Esas No: 2011/2288
Karar No: 2011/2930
Karar Tarihi: 31.03.2011
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2011/2288 Esas 2011/2930 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı (üçüncü kişi) vekili, Tarsus 1.İcra Müdürlüğü’nün 2006/1317 Esas sayılı dosyasında trafik kaydına 04.08.2006 günlü talep üzerine haciz konulan ... plakalı aracın noterde yapılan sözleşme ile üçüncü kişi tarafından 12.01.1998’de satın alındığını ve mülkiyetin hacizden çok önce davacıya geçtiğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı (alacaklı) vekili, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Davalı (borçlu), aracı 1998 yılında satıp teslim ettiğini kendisi ile ilgisinin kalmadığını belirtmiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre: “dava konusu aracın kaydına haciz konulmasından çok önce üçüncü kişi tarafından noterde yapılan sözleşme ile satın alındığı,mülkiyetin hacizden önce davacıya geçtiği“ gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.)Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı alacaklı vekilinin yerinde görülmeyen ve aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2.Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
İstihkak davalarında, İİK’nun 97/11. maddesi hükmünce, genel hükümler dahilinde basit yargılama usulü uygulanır.
Buna göre davanın kabulü halinde haksız çıkan taraf aleyhine, takip konusu alacak ile mahcuz malın değerinden hangisi az ise onun üzerinden, Harçlar Kanunu’na göre nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekir.
Öte yandan kamu düzeni ile ilgili hususlara aykırı davranılması aleyhe bozma yasağı kuralı kapsamı dışında kalır ve re’sen incelenebilir. Yargılama harçlarının noksan alınması da kamu düzenine ilişkin bir yanlışlık olup bozma nedenidir.
Somut olayda, karar ve ilam harcının dava dilekçesinde gösterilen miktar üzerinden alınması ve alacak miktarı olan 4.332,24.-TL üzerinden hesaplanması gerektiğinin dikkate alınmaması isabetli olmamıştır.
Ne var ki belirtilen bu yanlışlığın giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ:Davalı alacaklı vekilinin yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın hüküm fıkrasının 4. bendindeki “Alınması gerekli 54,00.-TL harçtan peşin alınan 15,60.-TL harcın mahsubu ile eksik 38,40.-TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye irad kaydına” ibaresinin çıkartılarak yerine “Alınması gereken 233,94.-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 15,60.-TL’nin indirilmesi ile geriye kalan 218,34.-TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına” ibaresinin yazılmasına, hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA 19.12.2005 gün ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun 140. maddesi gereğince TC. Vakıflar Bankası AŞ.harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına 31.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.