mektubu gönderildiği, ihbar mektubunda;
"Kısa bir süre önce vurulan M.. Y.."yı akrabası M.. Y.. vurdurdu. V. Bingöl"lüyü fındıkçılık yapan M.. Y.. azmettirdi. Bunu ailesi ve çevreden bazıları öğrendi. M.. Y.. 20 gündür Akyazı"ya girmiyor. Yakında birbirlerini de vururlar. Gereğinin yapılması, tekrar bilgilendirileceksiniz" ifadelerine yer verildiği,
İletişimin tespiti tutanaklarına konuşmaları yansıyan şahıslardan E.. T.."in sanık R.. D..’ın tutuklu bulunduğu cezaevinde tutuklu bulunan E.T. isimli şahsın kardeşi olduğu, suçun işlenmesinden sonra yapılan para transferlerine ilişkin açık beyanlarının olduğu,
. A."ın ise; avukat olduğu, dosyadaki sanıklar veya katılanı müdafi ya da vekil olarak temsil etmediği, geçmişte sanıklardan H.. B.. ve A.. T.. ortak olduğu oto alım satım galerisine ait bazı davaları takip ettiği, inceleme konusu olayda da bu sanıkların talebi üzerine her iki taraf arasındaki para transferlerine aracılık ettiği, soruşturma sırasında A. A."ın tutuklu sanık Rauf"u cezaevinde dört kez ziyaret ettiği, bu ziyaretlerinde sanığın emanet hesabına para yatırdığının tespit edilmesi üzerine bu şahıs hakkındaki dosya tefrik edilerek avukat olması nedeniyle hakkında Adalet Bakanlığından soruşturma izni istendiği, soruşturmaya izin verilmesi üzerine şüpheli sıfatıyla savunmasının alındığı, hakkında kovuşturma izni verilmesi gerektiği görüşüyle fezleke düzenlenerek Adalet Bakanlığına gönderildiği, bu aşamadan sonra evrakın akıbetinin araştırılmadığı,
İletişimin tespiti tutanaklarının incelenmesinde; tanık E.. T.. ile sanık H.. B.."ın görüşmelerinde cezaevinde bulunan sanık R.. D.."ın sanık A.. T.."a verilmek üzere bir mektup yazdığı, bu mektubun sanık Adnan"a ulaştırıldığı, değişik tarihlerde sanık Rauf"a ulaştırılmak üzere tanık Erdoğan"a paralar verildiği, bu paraların tanık Erdoğan tarafından sanık Rauf"a ulaştırıldığı,
Sanıklardan A.. T.."ın, sanık H.. B.."a, sanık H.. B.."ın da avukat A.A."a, sanık Rauf"a para gönderilmesi gerektiği yönünde pek çok görüşmenin olduğu, paraların sanık M.. Y.."dan temin edilmesi gerektiği yönünde A.A."a baskı yapıldığı, bu kapsamda Atakan"ın da sanık Mustafa ve Fatih ile sık sık görüşerek para göndermelerini istediği, paraların gönderilmesini temin açısından sanık Rauf"un mektup yazdığını, eğer para gönderilmezse sıkıntı yaşanabileceğini ileri sürdüğü, bu kapsamda para transferlerinin tutanaklara açıkça yansıdığı,
İletişimin tespiti tutanaklarına yansıyan bilgilerin teyit edilmesi bakımından cezaevi müdürlüğüne yazılan müzekkerelere verilen cevaplarda, avukat A.A."ın tutuklu sanık R.. D.."ı 19.12.2007, 21.01.2008, 25.01.2008 ve 15.04.2008 tarihlerinde cezaevinde ziyaret ettiği, sanık Rauf"un emanet hesabına 21.01.2008 tarihinde 200 Lira, 25.01.2008 tarihinde 400 Lira ve 15.04.2008 tarihinde 750 Lira, yine tanık E.. T.."in kardeşi tarafından E.. T.. tarafında bu hesaba 02.06.2008 tarihinde 400 Lira yatırıldığının bildirildiği, ancak para transferlerine aracılık eden tanık E.. T.. tarafından kardeşi E.. T.."in cezaevi emanet hesabına yatırılan paralara ilişkin bilgilerin sorulmadığı,
Bu aşamaya kadar toplanan delillere göre Cumhuriyet savcısının talebi üzerine Akyazı Sulh Ceza Mahkemesince Rauf dışındaki sanıkların ev ve iş yerlerinde arama yapılmasına karar verildiği,
Sanık M.. Y..’nın üzerinde yapılan aramada sanık R.. D..’ın babası M. D.’ın nüfus cüzdanı fotokopisinin ele geçtiği,
Anlaşılmaktadır.
Soruşturma sırasında sanık sıfatıyla savunması alınan tanık F.. Y..; maktul M.. Y.."nın kendisine yönelik herhangi bir cinsel davranışının olmadığını, bu dedikodunun gerçek dışı olduğunu ifade etmiş,
Soruşturma aşamasında şüpheli sıfatıyla savunması alınan tanık E.. T.. Cumhuriyet savcılığında özetle; kardeşi E.. T.."in Kandıra Cezaevinde tutuklu olduğunu, Erdal"ın aynı cezaevinde kalan sanık R.. D.. ile tanıştığını, kardeşini ziyarete gittiğinde Erdal"ın sanık Rauf"un parasal sıkıntı içinde olduğunu söylediğini, kendisine sanık M.. Y.."nın cep telefonunu verdiğini, sanık Mustafa"yı arayıp para göndermesini söylemesini istediğini, cezaevi ziyaretinden sonra sanık Mustafa"yı aramasına rağmen ulaşamadığını, bir sonraki ziyaretinde kardeşi Erdal"ın bu kez sanık A.. T.."ın cep telefonunu verdiğini, bu telefonu birkaç kez aradığını telefona sanık H.. B.."ın cevap verdiğini, daha sonra sanık Adnan ile de görüştüğünü, bu sanıkların para göndereceklerini söylediklerini, dört veya beş kez kendisine para getirdiklerini, genellikle sanık Hasan"ın parayı İzmit"e getirdiğini ancak bir defasında sanık Adnan"ın da Hasan"ın yanında olduğunu, paraların miktarları 500 ila 1000 Lira arasında değiştiğini, bu paraları cezaevine götürüp kardeşi Erdal"ın hesabına yatırdığını, sanık Rauf"un kardeşi Erdal aracılığıyla kendisine mektup verdiğini, bu mektupların sanık Mustafa"ya hitaben yazıldığını, sanık Rauf"un en son yazmış olduğu mektupta sanık Mustafa"dan 100.000 Lira para istediğini, eğer para verilmezse herşeyi anlatacağını yazdığını, kendisinin sanık Mustafa ile görüştüğünü, mektubu sanık Mustafa"nın İzmit"e gelerek mektubu teslim aldığını, daha sonra kardeşi Erdal"ın kendisine sanıklar Mustafa, Adnan ve Hasan"ın sanık Rauf"u tetikçi olarak tuttuklarını ve Akyazı"da bir cinayet işlettiklerini söylediğini, bundan sonra sanıklarla görüşmediğini söylemiş,
Soruşturma sırasında Adalet Bakanlığından soruşturma izni alındıktan sonra şüpheli sıfatıyla savunması alınan avukat A. A. özetle; sanıklar H.. B.. ve A.. T.."ın geçmişte avukatlığını yaptığını, 2007 yılı Aralık ayında sanık Adnan"ın kendisini aradığını, cezaevinde yatan sanık R.. D.."a eşya göndermek istediğini, kendisinden yardım istediğini, bunun üzerine cezaevine gittiğini, sanık Adnan"ın almış olduğu giyim eşyalarını sanık Rauf"a teslim ettiğini, bundan yaklaşık bir ay sonra sanık Adnan"ın cezaevine eşya ve para götürmesini istediğini, eşyaları teslim ettiğini ve sanık Adnan"dan almak üzere sanık Rauf"a bir miktar para verdiğini, bu şekilde toplam üç veya dört defa cezaevine gittiğini, sanık Adnan"ın kendisinden Rauf"un avukatlığını yapmasını istediğini, ancak ücretini alamayacağını düşündüğü için bunu kabul etmediğini, sanık M.. Y.."nın sanık Adnan aracılığıyla kendisine ulaştığını, sanık Mustafa ile yüz yüze görüştüğünü, sanık Mustafa"nın kendisini sanık Rauf"un avukatı olduğunu düşünerek dosyayla ilgili ayrıntılar sorduğunu, yine telefonla arayıp benzer sorular sorduğunu, bu sorulara bilgisi olmadığı şeklinde cevaplar verdiğini, en son 2008 yılının Nisan ayında sanık Adnan"dan almış olduğu 750 Lirayı cezaevine götürerek sanık Rauf"a verdiğini, yapmış olduğu bu faaliyetler nedeniyle kimseden ücret almadığını, sanıklar Hasan ve Adnan"ın yönlendirmesiyle sanıklar Mustafa ve F.. Y.. ile görüştüğünü, onlardan sanık Rauf"a gönderilmek üzere para istediğini, Yazıcı"ların kendisini sanık Rauf"un avukatı olduğunu düşündüklerine, bu nedenle kendisini aradıklarını ve para gönderdiklerini, sanık R."un Y."ların bir yakınını öldürdüğünü 2008 yılının Mayıs ayına kadar bilmediğini, ölen kişinin akrabalarından para istenerek öldüren kişiye gönderilmesinden şüphe duymadığını, bu hususun kendisini ilgilendirmediğini beyan etmiş,
Sanık M.. Y.. savunmasında; maktulün amcası olduğunu, aralarında husumet bulunmadığını, maktulün sanık Ahmet"in eşi Fatma"ya tecavüz ettiğini duyduğunu, konuyu araştırdığını ancak gerçek olmadığını öğrendiğini, sanık Rauf"u tanımadığını, ancak bir iki yıl önce gördüğünü, ancak ismini bilmediğini, olaydan sonra fotoğraflarını görünce hatırladığını, sanık Rauf"la bir irtibatının bulunmadığını belirtmiş,
HTS kayıtları okunup sorulduğunda; numaranın kendisine ait olduğunu, ancak kesinlikle sanık Rauf ile görüşmediğini, cinayetten önce telefonunu kaybettiğini, telefonunu bulan kişinin sanık Rauf"la görüşmüş olabileceğini söylemiş,
İletişimin tespiti tutanakları okunup sorulduğunda; görüşmeleri hatırlamadığını, A. A. isimli avukatı aramadığını, onunla görüşmediğini, ayrıca sanık Rauf"a para gönderilmesi için kimse ile irtibat kurmadığını dile getirmiş,
Üst aramasında ele geçen sanık R.. D.."ın babası M. D."a ait nüfus cüzdanı fotokopisi gösterilerek sorulduğunda; M.D."a ait nüfus cüzdanı fotokopisinin yaklaşık iki ay önce posta yoluyla kendisine geldiğini, neden kendisine gönderildiğini bilmediğini, kesinlikle M. Denktaş"a para göndermediğini ifade etmiş,
Sanık A.. Y.. savunmasında; F.. Y.."nın eşi olduğunu, maktulün eşi Fatma"ya tecavüz ettiğine ilişkin iddiaların yalan olduğunu, bu konuda dedikodu mahiyetinde dahi birşey duymadığını, maktul ile aralarında bir husumet bulunmadığını, maktulün öldürülmesiyle ilgili olarak kimseye para göndermediğini, iletişimin tespiti tutanaklarındaki para istenmesi ve gönderilmesine ilişkin ifadeler sorulduğunda, görüşmeleri hatırlamadığını, ses kaydı dinletilip sorulduğunda, kayıttaki sesin kendisine ait olduğunu ancak görüşmede neden bahsedildiğini hatırlamayamadığını söylemiş,
Hakkında beraat hükmü kesinleşen sanık F.. Y.. savunmasında; kesinlikle birileri aracılığıyla sanık Rauf"a para göndermediğini, ayrıca maktulün F.. Y.."yı tecavüz ettiği konusunun dedikodudan ibaret olduğunu, herhangi bir avukatla sanık Rauf hakkında görüşmediğini, iletişimin tespiti tutanakları okunup sorulduğunda sanık Ahmet ile yaptığı görüşmelerin doğru olduğunu, paraların askerde olan kardeşine gönderilmesi veya F.Cezaevinde yatan bir akrabasına para gönderilmesiyle ilgili olabileceğini, avukat A. A."ı tanımadığını, irtibatının olmadığını ve görüşmeleri hatırlamadığını beyan etmiş,
Sanık H.. B.. savunmasında; İstanbul"da galericilik ve komisyonculuk yaptığını, sanık A.. T.."ı tanıdığını, 2006 yılında sanık Rauf ile tanıştığını, Rauf"un iş yerine gelip gittiğini kendisiyle samimi olduğunu, bu arada sanık Adnan"ın da Rauf ile tanıştığını, bir ara Rauf"un işlerinin bozulduğunu, kalacak yeri olmadığından kendisine ait işyerinde kaldığını, Rauf"un sağlık problemleri olduğunu, bu nedenle ona Kuzuluk"a gitmesini tavsiye ettiğini, daha sonra Rauf"un Kuzuluk"a geldiğini öğrendiğini, ancak neden maktule yönelik eylemi gerçekleştirdiğini bilmediğini, olaydan sonra sanık M.. Y.."nın kendisini aradığını, sanık Adnan"ı sorduğunu, bunun üzerine Adnan"a verdiğini, daha sonra Kartal"da bir çay ocağında buluştuklarını, sanık Mustafa"nın sanık Rauf"un eylemi neden gerçekleştirdiği öğrenmek istediğini, bunu öğrenmek için gerekirse para dahi verebileceklerini ifade ettiğini, sanık Adnan"ın sanık Mustafa"yı avukat Atakan ile tanıştırdığını, sanık Mustafa"nın sanık Rauf"a gönderilmek üzere avukat Atakan"a değişik tarihlerde paralar verdiğini, Atakan"ın da bu paraları kendisine verdiğini, daha sonra E.. T.. isimli şahsın kendisiyle irtibat kurduğunu, bu şahsın sanık Rauf ile aynı koğuşta yatan E.. T.."in kardeşi olduğunu, kendisine gelen paraları ve almış olduğu giyim eşyalarını E.. T.. aracılığıyla sanık Rauf"a gönderdiğini, sanık Rauf cezaevinden bir mektup yazdığını, bu mektubun E.. T.. aracılığıyla sanık A.. T.."a ulaştığını, bu mektupta sanık Rauf"un elbise ve ayakkabı istediğini, sanık Rauf"u tanımaları nedeniyle ihtiyaçlarını temin edip E.. T.. aracılığıyla gönderdiklerini, sanık Mustafa"dan gelen paraları cezaevinde bulunan sanık Rauf"a gönderdiğinin doğru olduğunu ifade etmiş,
Sanık A.. T.. savunmasında; İstanbul"da faaliyet gösteren Y. Galerinin ortaklarından olduğunu, diğer ortakların H.. B.., K.Y. G. ve C. G. olduğunu, sanık Rauf"u 2006 yılından beri tanıdığını, Rauf"un galeride bekçilik yaptığını, olaydan önce sanık Rauf"u Kuzuluk kaplıcalarına yerleştirdiği iddiasının doğru olmadığını, olaydan önce sanık Rauf"un kendisini telefonla aradığı iddiasının doğru olduğunu, sanık M.. Y.."nın olaydan sonra Maltepe"de Yiğit Galeriye geldiğini, sanık Rauf"un amcasını öldürdüğünü, neden öldürdüğü konusunda kendisinden görüş almak istediğini ve avukat sorduğunu, kendisininde avukat Atakan Aksay"ı tavsiye ettiğini, cezaevinde sanık Rauf"u ziyarete gitmediğini, ismen tanımadığı biri vasıtasıyla sanık Rauf"un içeriden haber gönderdiğini, paraya ihtiyacı olduğunu söylediğini, bu sebeple kendi aralarında topladıkları 300-400 Lirayı sanık Hasan"a verdiklerini, sanık Hasan"ın da E.. T.."e verdiğini, onunda cezaevine parayı teslim ettiğini, suç tarihinden önce kesinlikle sanıklar M.. Y.., F.. Y.. ve A.. Y.. ile görüşmediğini, sadece olaydan sonra sanık M.. Y.."ya avukat Atakan"ın telefonunu verdiğini, sanık Rauf"un kendisine hitaben 100.000 lira gönderin göndermezseniz her şeyi anlatırım şeklinde bir mektup göndermediğini savunmuştur.
Ceza muhakemesinin amacı, usul kurallarının öngördüğü ilkeler doğrultusunda somut gerçeğin her türlü şüpheden uzak bir biçimde kesin olarak saptanması, suçu sabit olan failin cezalandırılması, kamu düzeninin bozulmasının önlenmesi ve bozulan kamu düzeninin yeniden kurulmasıdır. Gerek 1412 sayılı CMUK gerekse 5271 sayılı CMK, adil, etkin ve hukuka uygun bir muhakeme yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaçlamaktadır. Bu nedenle hüküm kesinleşinceye kadar, inceleme imkanı bulunan delillerin ele alınıp değerlendirilmesi, diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşmesi için, olaya ışık tutabilecek nitelikteki tüm kanuni delil ve belgelerin araştırılıp tartışılması zorunludur.
Ceza muhakemesinde hangi hususun hangi delillerle ispat olunacağı konusunda bir sınırlama bulunmayıp, yargılamayı yapan hakim hukuka uygun şekilde elde edilmiş akla, bilime ve mantığa uygun olan her türlü delili kullanmak suretiyle sanığın aleyhine olduğu kadar, lehine olan delilleri de araştırıp değerlendirerek şüpheden arınmış bir sonuca ulaşmalıdır. Yargılama konusu olayın açıklığa kavuşturulması ve maddi gerçeğin bulunabilmesi için ispat amacıyla kullanılan hukuka uygun yöntemlerle elde edilmiş her araç delil olarak kabul edilir.
Bu bilgiler ışığında somut olay önsoruna ilişkin olarak değerlendirildiğinde;
Bingöllü olup, İstanbul"da yaşayan, belirli bir adresi bulunmayan, işlemiş olduğu suçlardan dolayı hakkında yakalama kararı bulunduğu için üzerinde İsmail Bariç sahte kimliği taşıyan sanık Rauf"un olay günü, gündüz vakti yanında tanık Ahmet"de olduğu sırada, maktule arkasından yaklaşarak bir metre mesafeden ateş etmek suretiyle kasten öldürdüğü olayda, sanık Rauf"un maktule yönelik kasten öldürme eylemini gerçekleştirmesi için herhangi bir neden bulunmadığının sabit olması, sanıklar Mustafa, Ahmet ve Fatih"in savunmalarında reddetmelerine rağmen, olaydan önce sanık Mustafa ile sanık Rauf arasında on beş kez telefon görüşmesinin bulunması, sanıklar Mustafa ve Fatih"in avukat A.A. ile pek çok kez telefon görüşmelerin olması, bu görüşmelerde sanık Rauf"a para gönderilmesinden açıkça bahsedilmesi ve dosya ile ilgili bilgilerin paylaşılması, sanık Rauf"un yazmış olduğu mektuba vurgu yapılarak eğer para gönderilmez ise olumsuz sonuçların doğabileceğinin ifade edilmesi, avukat A.A."ın vekaletnamesi bulunmamakla birlikte sanık Rauf"u cezaevinde dört kez ziyaret edip hesabına para yatırması, ayrıca sanık M.. Y.."dan aldığı paraları sanık H.. B.."a ilettiğini ifade etmesi, tanık E.. T.."in sanık Hasan tarafından kendisine verilen para ve eşyaları sanık Rauf"a ulaştırması, sanık Rauf tarafından yazılan mektupları sanıklar Mustafa ve Adnan"a verdiğini, son mektupta sanık Rauf"un sanık Mustafa"dan 100.000 Lira istediğini, bu isteğinin yerine getirilmemesi durumunda her şeyi anlatacağını yazdığını ifade etmesi, iletişimin tespiti tutanaklarında açık bir şekilde sanık Rauf"a para gönderilmesi gerektiği aksi takdirde sıkıntı yaşanabileceğinin avukat Atakan Aksay, sanıklar H.. B.. ve A.. T.. tarafından ifade edilmesi ve sanık Mustafa"nın üzerinde yapılan aramada sanık Rauf"un babasına ait nüfus cüzdanı fotokopisinin ele geçmesi hususlarının, sanıklar aleyhine elde edilmiş, usul ve kanuna uygun deliller olduğu ve bu delillerin sanıkların suçu işlediği yönündeki şüpheyi arttırdığı tartışmasızdır.
Bununla birlikte, maddi gerçeğe ulaşabilmek adına gerçekleşip gerçekleşmediği veya gerçekleşme şekli şüphede kalan hususlarında araştırılması gerekmektedir.
Bu kapsamda, öncelikle sanıklar M.. Y.. ve A.. Y.. ile hakkında beraat hükmü kesinleşen F.. Y.. başta olmak üzere Yazıcı ailesine mensup kişilerin banka ve posta hesaplarının dökümleri alınarak olağan dışı bir para hareketinin olup olmadığının araştırılması, özellikle sanık Rauf"un babası M. D."a veya sanık Rauf"un yakınlarına para gönderilmesinin söz konusu olup olmadığının tespitine çalışılması,
Yazıcı soyadlı sanıklardan temin edilen paraların sanık Rauf"a gönderilmesine aracılık ettiği kesin olarak belirlenen avukat A. A.hakkında kovuşturma izni verilmesi talepli fezlekenin akıbetinin araştırılarak, hakkında kamu davası açılıp açılmadığının belirlenmesi, açılmış ise birleştirilerek her iki dosyasının yargılamasının birlikte yapılması, dava açılmamış veya hüküm kesinleşmiş ise A.A."ın incelemeye konu dosyadaki sanıkların eylemleri yönünden tanık sıfatıyla ifadesinin alınması,
Sanık Rauf"a para gönderilmesine aracılık eden tanık E.. T.."in paraları sanık Rauf ile aynı cezaevinde tutuklu bulunan E.. T.."in hesabına yatırdığını ifade etmesi karşısında bu hususun kesin olarak belirlenmesi açısından cezaevi idaresinden tukuklu E.. T.."in cezaevi emanet hesabı kayıtları istenerek, gönderilen para miktarlarının ve hesaba yatırılış tarihlerinin belirlenmesi,
Bu şekilde eksik hususlar tamamlanarak elde edilecek delillere göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulüne, Özel Daire onama kararının sanıklar R.. D.., M.. Y.., A.. Y.., H.. B.. ve A.. T.. yönünden kasten öldürme suçundan kurulan hükümlerle sınırlı olarak kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün sanıklar R.. D.., M.. Y.., A.. Y.., H.. B.. ve A.. T.. yönünden kasten öldürme suçundan kurulan hükümlerle sınırlı olarak, eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle KABULÜNE,
2- Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 23.01.2012 gün ve 10226-216 sayılı onama kararının sanıklar R.. D.., M.. Y.., A.. Y.., H.. B.. ve A.. T.. yönünden kasten öldürme suçuna ilişkin olarak KALDIRILMASINA,
3- Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 10.06.2010 gün ve 250-153 sayılı hükmünün, sanıklar R.. D.., M.. Y.., A.. Y.., H.. B.. ve A.. T.. yönünden kasten öldürme suçundan kurulan hükümlerle sınırlı olarak, eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulması isabetsizliğinden BOZULMASINA,
4- Dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.06.2014 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.